Yine okul için uyandığım bir sabah... Okul için uyanmaktan daha berbat bir şey var mı acaba?
Üniversiteye geçince rahatlarsın tarzı cümleler kuranlara inanmayın sakın. Çünkü büyük bir hayal kırıklığı yaşarsınız.
Saçlarımın fazla kabardığını görünce hemen banyoya girdim. Biliyorsunuz, saçlarımı yüzüm sağolsun(!) bağlayamıyorum.
Kısa bir duşun ardından odama geçtim ve dolaptan siyah kot, siyah atlet ve kareli gömlek çıkardım. Atlet ve pantolonu giydikten sonra gömleğin dügmelerini iliklemeden ceket gibi giydim ve aynada kendime baktım.
Yüzümün tamamen kapandığından emin olduktan sonra- aynaya asla kıyafetlerim için bakmam, sadece saçım yüzümü kapatmış mı diye bakarım- odamdan çıkıp mutfağa gittim. Buse kahvaltı hazırlıyordu.
"Abim uyanmadı mı daha?"
"Hayır, uyuyor"
Dudaklarımda muzipçe bir gülümseme belirirken abimin odasına koştum. İlk başta hafif bir şekilde kapıyı tıklattım, ses gelmeyince yavaşça açtım kapıyı.
Yastık yorgan etrafa saçılmış, dağınık yatan bir Bora ile karşılaştım demeyi çok isterdim. Fakat abim hiçbir zaman, benim aksime, dağınık yatan biri olmamıştı. Uyumadan önce nasıl yatarsa, o şekilde uyanırdı.
Sessiz adımlarla yanına yaklaştım ve birden üstüne atladım.
"Ağzına tükü- Ne yapıyorsun kızım ya?"Ağzımı açıp konuştum.
"Aaa bekliyorum, gel tükür" deyip kahkaha attım. Abim göz devirince daha fazla güldüm.
"Hep sen mi beni bu şekilde uyandırıcaksın?"
Abim uykulu uykulu yüzünü ovuştururken kıkırdadım ve en nefret ettiği şeyi yaptım.
Yanaklarını sıkarken "Oyşş benim tatlı abişim" dedim. Ellerimi tutup zorla yanağından çekti.
"Bittin sen Ecem." Kahkaha atarken yataktan kalktım ve koşarak odadan çıktım. O da peşimden koşmaya başladı.
"Gel buraya, yaktım seni!"
Hızla mutfağa girdim ve masayı hazırlayan Buse'nin arkasına geçtim. Abim gelince kolunu uzattı ve beni Buse'nin arkasından çekmeye çalıştı.
"Yeter be! Çocuk musunuz siz? Ecem sen çık şurdan! Bora abi sen de git önce bir elini yüzünü yıka, bu ne hal?"
Buse'nin bağırmasıyla durup onun dediklerini yapmaya başladık. Bir bağırmasıyla ikimizi de dize getiriyordu canım arkadaşım.
Abim odasına yönelirken ben masaya oturdum. Buse ise hala bize söyleniyordu.
"Ya yeter tertip, söylenme artık. Otur da gül cemalini göreyim."
"Kes yalakalığı ya" deyip o da oturdu masaya.
Kısa süre sonra abim de gelince kahvaltımıza başladık. Kahvaltıdan sonra biz yine masayı ve bulaşıkları abimin üstüne yığdık ve evden kaçtık.
Otobüs durağına geldiğimizde çok beklemeden otobüs gelmişti. Sabahları otobüsün boş olması mutlu olduğum tek şeydi.
Her zaman oturduğumuz koltuğun cam kenarına geçtim ve başımı cama yasladım.
🍭🍭🍭
Okula gelince direk sınıfa uçtum ve sırama oturdum. Başımı sıraya koyup soluklandım. Büyük ihtimalle Buse de arkamdan gelirdi.
Telefonumu çıkarıp whatsapa girdim. Tabi ki de Yekta'ya mesaj yazacaktım. Yoksa uyanamazdım kiii...
A': Günaydın.
Y⭐: Aymadı.
A': Neden ki?
Y⭐:Bu saatte okula gelmek için hazırlanıyorum. Nasıl gün ayabilir?
A': Demek uzun zaman sonra okula geliyorsun.
Y⭐: Maalesef. Bugün çocuklarla basketbol antremanı yapacağız. Sırf onun için geliyorum.
A': Hmm anladım...
(Gördü)✔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Short StoryYarı texting 0507...: Evet Kutup Yıldızı. Dikkatli ol ve en parlak yıldız olmaya devam et. Çünkü insanların yönlerini bulabilmeleri için sana ihtiyacı var. 0507...: En çok da benim sana ihtiyacım var.