kız uyandığında etrafına bakındı, bir hastane odasında yatakta yatıyordu; usulca doğruldu ve ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Birkaç saniye sonra içeri sevgilisi girdiğinde rahatladı, sonra ise yanındaki uzun boylu sarışın oğlanı farketti.
"Lisa, uyanmışsın." Sevgilisi yavaşça yanına çökünce gözleri dolan sevgilisinin elini tuttu.
"N-noluyor?"
"Hepsini anlatmak istiyorum fakat yatsan daha iyi olur."
Lisa yavaşça uzandı ve sevgilisine gözlerini dikti.
"Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, sen uzun süredir komadasın. Yaklaşık dört yıl önce bir gezimiz vardı, okuldaki bütün birinci sınıflar gidiyordu. O gezide otobüs kaza yaptı ve bir uçurumdan yuvarlandı..."
Derin nefes alıp sanki olayı tekrar yaşıyormuş gibi gözlerinde korkuyla anlatmaya devam etti.
"O gezide pek çok kişiyi kaybettik, ben ve birkaç kişi hariç kimse kalmadı. Uyandığına hala inanamıyorum."
Lisa düşündü, dört yıl önce.
"Ji-jisoo nerede? Konuşmak istiyorum."
"Kim Jisoo. O... dört yıl önceki kazada..."
"Hayır...hayır.
Olamaz inanmıyorum."
"Üzgünüm."
Lisa nefes alamıyordu, sessizliğin ardından oğlan konuşunca bunun bir rüya olmasını istedi.
"Aşkım ben gideyim isterseniz, rahat konuşursunuz." Jennie'nin yanında gelen oğlan konuşunca Lisa öldüğünü hissetti, kalbi biri sıkıyormuşcasına acıyordu.
gözünden bir yaş düştü.
Jennie sevgilisini yolladıktan sonra Lisa'ya geri döndü, gözündeki yaşı farkedince konuştu.
"Nold-"
"S-sen beni seviyordun?"
"N-"
"BİZ SEVGİLİYDİK JENNİE, NOLUYOR?!" Lisa derin nefesler alarak ayağa kalktı ve serumunu çıkardı.
"Lisa sakin ol."
"BU NASIL OLUR, BU NASIL OLUR?" Lisa saçlarını çekiştirerek odada dolanmaya başlayınca Jennie omzuna elini koydu.
