1. Son Yadigar

41 2 2
                                    

"Aliş, onu alamayız yavrum."
Bal rengi gözlerini yere düşürdü, dudaklarını sarkıttı.

"Ama soluy kalıysa çiçek açacaktı."
Elindeki minik saksıyı alıp sehpaya bıraktım ellerini tutup diz çöktüm aynı hizada olalım diye.
"Aliş merak etme Perihan teyze her gün gelip sulayacak, hem sadece altı aylık gidiyoruz oğlum döneceğiz yine o vakte kadar çoktaan çiçek açmış olur."

Bir çiceğine bir bana baktı. Küçücük kollarıyla sarıldı bana.
"Biy tanesin anneciğiim."
Gıdıklayarak öpücüklere boğdum küçük erkeğimi.

Evet, hayatımın her şeyi, biricik ailem. Neşe kaynağım, yaşama sebebim...

Biricik oğlum, Ali.

Daha her şeyden habersiz oğlum.
5 yıl önce bir yangın tüm ailemi almıştı benden.
Annem, ablam eniştem.

Ben üniversite son sınıftaydım. Sonunda aileme kavuşacağım diye beklerken hepsini kaybetmiştim.
Bir tek Ali'm kalmıştı.

Ablam erken doğum yapmıştı.
Küveze almışlardı Ali'mi.
Bir hafta sonra çıkarabilirsiniz demişti doktorlar.
Ama kim bilirdi bir hafta içinde çıkaracak ailesi kalmayacağını.

Final dönemi olduğu için tatilde gidecektim ailemin yanına.
Gece gelen aramayla tüm planlar mahvolmuştu.
Cenaze işlemleri, Ali, sınavlar...
En zor dönemdi benim için. Ailemin yasını tutamamıştım hiç.
Ali'm bana ailemin son yadigarıydı.

Çalan kapı ile Aliş'i halının üstünde gülerek bırakıp kapıya yöneldim.
"Asi? Siz daha hazır değil misiniz ya?"

Yine bir hışımla girmişti eve Anıl.
"Anıl abiiiğ." Aliş kucağına atlamıştı koşarak.
"Anıl kafam çok dolu ya bir sürü hazırlık falan. Bu gece biz gelmezsek olmaz mı?"

"Yhaa annee, söz veymiştin hani Anıl abiyi istiyoyum ben bana ne."
Minicik kaşlarını çatmış, Anıl'ın kucağında sıkı sıkı sarılmıştı.

Anıl üniversiteden arkadaşım. O dönemde bana en çok destek olan Anıldı. Her anlamda.

Beraber çevirmenlik ofisi açmıştık.
Ali ile de çok yakınlardı, Ali ona çok bağlıydı.
Şimdiyse iş nedeniyle altı aylığına Hindistan'a gidiyordum.
Hayallerimin ülkesine...
Anıl gitmeden bizi yemeğe davet etmişti. Annesi ısrar etti diye kabul etmiştim ama iki gün sonra yola çıkacaktık ve ben hazır değildim.

"Hadi ama Asi. Annem, al gel dedi ben karışmam. Hem yavru aslanımı niye üzüyorsun sen?"

Aliş de destekler gibi kollarını kavuşturdu.
"E iyi tamam siz geçin arabaya geliyorum bende."

"Oleeey." Aliş ile Anıl zafer kazanmış gibi sevinerek kapıdan çıktılar.

Çantamı alıp evde her şeyi kontrol ettikten sonra çıktım.
Ev yakındı zaten yolda anca Aliş'in kreşte yaptıklarını Anıl'a anlatmasıyla geçti.

Meryem teyze bizi çok severdi ama Aliş'i ayrı severdi.
Ben iş dolayısıyla şehir dışına ve yurt dışına çıkınca hep Aliş ile Meryem teyze ilgilenirdi sağ olsun.

Yemeklerimizi yedikten sonra Meryem teyzeyle balkona çıkmıştık.
"Yine başladılar o şeyle oynamaya, ay küçücük çocuğu da kendine benzetiyor."
"Ohoo Aliş tutturdu bana bizim eve de alalım. Daha oyun konsolu demeyi beceremiyor oynamayı söktü bile."

Meryem teyze gülümsedi.
"Oyun konseyi." Aliş'i taklit ederek güldü.

İçeride kumandayla savaşan küçük erkeğime baktım.
Ne çabuk geçiyordu zaman. Ne ara beş yıl olmuştu?
"Sizi çok özleyeceğiz, hele Ali kuzumu."

Demin gülen kadın şimdi ağlamaklı olmuştu.
"Ama Meryem teyzee konuştuk bunu. Biz sadece altı aylık..."

"Yavrum biliyorum ama üzülüyorum. O, Torunum gibi, sen de..." Sustu, ama biliyordum ne demek istediğini.
Hep benimle Anılı yakıştırmıştır. Aslında herkes bizim bir gün evleneceğimizi sanıyor.
Ama öyle değildi. Anıl benim arkadaşımdı, iş ortağımdı.
Kardeş gibiydi benim için. Hiç bir zaman ona o gözle bakmamıştım.
Anıl'ı bilmiyorum. Uygun olmaz diye hiç sormadım da. Bence o da beni kardeşi olarak görüyordur dost olarak.
Hem ailemi kaybetmek, Ali, iş güç derken hiç başka şey düşünecek vaktim yoktu.
Ali de Anıl'ı çok seviyordu. Baba gibi ama ne yapabilirdim olmazdı.
İkimize de haksızlıktı.

"Biz artık kalkalım Meryem teyze malum hazırlık."

Meryem teyzenin ısrarı, Ali'nin duygu sömürüleri bitmek bilmese de, sonunda gece bitmiş, biz de eve varmıştık.
Ali çizgi film seyrederken bende onun bavulunu topluyordum.
Hindistan sıcak ülkeydi ama geceleri serin olur uyarısını unutmamak lazım diye kalın kıyafetlerde koydum Aliş'im için.

Hindistan'a hep aşıktım, çevirmenlik okumamın bir nedeni de Asya ülkelerine, özellikle de Hindistan, Kore, Tayland ve Japonya' ya olan hayranlığımdı.
Hintçe, Korece, İngilizce ve Japonca çevirmenlik yapıyordum.
Anıl ile farklıydık, o Avrupa ülkelerini daha çok seviyordu ve benden daha çok dil biliyordu, hep sorgulardı niye Asya diye.

Hindistan'da Türk Elçiliği'nde çalışacaktım. Elçilikten izinler alınmıştı. Bu fırsatı asla kaçıramazdım.
İş altı aylıktı ama olsun bana yeterdi hatta artardı bile.
Aliş ile gitmem biraz zor olacaktı. İlk kez yurt dışına Aliş ile çıkıyorduk.

"Annee, benim uykum geldi."
Gözünü ovuşturarak yanıma geldi küçük erkeğim.

"Oy paşam gel hadi dişlerini fırçaladın mı?"

Başını aşağı yukarı salladı.
Yatağına geçince üzerini örttüm.
"Anne, Anıl abi de bizimle gelse olmaz mı?"

Yanına oturdum.
"Ama Anıl abinin kendi işleri var."

"Benden önemli mi işleyi?"

"Oğlum, Anıl abin seni seviyor ama onun hayatı ayrı değil mi? "

"Babam değil diye mi?"

"Onu nereden çıkardın oğlum ne babası?"

"Meyyem teyze konuşuyken duydum. Bana baba lazım dedi. Anıl abi de babam olabiliy, değil mi?"
Ben şimdi bunu küçücük çocuğa nasıl anlatayım.

"Hayır oğlum, Anıl abin senin sadece abin. Benim arkadaşım, senin abin. Biz nasıl ikimiz aileysek onun da ailesi var ve ileride de ailesi olacak."

"Benim babam yok ama."

İsyan eder gibi çıkan ağlamaklı sesi ciğerimi yaktı sanki.
"Var , senin baban da annen de benim. Yoksa artık benim gibi baba istemiyor musun sen? Bıyık mı takayım, saçımı da kesiyim şöyle kısacık."

"Hayıııııy, senin saçlayını seviyoyum, anne kesme sakııın."

Gülümseyerek yanına yattım.
Bana sıkıca sarılıp uyudu minik erkeğim.
Artık büyüyordu ve gerçekleri anlatmak lazımdı. Ama ona senin ailen öldü diyemezdim ki...
Allahım sen yardım et minicik kalbi kırılmadan gerçekleri nasıl anlatacaktım?

1.Bölüm sonu

Multimedya: Asiman ve Ali (Örnek fotoğraf)

Yazar:
Leyla Sebine

Yazar yardımcısı ve kapak tasarım: Erin Şensöz

İletişim
Instagram @lelosebo97

Aşk MahalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin