Öncelikle kusura bakmayın, çok uzun olmasa da bir aradan sonra yeniden sizlerleyim...
Umarım beğenirsiniz :) Çıldırmak üzereyim wattpad kafayı yedi ve bu bölümü aşırı zor yazıyorum ve okul beni öldürüyor...-Okuldan Sonra-
-Astrid'in Ağzından-
"Acaba parfüm de sıkmalı mıyım? Ya anne nolur yardım et ne yapacağımı bilmiyorum!" dedim anneme. "Ya kızım sen ilk önce sakin ol. İstersen parfüm sık ama çok ağır bir parfüm olmasın. Ve bence bir elbise giymelisin, şöyle gözlerini belli edebilecek bir elbise. Saçını da bukle bukle yaparız, muhteşem olur. Aa dur buldum, lacivert bir elbise, altına bejimsi topuklu ayakkabı, yüzük ve el çantasını da eklersek tamamdır!" dedi annem ve odasındaki dolaba doğru yürüdü. Geldiğinde ağzım açık kalmıştı, annem dünyanın en güzel kombinini yapmıştı:Aman Tanrı'larım! Of bu çook güzel! "Bu benimdir Astrid, babanla ilk buluşmamda giymiştim, bunu sırf sen de ilk buluşmanda giy diye saklıyordum. İşte şimdi sıra sana geldi kızım." dedi ve elbiseyi bana uzattı. Hemen elbiseyi giydim.
Şansa tam üstüme oturdu. Anneme teşekkür ettikten sonra bana topuklu ayakkabıyı uzattı ve onları da giydim. Ardından makyajımı ve saçımı yaptık ve annem bana yüzüğü verdi. Artık hazırdım. "Ya kızım çok güzel oldun. Şansına bak, hem ayakkabı hem de elbise cuk oturdu. Artık hazırsın. Bu arada, sen Hıçgıdık'a evin konumunu mesaj attın mı?" dedi ve gülümsedi. Olamaz, konum atmayı unuttum! Hemen telefonumu aldım ve bana verdiği kağıtta yazan numaraya mesaj attım. "Gel buraya benim güzel kızım! Ya sen çok büyüdün, ilk adımların dün gibi aklımda. Şu haline bak sevgilinle ilk buluşmaya gidiyorsun, seninle gurur duyuyorum kızım. Kendini aşka açtığın için seninle gurur duyuyorum!" dedi ve gözyaşlarını sildi. "Ah annem benim ya, ağlama bak bende ağlayacağım makyajım bozulacak." dedim. "Kızım bunlar mutluluk gözyaşları. Hadi sen çık. Saat 5:55, Hıçgıdık birazdan gelir." dedi. Bende başımı salladım. Beraber aşağı indik ve Hıçgıdık'ı bekledik. Yaklaşık 3 dakika sonra kapı çaldı.
-Hıçgıdık'ın Ağzından-
Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Az bir zaman sonra Astrid kapıyı açtı. Aman Tanrım! Astrid çok güzel olmuş. Neyse, yüzümde bir tebessüm belirdi ve Astrid kıkırdadı. "Hazırsan çıkalım mı?" diye sordum. "Evet hazırım, hadi çıkalım." dedi ve evden çıktı. Ardından kolunu koluma doladı ve onu götüreceğim yere doğru yürümeye başladık. "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Eğer söylersem sürprizi bozarım ama." dedim. "Of ya, çok kötüsün." dedi ve güldü. Bende güldüm. "Ne zaman orada oluruz?" diye sordu. "Az kaldı canım." dedim bende. Ve neden bilmiyorum. Oraya varıncaya kadar bir daha hiç konuşmadık."Tamam şimdi gözünü sımsıkı kapat. Ve ben aç diyene kadar açma. Tamam mı?" dedim. Astrid de başını salladı ve gözünü kapattı. Onu gideceğimiz yere yönlendirdim ve geldiğimizde de durdum. "Şimdi gözünü açabilirsin." dedim ve gözünü açtı. Gördüklerine şaşırmış olmalı ki ağzı açık kaldı.
-Astrid'in Ağzından-
Gördüklerime inanamadım. Hıçgıdık ne kadar tatlı bir insan ya. Sahile piknik hazırlamış. Hemen ona teşekkür etmek için sarıldım. "Ya çok tatlısın. Çok teşekkürler! Sürprizin harika olmuş aşkım." dedim ve Hıçgıdık güldü. "Bir şey değil aşkım. Hadi oturalım ve yiyelim. Ben çok açım." dedi ve hemen yemeye başladık. Başka biri Hıçgıdık'ı görse 1 haftadır yemek yememiş zannedecek. Hıçgıdık'a bakmaya başladım, ardından Hıçgıdık da ağzındakileri çiğnerken bana baktı. Çok şirin gözüküyoru, ardından anlamsızca gülmeye başladım. "Noldu ya, niye güldün?" diye sordu. "Çok komik yiyorsun." dedim kıkırdayarak. "Artık bir ortak noktamız var o zaman." dedi. "Ne yani, bende mi komik yiyorum? Hem ayrıca bir ortak noktamız daha var." dedim. Hıçgıdık bana tek kaşını kaldırarak baktı. "Neymiş o?" diye sordu. "İkimizde birbirimizi çok seviyoruz." dedim. "Tam üstüne bastın. Ama ben seni daha çok seviyorum." dedi. "Kesinlikle hayır. Ben seni daha çok seviyorum." dedim kıkırdayarak. Ben niye her şeye kıkırdıyorum ya? Aman neyse, kıkırdamak güzeldir. "Evet bende seni çok seviyorum ama bu "Önce sen kapat aşkım" gibi bir konuşmaya mı dönecek merak ediyorum." dedi ve o da gülmeye başladı. "Hayır" demek amacıyla kafamı salladım. Nedensiz bir şekilde daha fazla gülmeye başladık. Ve yaklaşık bir saat kadar orda kaldık.Hıçgıdık'ın hazırladığı şeyleri bitirdikten sonra kafamı Hıçgıdık'ın omzuna koydum ve beraber gün batımını izledik. "Gün batımı ne kadar da güzel." dedim. "Evet çok güzel, ama senden daha güzel olamaz." dedi Hıçgıdık. O an kızardığımı hissettim ve ne diyeceğimi bilemedim. O yüzden sessiz kalma hakkımı kullandım.
"Saat geç oldu, senin için de uygunsa seni eve bırakabilirim." dedi Hıçgıdık. Bende başımı salladım. "Benim için uygun. Hadi hemen gidelim. Zaten daha yapmam gereken çok fazla iş var." dedim ve yola koyulduk. Yolda da biraz sohbet ettik. Ardından benim evime geldiğimizde Hıçgıdık ile vedalaştık. Hıçgıdık bana sarıldı ve görüşürüz şeklinde elini salladı. Bende elimi salladım ve içeri girdim. O da kendi evinin yolunu tuttu. Kapıyı kapattığı an annem üzerime sıçradı. Bende korktum tabi. "Ya anne napıyorsun ödümü patlattın!" dedim. "Nasıl geçti ilk randevun? Bana her şeyi anlat! Kesin çok güzel geçmiştir, çok şanslısın kızım." dedi annem. "Güzel geçti işte. Beni sahile götürdü, piknik hazırlamış yani öyle." dedim. "Hıçgıdık gibi birine sahip olduğun için çok şanslısın. Şükretmelisin, gerçi bende şükretmeliyim. Senin gibi bir kızım olduğu için ve babana sahip olduğum için." dedi ve birbirimize sarıldık. "Anne benim yukarı çıkmam lazım der çalışacağım." dedim. Annem başını salladı ve bende odama çıkıp ders çalışmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşkım-HICCSTRID
RomanceAstrid daha önce hiç aşık olmamıştır, Hıçkıdık gelene kadar... Hıçkıdık da hiç aşık olmamıştır, Astrid ile tanışana kadar...