Sabah gayet güzel bir güne uyandım. Kuşların cıvıltı sesiyle yatağımdan kalktım diyebilirim. Yaz tatilinin ilk günü olduğu için de ayrı bir güzelliği vardı bu günün.
Kalktığım gibi terliklerimi giyip banyoya koştum. Yüzümü yıkamadan önce aynada kendimle göz göze geldim. Bu ne? Bu tip ne? Bir insan uyanınca bu kadar çirkin olabilir mi? Nasıl bu hale geldim? Üstümden tır falan mı geçti? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Tamam hani ben de filmlerdeki prensesler kadar bir şey beklemiyordum. Ama bu ne ya? İvana Sert görse "Bizimle diyilsiğn." lafını söylemek yerine "Sen insan diyilsiğn." dese haklıdır yani.
Yüzümü yıkadım ve ablalık görevimi yaparak Belfü'yü uyandırdım. Beraber kahvaltıyı hazırladık.
Kahvaltı ettikten sonra üzerimi değiştirmek için yukarı çıktım. Belki Belfü'yle bir şeyler yapabilirdik.
Kıyafetlerimi aramaya koyulduğumda, kararsızlığın dibine vurdum diyebilirim.
"Bu olmaz, hiç beğenmedim. Belfüüü bunu sen mi giydin! Of yeter be!"
Kafayı yemeye başlamadan önce dar bir kot üstüne de beyaz bir tişört giymekte karar kıldım. Daha sonra da takı veya makyaj malzemesi bulma umuduyla odamın altını üstüne getirdim.
Onları ararken elime bir defter geçti. Defterin kapağını açtığımda benim günlüğüm olduğunu anladım.
Okumaya başladım. Belki yaşadıklarımı böyle hatırlayabilirdim.
Günü gününe ya da detaylı yazmasa da bundan neredeyse 1,5 yıl öncesine ait anılarım, arkadaşlıklarım yazıyordu defterde.
Bir kısımda, Yankı adında çok yakışıklı (anlatılana göre) bir çocukla ilişkim olduğunu yazmıştım. Ben ve yakışıklı çocuk? Hiç gülmedim. Çok komik.
Bi-bir dakika, burada anlatılan çocuğun özellikleriyle metroda gördüğüm çocuğun özellikleri nasıl bu kadar çok benziyor ya?
Yo-yoksa o? Yok canım daha neler! Ama belki odur.
Kafamdaki soruları bir kenara itekleyerek Belfü'nün yanına gittim.
"Belfü'cüm, şey benim hiç sevgilim oldu mu?"
"Evet bir tane oldu Sim."
"Adı neydi?"
"Yankı."
"Senle tanıştırmış mıydım?"
"Evet."
"Hmm tamam. Bana biraz dış görünüşünü anlatsana."
"Şey, böyle mavi gözlü, kahverengi saçlı, belediye çukurunu andıran gamzeleri olan bir çocuk."
"Baya iyiymiş de. Öyle biri beni neden sever ki? Peki ayrıldık mı?"
"Evet. Ama nedenini bilmiyorum. Bana söylememiştin."
"Tamam canım sağol."
"Önemli değil Sim."
Kıskanın beni. Sevgilim varmış benim ya. Eskiden de olsa varmış sonuçta değil mi yani? Bence bu da bir şeydir. Benim gibi bir kızın sevgilisi olması cidden şaşırtıcı.
Belfü'nün anlattığı çocuğu düşündüm. Metrodaki çocukla birebir aynıydı. Bence oydu.
Ama, peki oysa. Neden bana surat yaptı, selam vermedi? Tamam ayrılmış olabiliriz ama insan bir dönüp bakar değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan İzler
Teen FictionUnutulmuş anılarla dolu hafızamda kalan tek damla bilgi yoktu. İlerlediğim tehlikeli yolda bana birinin yardım etmesi gerekiyordu. Beni karanlıktan aydınlığa çıkaracak o büyülü kişi yolda mıydı yoksa bütün bir ömrüm onu beklemekle mi geçecekti. Biri...