Dieciocho

2.2K 113 53
                                    

Gözümü açar açmaz, o taptığım yüzü görmemle içime tekrardan bir ağırlık çökmüştü. İnanmadığım o cennette gibiydim adeta. Kokusunu tarif edemezdim, eşsizdi. Kalp atışlarını dinlemek de ayrı bir keyif veriyordu. Bu beden yanımda oldukça, yaşama sebebim olacaktı. Ama hiçbir zaman işler istediğimiz gibi gitmezdi.

Saat 5'e geliyordu ve ailemin gelmesine 2 saat kalmıştı. Hemen balkona attım kendimi, manzara salak saçma evler de olsa doğayı dinlemek hoşuma gidiyordu. Birgün çok erkenden öleceğini bilmek insanı yoruyordu, daha şu yaşımda ecelimi bekliyordum. Soruyordum Tanrı'ya bazen bu haksızlık değil mi diye. Ama aklıma hiçbir cevap gelmiyordu, hakediyordum belki de...

Omuzumda bir el hissetmemle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Uyanmışsın."
dedim. Sadece başını salladı.

"İyi misin?"
dedi. Başımı salladım gülümseyerek. Kollarını sardı belime, çenesini başıma dayadı.

"Sen nerden çıktın geldin, nerden buldun kalbimi, neden böyle hissettirdin bana, nasıl yaşanır bilmiyorum şimdi sensiz."
dedim, tam anlamıyla düşüncelerimi dökmüştüm.

Suratına baktığımda gülümsüyordu. Çok güzel gülüyordu. Nasıl tarif edebilirdim? Küçük Prens kitabında bir alıntı vardı, "Gülüşü, çölün ortasında bir su kaynağıydı benim için." Bu alıntıyı şimdi daha iyi anlıyordum.

"Sevgilim olsana."
dedi birden. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bu halime yine güldü. Gülüşünün sebebi olmak şanslı hissettiriyordu beni.

"Olur."
dedim şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra, yani sonsuzluk gibi gelen bir süreden sonra.

"Nasıl bu kadar güzel geliyorsun gözüme?"
dedim, önüme gelen saçlarımı arkaya attı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Artık kendimi ona teslim etmiştim.

"Sen de çok güzelsin."
dedi. Gülümsedim.

"Siyah beyaz dünyamdaki tek renklim, karanlık dünyamdaki tek ışığım... ya da sadece Işık'ım. Ne dersin?"

"Sen de benim Okyanus'um."

Suratına baktım, Okyanus isminin benim takma adım olduğunu sadece 2-3 kişi bilirdi. Ne dediğimi anlamış olacak ki hemen cevap verdi.

"Burçak söyledi."
gülümsedim tekrardan.

"Benden bıkar, ya da sıkılırsan ne yapacağım ben? Bu günden sonra sensiz nasıl yaşanır bilmem. Hem bırakmanı istiyorum beni, hem de bırakmamanı. Sonum hiç iyi değil ama bencil olmak istesem de yapamıyorum. Şansın varken kaç kurtar kendini, yoksa bir daha bırakmam seni."

"Ben kararımdan dönmem Ada, yanında olmama izin ver beraber atlatalım. Mutlaka bir tedavisi vardır, kanser değil ya.. dedim ya tadını almışken benden senden uzak durmamı isteme, isteme işte Ada. Bırakmayacağım seni."

"Ama-"

"Aması maması yok sevgilim, seninleyim."
ardından kollarını hızla bana sardı, saçlarımı okşuyordu.

"Ben korkuyorum Bera, kendim için değil senin için. Ben zaten öldüm, ama senin de peşimden gelmene korkuyorum."
ses gelmedi, anı yaşıyordu.

"Seni iyileştireceğim yaralı sevgilim."

Gökyüzü tam tepemizde kararmıştı yıldızlar serpilmişti üstüne, ve ben Bera'ya baktığımda O'nun en büyük yıldızım olduğunu gördüm.

"Sana seni seviyorum diyemem Bera, ama hisset sen yine de. Bu kelimeyi sıkça kullananlardan ve asla o duyguyu hissetmeyenlerden nefret ediyorum."

Saçlarımı geri çekti ve kollarını omuzlarıma çıkardı. Doğrudan bana bakıyordu. Gözlerime, alnıma, yanaklarıma, kaşlarıma.. sanki her bir hücremi ezberler gibiydi. Daha sonra yavaşça bana yaklaştı ve o ana en mükemmel yaraşacak olan şeyi yaptı, dudaklarımızı birleştirdi. Ne kadar seni seviyorum diyemem desem de hissettiğim şey aslında oydu ve ben bunu kendime itiraf edemiyordum.


Tam 3 ay oldu meleğim, yaşamdan ümidi kesmişken bana yaşamı sevdiren o günden geçen süre bugün itibariyle tam 3 ay. Nasıl anlatılır bilmem, hem iyiki'msin hen acıtıyorsun kalbimi ama yine de 'iyi ki' kısmı daha ağır basıyor.

3 ay önce bugün öğlen saatlerinde hayatım değişti sanırım. Cuma günüydü soğuktu hava. Son ders ingilizceydi ve hoca sınav olmaları için bir kaç öğrenciyi çağırttırdı. Sonra içeri bir kız girdi, ruhu erkek olan bir kız. Oturdu çaprazıma, sağ profilini izledim tüm ders boyunca. Hareketleri, mimikleri her şeyi o kadar güzeldi ki habersizdi beni içine çektiğinden, ben de habersizdim birine çekildiğimden. Hocanın yanına geçti sınavı bitince, yüzünü görebiliyordum artık tamamiyle. O an bir çok şey farkettim ve istedim. Yüreğime çöken ağırlıktan tutun kalbimin ritminin değiştiğinden bile haberim yoktu benim.

Sonra kendisinin ara ara gülümsemelerine denk geldim. O kadar güzel gülüyordu ki bakmasam yazık olacaktı. Bir kez de olsa gülümsemesinin sebebi olmak istedim daha sonra. Bedensel değildi hissettiğim şeyler ve hala da öyle.

3 ay oldu işte bunlar geçeli meleğim, hala çok güzelsin ve hala çok özelsin. Seni seviyorum diyemem ama içimde bir şey var kendime itiraf etmekten korktuğum. Ne yaparsan yap her şeyinle çok güzel geliyorsun gözüme.

04.04.19

Magical (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin