1.Bölüm

11 3 0
                                    

Başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz...

Yaklaşık 3 saattir oturmuş dizi izliyorum. Bugün yaz tatilinin 3. Günü. Yaz tatili için planladığım hiç bir şey yok. Annemler yurt dışında bir otel ayarladıklarını ve beraber gitmemizi söylüyor. Ben yalnız olmak istediğim için kabul etmiyorum. Bu kararımı kesin bir dille onlara anlattığımda üstelemediler.

Bilgisayarı kapatıp komodinin üzerine koydum. Yataktan inip banyoya ilerledim. Daha kahvaltı yapmadığım için açtım. Banyoda rutin işlerimi halledip çıktım. Üzerimi değiştirmeden aşağıya indim. Annemler dışarıda kahvaltı yapıyordu. Yanlarına ilerlediğimde babam beni fark etti ve gülümsedi. Bende ona gülümsediğimde çoktan yanlarına varmıştım. Oturduğumda annem de güldü.

"Günaydın kızım"

"Günaydın" dedikten sonra kahvaltı yapmaya başladım. Sessiz geçen kahvaltıdan sonra annemler dışarı çıkacaklarını söylediler. Bende yavaşça odama çıktım.

Sıradan bir 11. Sınıf öğrencisiydim. Akranlarımdan farklı biri olarak büyümüştüm. Odama girince gözüme çarpan matematik kitapları kısa bir süreliğine durmama sebep oldu.

Yaz tatili olması nedeniyle hepsini tek tek raflara yerleştirdim. Görmek bile istemiyordum. 11.sınıf öğrencisiyim demişken daha yeni 11.sınıfa geçtim. Okulumun özel bir okul olmasının avantajlarıyla beraber dezavantajlarıda vardı. Çoğu kişi kolejleri bedava not olarak algılıyordu. Bu algının oluşmasının sebebi hakkında ise hiç bir fikrim yoktu.

Yatağıma oturup laptopumu elime aldım. Dizimin sezon finaline girmesi ufak bir üzüntüye sebep olmuştu. Başka bir dizi aramaya başladım.

3. Bölümün sonlarına doğru gözüme bir reklam takıldı.

Kanada gezisi!
1 ay-3 gün
26 Haziran son kayıt tarihi!

Gördüğüm reklam karşısında ufak bir şok geçirdim. Sevinç'le ellerimi çırptım. En çok gitmek istediğim ülkeye gezi yapılıyordu. Tabii ki her şeyden çok isterdim. Ama ailem ne derdi bilmiyordum. Fikir alabileceğim yakın bir arkadaşım yoktu. Hatta arkadaşım yoktu! Bir tek Yağız vardı ama onuda arayıp rahatsız edemezdim.

Yağız demişken...

Yağız benim ilkokulda tanıştığım ve daha sonra ailelerimizin de tanıştığı arkadaşım, kardeşim, herşeyim...
10 yıldır hep beraberdik. Ama onun ailesinin işleri yüzünden taşınmak zorunda kalmışlardı. Şu anda aramızda kaç kilometre var bilmiyorum. Bu ayrılık aramıza girmeyi başarmıştı. Ara sıra arar konuşurduk. Eskisi kadar samimi bir dostluk yoktu aramızda.

Bu gezi işini ailemle konuşmak için sabırsızlanıyordum. Annemlerin gelmesini beklerken derin bir uykuya daldım.
                                ***
Gözlerimi alarmın sesiyle açmayı bekliyordum ki kedimin üstüme çıkmasıyla açtım. Gülümseyerek Gece'yi kucağıma aldım. Ki evet bu onun ismi!

"Ah! Gece." Dediğimde hâlâ rahat durmuyordu. Onu yastığının üzerine bıraktıktan sonra aşağıya koştum. Annemle babamın çoktan gelmiş olmaları lazımdı. Tahminimde yanılmamıştım. İkiside oturmuş kahve içiyorlardı. Yanlarına kocaman bir gülümsemeyle ilerledim. Oturduğumda ikiside bana anlam veremeyerek baktı.

"Kiraz?" Diye sorarcasına konuştu annem. İsmim Kiraz Deren Ayana. Neden Kiraz ismini kullandığımı bilmiyorum.

"Anne sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum" dedim. Sonra koşarak odama gidip laptopumu aldım. Hızla annemlerin yanına geldiğimde reklamı önlerine koydum. Okuduktan sonra bana eee? dercesine baktı.
Ben de merakını gidermek için konuşmaya devam ettim.

"Ben bu geziye katılmak istiyorum" dediğimde şaşkın bakışların kurbanı oldum. Babama döndüğümde ise yüzündeki olumlu ifadeyi görebiliyordum.

"Kiraz, ben sana hep güvendim ama bu iş için biraz yaşın küçük değil mi? diyen babama hüzün dolu bir ifadeyle baktım. Annemin yüzünde de babamı onaylayan bir ifade vardı. 2 gün sonra uçak kalkıyordu ve ben daha izin bile alamamıştım.

"Hayır! Baba ben bu ülkeye her şeyden çok gitmek istiyorum sen de biliyorsun bunu. Anne sen de!" Dediğimde bu sefer şaşkın bakan onlar olmuştu.

Cevap vermelerine izin vermeden hızla ayağa kalktım ve odama doğru yürümeye başladım. Gözlerim dolmuştu. O ülkeye gidip hayallerimi gerçekleştirmek istiyordum. Ama izin alamazsam bu konu içimde kapanacaktı. 18. Yaşıma girmeme 7 ay vardı. Artık çocuk sayılmazdım. Beni anlamaları gerekiyordu.

Gözümden süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle silip Gece'nin yanına doğru yürümeye başladım. Gece'yi kucağıma alıp balkona doğru ilerledim. Hava kararmıştı. Yıldızlar ortaya çıkmıştı. Ay resmen ben buradayım diyordu. Üşüdüğümü hissedip odama hırka almak üzere girdim. Siyah hırkamı üzerime geçirip tekrar balkona çıktım. Gece, yerde duran renkli minderlerin bir tanesine kurulmuştu bile. Ben de yanına oturdum. İsminin Gece olmasını ben istemiştim. Siyah renk olduğu için ona bu ismin yakışacağını düşündüm. Ve geceye olan ilgimden...

Yaklaşık bir buçuk saat balkonda oturduktan sonra Gece uyuya kalmıştı. Ben de onu içeri götürüp yatağımın üzerine yatırdım. Tekrar balkona çıkacaktım ki bu kararımdan vazgeçip laptopumla beraber yatağa girdim. Kulaklığımı takıp Twitter bloğuma girdim. Arkada çalan Aurora-runaway rahatlamama yardımcı olmuştu. Genelde anlık hissettiğim duyguları hemen tweet olarak atardım. Bu sefer biraz geç atacaktım. Yazı yazma bölümüne girip,

"Hayallerime tam yaklaşmışken bir tanesi daha elimden kayıp gitmek üzere...ve ben ne yapacağımı bilmiyorum" yazdım. Hashtag olarak da Kanada yazıp bıraktım. Twitter'dan çıkıp tekrar diziye döndüm.

Saat 02.45 olmuştu. Ne ara bu kadar zaman geçtiğini anlamamıştım. Filmi bile anlayamamıştım. Daha sonra susadığımı farkedip mutfağa indim. Mutfaktan çıktıktan sonra merdivenlere yöneldim. Tam adım atacaktım ki konuşma sesleri duydum.

"Olmaz dedim Derya o daha küçücük başına neler gelebilir bir düşünür müsün anlıyorum o ülkeye gitmek istiyor ama her şeyin zamanı var şimdi değil. Artık bu konu hakkında bir kelime bile duymayacağım!" Babamın sert sesini duyduğum an odama hızlı bir şekilde girdim. Bu sefer gerçekten ağlıyordum sanırım. Yatağa girip yorganı kafama kadar çektim. Ne kadar durdum ne kadar düşündüm hatırlamıyorum. Uykum gelmeye başladığında gözlerim yavaşça kapanıyordu. O sırada bir bildirim sesi geldi laptopuma. Twitter'dan gelmişti.

"Onuray Saygın adlı kullanıcı son durumunuz beğendi"

Gereksiz.

Gereksiz bir bildirim için tam uyuyacağım sırada uyandırılmıştım. Tekrar yattığım sırada bir bildirim daha geldi.

"Onuray Saygın son durumunuza yanıt verdi."
Beni bu saatte uyandıracak bildirim herhalde önemli olmalıdır aksi takdirde sinirlenirdim. Mesaj kutusuna tıklayıp yazanları okumaya başladım.

"Kiraz"
Kiraz mı yazmıştı! Çok uzun yıllardır tanışıyormuşuz gibi!

"İsmimi nereden biliyorsun?"

Ah! O kadar sinirlenmiştim ve şimdi de onları söylemek yerine saçma bir soru sormuştum!

"İsmini bloğuna yazdığının farkında mısın?"

Rezillik.
Doğru ya Twitter hesabımın adı kendi ismimdi!

"Evet" yazdım ve devam ettim.

"Neden yazdın ki?"

"Sana bir şey sormam gerekiyor" yazdı ve cevap vermemi bekliyordu. Merakla sormasını bekliyordum.

"Sor" Tanrım! Ben neden böyle davranıyordum. Çocuk daha hiç bir şey yapmamışken düşmanımmış gibi davranıyordum.

"Tamam sakin" yazdı ve ekranda yazıyor yazısı belirdi.

"Kiraz ben de Kanada'ya gitmek isteyip gidemiyorum..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin