"Kanatlarım kırık Min ve bağrım öyle acıyor ki kendini çukurlardan atmış gibi, canım öyle yanıyor ki bir çiçeğin dalından kopması gibi, içim öyle kan ağlıyor ki yavrusunu kaybetmiş bir anne gibi anlatamam. Geçmişe tırmanmaya çalışıyorum, Eski günlerimi özlüyorum. Cennet sandığım gözler cehennem gibi yakıyor içimi şimdi. Kanatlarım sızlıyor. Bazen öyle ezilmiş hissediyorum ki kum gibi, Bazen de öyle unutulmuş hissediyorum ki, terkedilmiş bir çocuk gibi. Sık sık da kızıyorum kendime bir günahkarı sevdiğim için. Tanrıdan af diliyorum her gece.
Aşık olmam için var olan kusursuz bir tanrı yerine sana aşık olduğum için kızıyorum kendime.
Gözümde kusursuz olmana kızıyorum. Parmaklarının saçımı okşamasını ve kanatlarımda gezinmesini istiyorum. Kendimi sana muhtaç hissediyorum. Beni sevmeme ihtimalinle buz gibi duruyorsun karşımda.
İmkansız bir sevgiye tutunmuş bekliyorum öylece ve bütün ömrünce aradığını bir gün tanrı önüne çıkardığında bir deniz kıyısında ağlayacağım.
Günahkar bir insan olmayı ve seninle çok olağan bir ortamda tanışmayı çok isterdim. Sonsuz güzellik olan cenneti sana değişirdim. Çünkü seni tanımak benim cennetimdi zaten.
Senden vazgeçmem için milyonlarca nedenim var. Ama kalp istediğini ister."
• ° • ° •
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.