Heyecandan ölecektim şimdi.
Hayatımda daha önce hiç bu kadar heyecan yapmamıştım gerçekten. İki yaz önce ilk erkek arkadaşım olan Daniel (kendisi bir muggledı maalesef bu yüzden ondan hiç istemeyerek ayrıldım) beni öperken bile böyle değildim. Çoktan tuvaletim gelmişti ve galiba bacaklarım titriyordu. Glenda ne kadar beni yatıştırmaya çalışsa da işe yaramıyordu. Bir ara Kimberly'e konuşmak için baktım ama metreler ötemdeydi. Eric ile flörtleşiyordu.
Pekâlâ.
Aynı zamanda Jules Grauthies de metreler ötemdeydi yanında arkadaşları Diego ve Felix ile konuşuyordu. Sabah ilk onlar gelmişti çünkü Slytherin'in seçmeleri ilk önceydi. Sonra Hufflepuff, Gryffindor ve en son Ravenclaw. Hufflepuff'un seçmeleri bitmişti. Birkaç dakika sonra Gryffindor için seçmeler başlayacaktı. Boris Anderson takımdan çıktığı için arayıcı alınacaktı ve bir tane de tutucuya ihtiyaç vardı. Arayıcı olarak adımı yazdırmıştım.
En azından sadece iki tane rakibim vardı. Üçüncü sınıflardan adını bilmediğim bir kız ve yine adını bilmediğim bir çocuk. Neyse ki ikisi de benden küçüktü. Gözlerim bir ara Anna'yı aradı fakat Glenda bana onun bu sene katılmayacağı söyledi. Bu da bana çok iyi hissettirdi çünkü bu sene en son istediğim şey dramaydı.
Ayrıca iyi ki kovalayıcı olarak adımı yazdırmamıştım çünkü tam on bir kişi vardı. Geçen sene ki kovalayıcı olan Harry için biraz üzüldüm sanırım o da benim gibi heyecanlıydı. Ama yine de kendimi iyi hissedemiyordum çünkü Jules hâlâ buradaydı. Yaklaşık bir saat önce gitmesi gerekirdi. Üstelik bu yıl takım kaptanıydı.
Birkaç kere gözlerini üstümde hissettim fakat ona her baktığımda başka bir şeyle ilgileniyordu. İyice paranoyaklaştım. Fakat beni bu hale getiren de kendisinden başkası değildi.
"Gryffindor takım seçmeleri başlamıştır adaylar lütfen sahaya gidip isimlerini doğrulatsınlar!"
Evet, bu anonsu duymak işimi bitirmişti.
Artık kalbimin çarpmasını vücudumun HER YERİNDE hissedebiliyordum. Sıfır abartma.
Glenda durumumu anlamış olacak ki "Dünyanın sonu gelmedi Ivory. Sana güveniyorum. Unutma bir şeyi ne kadar istersen başarma olasılığını o kadar arttırmış olursun."
"Eee geçen beş yılda neden öyle olmadı o zaman?"
Glenda'nın kötü bakışlarıyla karşılaştığımda artık kalkmam gerektiğini biliyordum. İstemeyerek de olsa sahaya doğru yürümeye başladım.
Standa adımı doğrulatmaya giderken önümde iki kişi vardı çabuk gelecekmiş gibi görünüyordu fakat Hufflepuff'un vurucularında 7. sınıf öğrencisi olan Piper Miller sinirli gibi görünüyordu ve sanırım bir problem vardı.
Onlar Madam Hooch ile konuşurken ben durumu anlamaya çalışıyordum tam o anda arkamda birinin varlığı hissettim.
Jules Grauthies.
"Farkında mısın bilmem Jules ama Gryffindor'a girmek için yaklaşık altı yıl kadar geç kaldın."
Benim alaycı tavrım onu gülümsetti. Sanki ne zaman kabalaşsam ya da ona meydan okusam hoşuna gidiyormuş gibiydi. Biraz bana doğru eğildi. Uzun boylu olduğunu daha yeni fark ediyor gibiydim.
"Tüh, ben de aptallıkla cesaretlik arasındaki ince çizgiyi bir türlü anlamayan bir aslan bayrağının altına girmeyi ne kadar isterdim oysaki!"
Bu benim yüzümdeki alaycı gülümsemeyi sildi. Çünkü her ne kadar insanlar Slytherin- Gryffindor arasında anlaşmazlık olduğunu düşünse de öyle değildi. Hogwarts eğitim hayatım boyunca bir kez bile olsa bir Slytherinle kötü olamamıştım. Dürüst olmak gerekirse bu yeşil bina benim çok arkadaşım olan bir bina değildi. Juliet dışında bu binadan yakın arkadaşım yoktu. Tabi ki çoğu kişinin adını biliyordum fakat arkadaş değildim işte. Ben daha mavilerle ve kırmızılarla arkadaştım. Ama kesinlikle yeşilleri kötü bulduğumda yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
quidditch
FanfictionKısa bir sessizlikten sonra Jules tekrar konuştu. "Bu yanlış gerçekten kötü bir şey." Belki de uzun bir sessizlik olmuştu ama bilmiyordum. Zaman kavramımı yitirmiş gibiydim. Soğuk resmen tenime işlemişti, aldırmamaya çalıştım. "Neden?" "Çünkü sade...