10 | we're in the endgame now.

812 76 86
                                    

eveet bu kez daha farklı bir bölümle karşınızdayım. hikayenin gidişatı açısından çok güzel bir fikir geldi aklıma, şimdi burada söylemeyeceğim, bu bölümü okuyunca yavaş yavaş anlayacaksınız. kısaca; bundan sonra  tony ve steve'in, tony dünyaya inmeden önceki konuşmalarını anlatan bölümlerin aralarında, tony dünyaya indikten sonraki zamanı anlatan ufak bölümler de olacak. bu bölümün sonunda anlayacaksınız.

iyi okumalar, ağlamamaya çalışın. ❣️

-

Bir kez daha buz gibi suyu hızlıca suratına çarptı sarışın adam. Kendine gelmesi lazımdı. Herkes soğuk suyun insanı kendine getireceğini söylerdi ama Steve'de şu an işe yaramıyordu bu. Gözlerini her kapattığında aklına gelen görüntüyü silemiyordu beyninden. Ark reaktörü parçalanmış bir şekilde Steve'in kollarında acı içinde kıvranan Tony...
Steve kendine gelemiyordu, kulakları hâla sevdiği adamın acı dolu sesi ile doluydu...

"Ya-yardım et, lüt-lütfen S-steve..."

Bir kez daha su çarptı yüzüne hızlıca. Aynada kendine baktı. Mavi gözlerinin etrafı kıpkırmızıydı. Tony onun bu halini görse çok üzülürdü ve kızardı, ki görüyordu da zaten. Bunu biliyordu Steve. Aklına Tony'nin şu an yukarılardan onu izlediği gerçeği geldiğinde, suyu kapattı. Havluyla yüzünü kurularken derin nefesler alıyordu ama boğazında nefes almasını engelleyen bir yumru vardı sanki.

Tam yarım saat önce, Tony'nin cenazesini yapmışlardı. Hayatının en zor ve acı dolu anı olduğuna yemin edebilirdi Steve. Sevgilisinin en ufak bir hayat belirtisi kalmamış ufak cansız bedeni, en güzel takım elbisesi giydirilmiş bir şekilde şık bir tabutun içinde usulca yatarken, onun yanına yatıp sonsuzluğa gözlerini kapatmak istemişti sarışın olan.
*biliyorsunuz yabancıların cenaze törenleri genelde böyle oluyor, yani ölüyü güzel kıyafetler içinde giydirip tabutu cenaze sırasında açık bir şekilde koyuyorlar, cenazedeki herkes ölüyü görüyor yani... :(*

Steve, Tony'yi o şekilde orada ilk gördüğünde, sanki Tony ufak bir öğle uykusuna dalmış da, hemen dürtsen uyanacakmış gibi duruyordu. Ölü gibi değildi, uyuyor gibiydi yalnızca. Ya da belki Steve inanmak istememişti. Belki de bunların hepsi Tony'nin Steve'e bir şakasıydı? Belki de aniden uyanıp tabuttan kalkacak, ve "ŞAKAYDI!" diye bağıracaktı?

Beynine giren bu düşünce ile, Steve kendi koluna girmiş ağlamakta olan Natasha'dan ayrıldı ve Tony'nin tabutuna doğru koşmaya başladı. Arkasından Thor ve Rhodey'nin bağırmalarını duyuyordu.

"Steve! Ne yapıyorsun dostum!"

Ama umrunda değildi, birazdan, saniyeler sonra, Tony uyanacaktı ve Steve hepsinin iğrenç bir şaka olduğunu anlayacaktı.
Tony'nin tabutunun bulunduğu kaldırım gibi olan yükseltiye çıktığında, gülümseyerek sevgilisinin cansız bedenini usulca dürtmeye başladı.

"Tony! Tony hadi uyan. Şaka yapıyorsun biliyorum. Yeter bu kadar."

Tony'nin kapalı göz kapakları her zamanki mükemmelliği ile titreşerek açılmayınca, Steve'in heyecan dolu gülümsemesi de soldu.

"Tony. Şa-şaka yapıyorsun. Biliyorum. Kandıramaz-sın beni. Uyan."

Steve'in gözleri yavaş yavaş dolarken, Thor onu oradan uzaklaştırmak için ona doğru koştu ama Natasha durdurdu onu ve güçsüz bir şekilde fısıldadı

endgame // stony textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin