12. Bölüm

4K 414 103
                                    

Harun'un seslendiği isim kulağımda çınlarken, kalbim sanki işlevini unutmuş, zaman akmak yerine durmuş, vakit kavramı yokmuş gibi. Sahi vakit neydi kıştan sonraki bahar mı, yazdan sonraki bahar mı? Zira ben içinde  bulunduğum vaktinde mevsiminde ne olduğunu çözemedim. Bir anda gelen sıcak basması ve terlemenin anında yok olup üşüme ve titremeye dönüşmesi zihnimde olan mevsim karışıklığına sebep oldu.
Ellerime baktım titriyordu. Gözlerimi yumdum yanıyordu. Vücudumda bir acı hissedince dudağımı ısırdığımı fark ettim.
Estağfirullah çekip kendime gelmeye çalıştım. Neler oluyor bana ben zayıf biri değilim irademi kontrol etmeye çalıştım.

Harun birazdan "aa pardon Faruk abi" diye düzeltecek yanlış zikrettiği ismi, evet evet öyle olcak çünkü öyle olmalı.
Bekliyorum sanki etrafımda kimse yokmuş gibi bekliyorum bir ses duymak istiyorum yanlışlığı düzeltecek bir ses.
Kulağıma usuldan usuldan beklediğim ses yerine o çok tanıdık ses ilişti.

" Bismillah. Bir kaç defa karşılaşmamız oldu ama sen hala küçük Nesibe'sin bana baktıysan bile bendeki Yasin'i görmedin. Kafanı saniyelik kaldırıp indirmenden beni tanımayacağını çok iyi biliyordum. Allah'a şükür ki tanımadın." derken masaya gözlüklerini bıraktı. Kafam önümde  ellerim ile oynuyorum. Bunun nasıl bir tevafuk olduğunu düşünüyorum ama aklım almıyor ya Rab beni yanlız bırakma!

" Evet aklındaki soruları giderelim. Ben Yasin. Aslında bakarsan kimliğimde her zaman Faruk ismi yazılıydı. Ben doğduğum zaman Babam askerdeymiş, adımı dedem koymuş Faruk diye. Babam dönünce adımın yasin olmasını istemiş, bundan dolayıdır ki herkes Yasin der bana. Okulda bile Faruk Yasin veya Yasin derlerdi. Aslında abin biliyordu adımı ama söylememiş olacak ki sende ilk defa duyuyorsun. Biz malleden taşındıktan yıllar sonra ben lise sondayken babamın tekrar bir taini çıktı. Allahın bizim için yazgısı ne ise o, HasbunAllah yeni yaşayacağımız yere giderken arabamız kaza yaptı. " yavaş yavaş anlatışı tıpkı çocukluktaki gibi ben yorulmayayım diye tane tane anlatırdı hep konuları. Duraksadı bir müddet kafamı kaldırmadan gözlerim ile bakmaya çalıştım sağ elinin baş ve işaret parmağını gözlerin ortasında bir müddet tuttu derin bir nefes alıp devam etti konuşmasına. " kazada annem babam ve Yahya kurtulamadı, imtihan dedik sarıldık Yasemin ile birbirimize. Daha sonra memlekete anneannemin yanına yerleştik." SubhanAllah anne ve babası... Ya Rabbim sen sabrını bol eyle bu kulunun." Liseyi son yılımı bir şekilde bitirdim. 19 yaşımda Ürdüne gidip dil görmeye karar verdim elhamdulillah gittim iki yıl orada kaldım, oradan Türkiye'ye gelmeden Filistine geçtim iki yılda orada Müslüman kardeşler ile kaldık buraya dönmeden önce İslam ile karşılaşmamız tamamen Allahın bir lutfu oldu. Bir hafta sadece kalabildik beraber ama o bir haftaya bütün geçmişi sığdırdık. "ilk defa gülümseme sesini duydum. Kalbimin ritim değiştirtiğini fark ettim. Ve devam etti. " İslam ile vedalaşmadan önce ailesinin yanına gitmemi istedi benden hatta bir mektup verdi sana vermem için. "çantasından çıkardığı kağıdı masada önüme doğru uzattı. Ellerim titriyordu bunu görmelerini istemediğim için kağıdı almadım elime. " ve bana.. seninle evlenmemi istediğini söyledi.. " diye devam etti konuşmasına, gene bir sukut, kimseden ses çıkmıyor kaç dakika öylece sessizce oturduk bilmiyorum bana asır gibi gelmişti. Bu defa söze Harun girdi.

"Abla? Bir şey demeyecekmisin?" sesi kısık ve ciddiydi.

Yutkundum boğazımın ağrıdığını fark ettim. Kafamı yere eğmekten boynumun tutulduğunu fark ettim. Nefes aldım birdaha aldım ve birdaha ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum Yardım et allahım.

"Ben müsaadenizle kalkabilir miyim?" dedim sesim titreye titreye. İkiside şaşırmış olacaklar ki hiç bir tepki vermediler, onların sessizliğini fırsat bilip masadaki mektubu alıp "Allaha emanet" dedim varla yok arasında bir ses ile ve hızlıca çıktım kafeden. Dışarı adım attığım gibi elimi kalbimin üzerine koyup Allahı zikretmeye başladım sanki kalbim şimdi fırlayacak gibi. Yürüdüm yeşil vadiye doğru yavaş yavaş, aklım karman çorman bir halde. Yüzümde bir üşüme hissedince ağladığımı anladım, ne oluyor neden ağlıyorum, içimde kopup giden, dağılıp çözülen, çözülüp bütünleşen neydi? Vadiye gelip oturdum bir ağacın altına sırtımı dayadım ağaca.

Vardır Bir Hayır (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin