PEÇELİ

15 1 0
                                    


Gece şehrin bütün keşmekeşliğini örterken yol boyunca uzanan ve para kazanmaya çalışan seks işçilerinin sahte kahkahaları yankılanyordu sokakta. Mini etekli, uzun boylu, arzulu ve davetkar travestliler sokaktaydı. Arsızlık edenlerin arkasından savurdukları küfürlerden kaçanlar kadar yanlarına pazarlık etmeye gelenler de vardı. İçlerinden bir tanesi vardı ki, şehirde adını en az 1 kere duymuştu insanlar. Yüzüne taktığı peçe yüzünden peçeli lakabını almıştı. Birlikte olduğu onlarca insan bile bilmiyordu yüzünün neye benzediğini. Onun hakkında bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa dolaşan tek bilgi gözlerinin olağanüstü güzelliğiydi. Kimisi yüzünün yanık ve yaralarla kaplı olduğunu bu yüzden yüzünü herkesten sakladığını söylerken, kimisi de dünya üzerinde ki bütün kadınlardan daha güzel olduğunu ve güzelliğinin başına iş açmasından korktuğu için yüzünü gizlediğini düşünüyordu. Onun müşterileri diğerleri gibi değildi. Sadece gelir, iş için tuttuğu eve gider, sessizce işlerini yapar ve giderlerdi. Özel müşterileri evini bilir ve gelmeden önce onu aralardı. İçlerinde büyük iş adamları da vardı, fakir olanda. Her birinin ortak özelliği onun sessizliğine ve gözlerine vurulmuş olmalarıydı. Siyah sürme sürdüğü yemyeşil iri gözleri büyülerdi insanları. Hafif kalın kaşları gözlerine daha da bir karakteristlik katardı

2 çocuğu ve hemen hemen hiç konuşmayan karısı (Merve) ile akşam yemeği yiyiyordu Ahmet. 1 saat kadar sonra gece vardiyasında ki işine gitmeliydi. Giydiği takım elbisesi ile sessizlik içerisinde yiyiyordu yemeğini. Çocuklarına bakıp bir göz kırptı yarım ağız gülerek. Çocuklar masanın altından ayaklarıyla birbirlerini dürtekleyip kıkırdasalar da masada ki kasvet onları da etkisi altına alıyordu çok geçmeden. Çok çalışıyordu babaları. Kendilerini bildibileli hep gece çalışır, gündüzleri genel olarak uyurdu buna rağmen çocuklarının bir dediğini 2 etmezdi. Sabah olduğunda elinde aburcuburlar ve hediyelerle gelirdi herzaman, her çocuk onun gibi bir babayı arzu ederdi. Ama anneleri herzaman kasvetli ve mutsuz görünürdü ve çocuklar annelerinin babalarına haksızlık ettiğini düşünürdü. Yemekten sonra ceketini giyerken kucakladı her ikisini de. Özel şifreyle kilitlenmiş çantasını eline alırken kocaman öpücükler kondurdu her ikisine kapıdan çıkmadan önce.

Ahmet her sabah yorgun ve bezgin geliyordu eve. Bazen kocasına haksızlık yaptığını düşünse de her sabah üzerinden gelen kadın kokusu şüphelerini arttırıyordu Mervenin. Hatta bazı günler kıyafetlerine ve boynuna sim bulaşmış bile oluyordu. Çok uzun zamandır ilişkiye girmiyorlardı, aile baskısıyla evlenmiş ve de çocuk yapmışlardı, önceleri de görev gibi ilişkiye girerlerdi nadir olarak o da Mervenin baskısıyla olur du. Kesin başka bir kadın vardı hayatında. Ve bu kadının kesinlikle kendisiyle uzaktan yakından alakası yoktu. Kocasının kirli kıyafetlerini makineye atmadan önce üzerindeki kadın kokusunu kokladı, daha sonra bellibelirsiz ruj izlerini gördü ve bir hışım, hırsla attı makinenin içine gömleği. Bu işe bir nokta koymalıydı artık, hemen salonda oynayan çocukların ellerinden tutup çekiştirerek çaldı komşunun kapısını. Birkaç saat işi olduğunu gece onlarda kalmalarını rice etti. Komşu kadın endişeli bir yüz ifadesiyle içeri aldı çocukları. Bir yandan da "tabi gelin size ılık süt hazırlayayım." diyordu. Merve koşar adım binadan çıkarken kocasının taksiye bindiğini gördü. Arabaları olmasına rağmen Ahmet işe hep taksiyle giderdi. Taksinin biraz uzaklaşmasını bekledikten sonra arabaya atlayıp taksinin oldukça gerisinden takip etti onu. Işıl ışıl şehir merkezine girerken ara sokaklara daldı araç. Yollarda tek tük seks işçileri vardı. Arabasıyla yavaş yavaş ilerlerken hayret içerisinde süzüyordu her birini. 1 sokak ileride bir yan sokağa girip yavaşladığını gördü taksinin. Kendisi dümdüz ilerleyip neredeyse yol ağzına park etti arabayı. Sokağın köşesinden gizlice bakarken eski bir binaya girdiğini gördü kocasının. "Demek işe gitmeden önce metresinin koynuna giriyorsun" diye düşündü. Hiçbir zaman tam anlamıyla karıkoca olamamışlardı ama hayatında başka bir kadının varlığı ona yapılan bir haksızlıktı. Saatlerce bekledi kocasının binadan çıkmasını, ama ne binaya giren, ne de binadan çıkan biri vardı. Suratında peçe olan, iyi giyimli,ince uzun bir travestli çıkmıştı sadece binadan ki onu pek de önemsememişti. Önemli olan kocası şuan o binada bir kadınla birlikteydi.

Hava ağırmak üzereydi ve Ahmet hala binadan çıkış yapmamıştı. Ara sıra o peçeli travestli yanında bir adamla geliyor ve bir süre sonra adamlar binadan çıkıyorlardı. Umutsuza binanın camlarına baktı, sadece bir dairede ışık yanıyordu. Daha fazla dayanamadı Merve pejmürde binanın merdivenlerini çıkmaya başladı ürkek ürkek. Işığı yanan ve o peçeli kadının olduğunu tahmin ettiği dairenin kapısını çalacaktı. Hiç olmadı kocasını daha önce görüp görmediğini sorabilirdi.

O sırada peçeli telefonuna gelen mesajla ilgileniyor ve günün son müşterisini bekliyordu. Kapı ağır aksak çalarken peçesini düzeltiyordu aynada.

Merve ürkekçe çalıyordu kapıyı, delilikti bu burada ne işi vardı, ne diyecekti bu kadına. Sonunda tam arkasını dönecekken açıldı kapı. Kapıyı açan kişi donup kalmıştı kapının ağzında. Kadına göstermek için ayarladığı kocasının fotoğrafı olan telefon düşüverdi elinden. İki kadın hiç konuşmuyor ve birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. Her ikisinin de gözlerinden birer damla yaş süzüldü ve Merve sessizce merdivenlerden inerek peçelinin önünden kayboldu.

Peçeli yere düşen ekranı paramparça kırılmış telefondaki adamın gözlerinin içine baktı uzunuzun...

Kendi gözlerine ...

SON...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

isimsiz hikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin