4.Bölüm

4.8K 536 30
                                    

"Cüzdan size ait galiba buyrun." Demesi ile elinde tuttuğu cüzdanımı yeni fark ettim.

Bir dakika Cüzdanım neden bu adamda ve benim olduğunu nerden biliyor? iç sesim ile kısa bir muhasebeye girmiştim ki karşımda duran cüzdan bana ben cüzdana bakarken bir anda başka bir çift ayakkabının da çok yakınımda durduğuna ve benden önce elini cüzdanıma  götürdüğünü fark ettim. Hemen başımı kaldırıp yanımda duran kişiye döndüm. Gördüm suret ile içime bir kova su serpildi.

"Talha!"

" Hayırdır Nesibe?" kafasını sallayarak aynı anda tek gözünü kırparak konuşan süt kardeşimin bişeyleri yanlış anladığı barizdi.

"Hanımefendi cüzdanını kırtasiye de unutmuş. Onu veriyordum." dedi tek seferde karşımda duran adam.

Elinden cüzdanı hızlıca alıp " eyvallah" deyip koluma girdi, sakin sakin yürümeyi beklerken Talha resmen sürüklüyordu beni, o sürekleye dursun şemsiye benden sonra geldiği için sırılsıklam olmuştum aferim sana!

Yakın olan evimize girince kapıyı Harun açtı, o da Talha'yı gördüğüne şaşırmıştı zira Talha şehir dışında okuyordu ve tatiller dışında pek gelmezdi evine . Sarılma hoş geldin faslından sonra yemek hazırlamak için mutfaga gitmiştim. Arkamda olan Talha masaya geçip bir süre sessizce oturdu.

" Nesibe! Bişey söylemem lazım sana" Demesi ile ona döndüm. Allahım bugün ne çok kişi birşeyler söyledi öyle. Zaten dönük olan yüzüme bir tebessüm yerleştirip.

"Neymiş bakalım? dedim. Derin bir nefes aldı, yüzünde farklı birşey vardı, neydi bu? Hüzün mü? Keder mi? Mutluluk mu? Heyecan mı? Anlayamadım. Tekrar kafamı evet seni dinliyorum dercesine sağa sola sallayınca konuşmaya yeltenmişti lakin sonra sertçe yutkundu.

" Ne oluyor Talha ne söyleyeceksin?

" Bir kaç haftaya kalmaz bende İslam'ın yanına gidecegim inşaAllah. "dedi ve ardından  gülümsedi.

Abim.. Adı gibi İslam olan abim..  Adı ne kadarda isabetli olmuş..

Sustum ne diyebilirim ki. Küçükken hayallerimiz vardı bizim. Oyun oynarken tekbir getirirdik, sopalar alırdık ellerimize haydi Cihada diye bagırırdık. Talha hep "sen kızsın biz Allah için çarpışacağız, sende doktor olacaksın ve Müslümanları tedavi edeceksin" der oyuna öyle devam ederdik. Oyunun sonunda Talha hep " ben şehid oldum sakın beni tedavi etme ve üzülmeyin" derdi, tekbir getirip oyunu bitirirdik.

Ahh dedim ahh.. Keşke her hayal gerçek olsa. Lakin bilirim ki hayaller için koşmak gerek, hayaller için emek gerek, peki biz hayellerimiz gerçek olsun diye emek veriyormuyuz?

"Nesibe daldın gene heyyy kime diyorum ben yaa" diye cırlaması ile talha'ya döndüm.

"Talha sen yüksek sesle konuşma ya Allah aşkına o ne beter bir ses öyle" derken yüzümü ekşitmiştim bile.

Buruk bir gülüş yolladı bana doğru, aynı şekilde karşılık verdim.

"Talha ne diyebilirim ki Allah yolunu açık etsin. Küçükken oynadığımız oyunun gerçek olmasını bende senin kadar isterdim. Allah sana gönlündekini nasip etsin." demem ile gözlerimin dolması bir oldu.

"Henüz kimsenin haberi yok, bunu kimse bilmesin lütfen, vakti gelince inşallah ben söyleyeceğim." dedi.

Tamam anlamında kafamı salladım. O içeriye gidince bıraktığım işimi tamamlayıp sofrayı kurdum. Hep beraber yediğimiz yemeğin ardından, uykumun olduğunu söyleyip odama gittim.

Namazımı kılıp uyumak için hazırlandım. Çok sevdiğim üzerinde minik kelebeklerin olduğu Mor pijamamı giyinip yatağıma girmek üzereydim ki , üst ranzada yatan Betüle baktım ama o çoktan rüya alemine geçiş yapmış gibi duruyordu bile.

Ey uyku, canım uyku, güzel uyku, mükemmel uyku neden bana uğramadan tüm ev halkına uğrayıpta gittin hıı diye sayıklarken, uykumun olmadığını anlayıp doğruldum yerimden. Yastığımı alıp diğer tarafa uzandım ama yok uykum kaçmış bir yerlere saklanmış ve bulamıyorum.

Camı açtım biraz hava alsam belki uykum tekrar gelir diye. Perdenin arkasından sokağı izlerken tam karşı caddedeki parkın kaldırımında oturan birini fark ettim. Gecenin bu vakti parkta tek başına Allahallah. Bu karartının kafası bizim tarafa doğru mu yoksa bana mı öyle geliyor diye daha dikkatli bakmak için perdeyi hafif araladım ve baktım, evet  karartı bizim binaya bakıyor. Aman canım binada kaç daire var bana bakacak hali yok ya. Pencereyi kapatmak için yeltendiğimde karartıda ayağa kalktı ve sokak lambasına doğru yürüyüp yönünü bana doğru döndü. Buda kim şimdi neden bizim cama bakıyor ki. Penceremi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Zira yarın erkenden gitmem gereken bir kursum var.

/////////

Selamun aleykum değerli kardeşler hikayemde yorumlarınızı bekliyorum inşaAllah. Yıldızı parlatırsanız sevirinim.
Allaha emanet olun 🌸🌸

Vardır Bir Hayır (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin