1.BÖLÜM

82 4 7
                                    

Gökyüzü masmaviydi bugün Güneş içimi ısıtıyor du gelen Güneş ışıkları ise gözüme mahvediyor du gelen Güneş ışıklarının gözümü zarar vermemesi için elimi kaldırıp güneşe doğru götürdüm Güneşten gelen Işıklar parmak aralarımdan geçerek yüzüme gölge oluşturuyordu daha sonra elimi indirerek yüzümü okşadım bu his hoşuma gidiyordu nedenini bilmesemde. Yataktan kalkarak masanın başına geldim elime telefonu alarak Gelen mesajlara baktım Yeni bir mesaj yoktu yani Bu iyi bir şey di telefonu tekrardan masanın üzerine koyarak banyonun yolunu tuttum üstümde bulunan ince tişörtü bir kenara fırlatarak ılık suyun altına girdim su belimden aşağı güzel bir şekilde akarken bu okşamanın tadını çıkartıyordum duş almak artık benim için bir keyif Haline Gelmişti Nede olsa artık yapacak hiçbir şey yoktu sadece kaç metrekare olduğunu bilmediğim bir evin içinde yaşayan kafayı sıyırmış biriydim hayat üzmüştü beni hemde çok üzmüştü. İnsanlara onlar hiç gitmeyecekler gibi bağlanmıştım Benim olayım buydu en fazla değer veren kişi olmaktı ama akıllanmıştım artık Çünkü kimse beni düşünmüyordu hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlardı bunu bilmek bana ne kadar acı versede adımlarım daha sağlamdı uslanmış akıllanmış büyümüştüm. Suyu kapatarak üstüme kurulanmak için bir havlu aldım havluyu üzerime sararak yatak odama doğru yürüdüm odaya ulaştığımda Dolabımın kapaklarını açarak Üstüme giyecek buz mavisi pantolon ve bir beyaz tişört aldım pantolon ve tişörtü üstüme geçirerek kapıya doğru yöneldim çantamın içine telefonumu ve birkaç eşyamı koyduktan sonra kendimi dışarı attım hava bugün pek güzeldi ama benim için pek bir önemi yoktu zaten dışarı çıkmayalı epey olmuştu hatta değişen birsürü şey vardı mesala evimin yanına yeni bir butik tarzı biryer açılmıştı fazla güzel gözüküyordu dışardan merak etmiştim kesinle oraya girmeliydim bunu aklımın bir köşesine not ederek yoluma devam ettim uzunca bir süre yürüdüm ne kadar olduğunu bilmiyorum yolun sonunda herzaman uğradığım ama son zamanlarda hiç uğramadığım kahve dükkanını gördüm hemen dükkana doğru ilerleyerek bir hışımla içeri girdim içerisi pek kalabalık değil di ama çok fazla duman vardı ve bu beni epey rahatsız etmişti kasaya doğru ilerleyerek kasiyere herzamankinden dedim kasiyer başını salladıktan sonra yanımdan ayrıldı bayadır gelmeme rağmen adam beni unutmamıştı bu güzel birşeydi yani öyle umuyorum çantamdan telefonu alarak saate baktım yetişmem gereken biryer yoktu okula da gidecek değildim sadece oyalanmak amaçlı bu arada kahvem gelmiş beni bekliyordu hemen kasiyere ücreti ödeyerek oradan ayrıldım yolu takip ederek sahile indim değişmeyen tek yer burasıydı ve hep öyle kalacaktı çünkü denizin sesini severdim hep huzur verir sahil yolu boyunca ilerledim havada kararmaya başlamıştı hafif çıkan rüzgarda saçlarımı savuruyordu oturacak biryer bularak kendimi yere attım etrafda çok sakindi ve bu beni etkilemişti yaşadığım olaylar gözümün önünden şerit gibi gelip geçmişti ve gözümden akan bir damla yaş bunu onaylamıştı
1 ay önce
Bugün benim için çok özel bir gündü çünkü yiğitin doğum gününü kutlayacaktım kutlama derken sadece Yiğit'le benim olacağım bir kutlamaydı bu Yiğit'in şu anda kendi otellerinde olduğunu biliyordum onun yanına giderek habersiz bir şekilde doğum gününü Kutlayacaktım o ise benim şu anda Dedemi ziyaret etmek için Ankara yolunda olduğumu sanıyordu çünkü dedemden başka yanına gidebileceğim kimsem yoktu babam ben çok küçük yaştayken ölmüştü Ben onu hiç görmemişim Annem ise beni ilkokuldayken terk etmişti Daha sonra da o da vefat etmişti ben de bu yaşıma kadar dedemle birlikte yaşamıştım Daha sonra da eğitimim için bu şehire gelmiştim Bu benim için çok büyük bir fırsattı daha sonra burada Yiğit ile tanıştım ve ona deli gibi aşık oldum Benim Hikayem böyleydi Hayata bir sıfır geriden başlasam da artık mutluydum Önemli olan da buydu ve hayatımdan memnundum hemen hazırlanarak evden çıktım bir taksi çevirdik otele doğru ilerlemeye başladım o kadar heyecanlıydım ki yine Elim ağzımda Ellerimi ısırıyordum bu bir alışkanlıktı acaba tepkisi ne olacaktı beni elimde pasta ile görünce ne yapacaktı şaşkına döneceğinden adım gibi emindim taksi Otelin önüne geldiğinde hemen hızlı adımlarla Otele doğru ilerleyip içeri girdim resepsiyona giderek Yiğitin nerede olduğunu sordum resepsiyondaki adam beni tanıdığı için hemen 112 numaralı odada dedi adama teşekkür ederek hemen resepsiyondan ayrıldım Yiğit'in olduğu odaya doğru ilerlemeye başladım Oda koridorun en sonundaydı hemen odanın yanına gelerek kapıyı çaldım ama ses gelmemişti sonra tekrardan çaldım Bu sefer de ses gelmemişti bir sürü odanın kapısının Açılmasını bekledim ama kapıyı açan kimse yoktu acaba yanlış odayamı gelmiştim tam arkamı dönüp gidecekken kapının açıldığını duydum kafamı kapıya doğru yöneldiğimde En yakın arkadaşım Yeliz'in yarı çıplak bir halde karşımda durduğunu gördüm birden affalayarak düşecekken elimi duvara koydum kendimi tekrardan toparlayarak kendime geldim Yeliz karşımda öylece bana bakıyordu yüzünde pişmanlık vardı neler olup bittiğini öğrenmek için direkt yelizi ittirerek içeri daldım içeride kimse yoktu ama banyodan su sesleri geliyordu hemen bir dakika bile düşünmeden banyoya doğru yürüdüm ve kapıyı açarak içeri girdim karşımda çıplak bir vaziyette olan Yiğit Vardı arkasını döndüğünde benim yüzümle Onun yüzü karşılaştığında yüzündeki ifade birden şaşkına dönmüştü onu öyle gördüğümde istemsizce elimdeki pasta kutusu yere düşmüştü neler olduğunu Daha yenice anlamıştım Yiğit beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı.

Yüzümden düşen göz yaşımı elimle Yüzüme yayarak oturduğum yerden kalktım ve eve doğru ilerlemeye başladım artık beni bu şehire bağlayan hiçbirşey yoktu gitme vakti gelmişti

Delinin ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin