Daha Hogwarts'a giderken bile en büyük hayalim bir Quidditch oyuncusu olmaktı. Hangi binaya seçileceğim zerre umrumda değildi. Trende tanıştığım ve Hogwarts'ta ilk arkadaşım olan Kimberly bile nereyi seçileceğini merak ederken (böyle diyorum çünkü o asla bir şeylere kafa yormaz) ben acaba 'vurucu mu yoksa kovalayıcı mı' olmalıyım diye düşünüyordum. Annem ise benim Ravenclaw'a mı yoksa Slytherin'e mi gireceğimi düşünüyordu. Zavallı muggle babam ve o zamanlar 9 yaşındaki kardeşim Eva, peron dokuz çeyreğin dışında kalmış muhtemelen sabırsızlıkla annemi bekliyorlardı.
Evet sonuç olarak ben Gryffindor'a Kimberly ise Ravenclaw'a seçilmişti. Üstellik bir Quidditch oyuncusu falan da olamamıştım.
Oysa ki ilk yıl ne hayallerle gitmiştim Madam Hooch'un yanına.
Birinci yıl aldığımız uçuş dersinden olağanüstüyle geçmiştim. Madam Hooch bir keresinde uçuşumu o kadar beğenmişti ki Gryffindor'a on puan vermişti. Buna rağmen takıma seçilmemiştim. Sebebi ise birinci sınıfların çok üstün bir durum gösterdiklerinde alınmasıydı. Tabi ki de ben öyle değildim. Bunun üzerine Madam Hooch'un yanına gidip Harry Potter'in da ilk yıl seçildiğini söylemiştim o da bana "Ama o Harry Potter demişti. Çok üzüldüğümü gördüğünde bana üçüncü sınıfta tekrar gelmemi söyleyip o zaman iyi olursam beni takıma alacağından bahsetmişti. Üçüncü sınıfta ise tekrar yanına gittim ama seçilemedim çünkü karşımda rakip olarak altı ve yedinci sınıflar vardı. Dördüncü sınıfta gittim ama bu seferde de yedek olarak seçildim ve oynanan hiçbir oyuna çıkamadım.
Bir tanesine bile.
Beşinci sınıfta ise iksirden felaket ile kalıyordum bu da SBD puanımı inanılmaz etkiliyordu bu yüzden gerçek bir oyuncu olmak için seçmelere katılamadım. Sonuç olarak artık altıncı sınıftım bu da takıma girmek için bana büyük bir avantaj sağlıyordu. Yaptığım idmanları saymıyorum bile.
Lisa ve Kimberly ile İksir dersine giderken de benim gündemim yine Quidditch'ti.
"Dün Huzur iksirini bir türlü yapamadım." dedi Kimberly. "Profesör Holmes beni öldürecek."
"Abartma," dedim. "Bugün yine aynı şeyi yapacağız." derin bir nefes verdim. "En azından bunun bir telafisi var ama ben eğer bu yıl da takıma giremezsen seneye uğraşmayacağım." diye mırıldandım.
Lisa hemen Kimberly'in kolundan çıkarak benimkine girdi. Turuncu saçlarını arkaya atarken heyecanla konuştu. "Tabi ki de gireceksin Ivory neredeyse tüm yaz çalıştın. Muggle dünyasını pek bilmem ama fiziğine bakılırsa orada iyi bir şeyler yaptığın belli. Aynı zamanda Gryffindor'un en iyi süpürge kullananı sensin. Sana inanıyorum."
Lisa ile birinci sınıfta Kimberly aracılığıyla tanışmıştım. Kesinlikle harika bir kızdır. Her zaman sizi destekler ve yine Kimberly'in aksine dersleri harikadır. Onunla ortak salonda akşam yemeği yerken ilk defa konuşmuştuk. Annesinin de babasının da önceden Ravenclaw olduğunu söylemiş, kendisinin de bu binaya girmesinin pek şaşırtıcı bir şey olmadığını demişti. Ablası ve abisi bile Ravenclawdı. Ben de annemin bir Slytherin olduğunu babamın ve kız kardeşimin muggle olduğunu söylemiştim.
Ben umarım derken çoktan zindanlara gelmiştik. İçeri girerken bu sefer Kimberly ile oturmamaya karar verdim çünkü bir önceki derste uyumuş onun yüzünden ben de Holmes'den azar işitmiştim (üstelik iksiri yaptığım halde). Lisa ise çoktan Taylor ile (kendisi üç yıldır Quidditch'te kovalayıcıydı aynı sene seçmelere katılmıştık o başarılı bir Ravenclaw oyuncusu olmuşken ben Gryffindor takımına girememiştim) yan yana oturmuştu. Ben de yatakhane arkadaşım Zoe'nin yanına oturdum.
Çok geçmeden Profesör içeri girdi ve dün ki iksiri yapamayanların yanına gitti. Sanırım Kimberly için işkence saati başlıyordu. Zoe, ben, Janet, Alfred grup olarak iksiri tamamlamıştık o yüzden serbesttik. Sonra büyü tarihinden iki gün sonra sınav olduğu aklıma geldi. Büyü tarihine çalışırken bu sefer de bir hafta sonra Quidditch seçmeleri olduğunu hatırladım ve bir daha da kitaba odaklanamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
quidditch
FanfictionKısa bir sessizlikten sonra Jules tekrar konuştu. "Bu yanlış gerçekten kötü bir şey." Belki de uzun bir sessizlik olmuştu ama bilmiyordum. Zaman kavramımı yitirmiş gibiydim. Soğuk resmen tenime işlemişti, aldırmamaya çalıştım. "Neden?" "Çünkü sade...