Bölüm-31

1.2K 67 3
                                    


"Ben Arın'dan hoşlanmıyorum" annemin gözlerinin tam içine baktım ve devam ettim "anne benimki hoşlanmanın da üstü. Onun yanında nefesim kesiliyor, kalbim atış hızını değiştiriyor, dünya duruyor sanki. Ona karşı hoşlanmaktan da üstünü hissediyorum. Anne ben Arın'ı seviyorum" anneme demem ne kadar doğru bilmiyorum ama ondan gizlemek istemiyordum.

Bacaklarımın üzerindeki ellerime bakmaya başladım utangaçlıkla, anneme herşeyi anlatmıştım, ondan gizlememiştim.

Aslında kendimi şuan o kadar iyi hissediyordum ki, böyle içim rahatlamıştı. Anneme bu yüzden herşeyimi anlatmayı seviyordum. Sanki ona anlatırsam tüm sorunlar çözülcek gibi hissediyorum.

Annem elimin üzerine ellerini koydu. Bende kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Bana gülümseyerek bakıyordu "Deren sana bu konuda kızmıyacağım merak etme. Benden utanmana da gerek yok, hatta bana anlattığın için teşekkür ederim. Peki Arın da seni seviyo mu?" İşte bunun cevabını bilmiyordum.

Bir kaç saniye böyle düşündüm. Acaba seviyor muydu? Tekrar annemin gözlerine baktım "bilmem. Sevmiyor sanırım" dedim.

Annem elimi sıkıp "sakın üzülme buna dayanamam. Sevmiyorsa üsteleme."

Bende onaylarcasına kafamı salladım. Sude'ye baktığımda bana gülümseyerek baktığını gördüğümde bende gülümsedim.

Annem elimin üzerinden elini çekip "hadi hep birlikte yemek yapıp yiyelim. Bayadan beri yapmıyoruz" Sudeyle biz onaylayıp mutfağa geçtik hep birlikte.

Annem buzdolabına bakıp "mm çorba bitmiş. Hiç yemek de yok hepsini en baştan yapıcaz. Şimdi Sude sen istediğin bi çorba yap, Deren sen tavuk sote yap bende pilav ve tatlı yaparım anlaştık mı?"

Sude "tamam olur ama pasta yap anne canım pasta çekti çikolata parçacıklarından da koy yeni almıştım olması lazım dolapta" dedi annem de onaylayınca yemek yapmaya koyulduk.

Mutfak büyük olduğu için üçümüz de rahat hareket edebiliyoduk. Bir yandan sohbet, makara yapıyor bir yandan yemek yapıyorduk.

Sonunda yemekler bittiğinde oturup birlikte yedik. Tekrar beraber sofrayı kaldırıp oturma odasına girdik.

Annem filim izlemek isteyince bizde onayladık ama nereden bilelim annemin korku filmini açacağını. "Ya anne inadına mı yapıyorsun ben izlemem bunu" diye sinirle konuştum. Annem ve Sude bu halime gülmüşlerdi.

Sude "ay canım korktu kıyamam ya. Anne şuna çizgi film aç ta ağlamasın" dedi alayla. Bende inat yaparak "kim ben mi korktum? Ahahaha güleyim bari ben senin için dedim. Gece yanıma gelip abla korkuyorum deme de."

Annem gülerek bizi dinliyor karışmıyordu. Sude bana bakıp kaşlarını kaldırdı "hodri meydan" dedi. Bende tek kaşımı kaldırarak "hodri meydan" dedim.

İnat uğruna korkudan ölecektim. Şimdi bu saatten sonra geri de dönemezdim. En iyisi izliyomuş gibi yapmaktı.

Bu fikir aklıma sindi uygulayacaktım.

Telefonumu elime aldığımda Sude aniden elimden çekti. Anlamsız gözlerle ona baktığımda "izliyeceksin abisi" dedi.

Bende sinirle "tamam dur şarjı 5 şarja takayım bari" dedim. O da alaylı tavırla "içeri gitmek yasak bidahaki sefere bebeğim" diyip öpücük attı.

Sinirle söylenip arkama yaslandım. Ben salaktım niye bunun gazına geliyordum ki? Neyse her türlü izlemeyecektim. Nasılsın ünite aşkım? Nasılsın biblocum? Hepinizi bu gece uzun uzun izleyecektim.

Ekrana gelen ani şeyle gözlerim yine ve yine oraya kaydı. Kendimi tutarak çığlık atmadım. Olayı merak ettiğim için izlemeye koyuldum. Korkunçtu ama güzeldi.

Sonunda ekran kararıp beyaz yazılar geçmeye başlayınca ekranda şükür çektim. Kabus bitmişti. Sude'ye dönüp "kimmiş korkak?"

O da gülerek "bu gece yanıma geldiğinde görücem seni."

"Çok beklersin. Asıl sen gelicen görücem seni" dedim. O da "görüşücez" dedi. Hızla telefonumu elime alıp odama yürüdüm.

Kendimi yatağa fırlatıp filmdeki şeyleri düşünmemeye çalıştım ama olmuyordu sürekli o korkunç görüntüler gözlerimin önündeydi.

Kapım açılınca gözlerim oraya kaydı. Sude'ydi. Sırıtarak "ışık kapalı dursun elektrik gidiyor" diyip ışığı kapattı ve çıktı odadan. Çok güzel şimdi ne bok yiyecektim? En iyisi uyumak. Arın'ı düşünerek gözlerimi yumdum.

03.27

Uykumdan uyanalı çok olamamıştı ama uyuyamıyordum. Hep aklım o şeylerdeydi.

Telefonumu elime aldım oyalansam belki uykum gelirdi. Şarjına baktığımda 2 olduğunu görmemle lanet ettim. Az buçuk da olsa Arın'la konuşmak istiyordum. Hemen WhatsAppa girip Arınla sohbetimizi açtım.

Deren; uyudun mu? korkuyorum.

Telefon elimde beklemeye başladım. Mesaj çift tik olunca mutlulukla gülümsedim. Sonra ise mavi tik ve Egolu Ayıcık yazıyor... Yazısı mutlu olmak için ikinci nedenimdi.

Egolu Ayıcık; noldu, neyden korkuyosun? Hırsız falan mı girdi noluyo lan?

Bu paniklemiş haline gülerken mesaj yazmaya başladığım gibi telefon kapandı. Allah kahretsin tam sırasıydı ya.

Şimdi ben nasıl kalkıp onu şarja takıcam? Ya yatağın altından biri çıkarsa filimdeki gibi.

Of ya ne yapacaktım? Arın da telaşlanmıştır şimdi. Korkuma lanet edip telefonu komidinin üzerine bıraktım. Yatağıma daha çok girip yorganı olabildiğince üzerime çektim. Sanki olası birşeye karşı beni yorganım kurtaracaktı.

Filimde gördüklerimi düşünmemeye çalıştığım için Arın'ı düşünmeye başladım.

Kesinlikle filimdekileri düşünmemek için yoksa Arınla ne alakası var ki.?

Arın'ı düşünmeye başladım. Birlikte gülüşümüz, onun beni sinir edişi, beni koruyuşu, bana sarılışı, beni öpüşü, bana güven verişi her şey film şeridi gibi gözümün önünden akmaya başladı.

Sonsuzluk neydi? Bu hayatta senden bir parça bir şeylerin kalıp sonsuza kadar var olması mı? Bence sonsuzluğun en güzel tanımını yapabilmek için onun gözlerindeki derinliğe bakmak yeterlidir. O kadar anlamlı bakan birini ben görmedim bu hayatta. Bana baktığı her an, hipnoz olmuş gibi kendimi kaybediyorum, başka bir aleme, dertlerin olmadığı mutlu bir yere geçiş yapıyorum. O benim tarif edemediğim duyguların sahibi. O benim hayatımdaki dönüm noktam. O benim canım, o benim içim, o benim hayatım, o benim yaşamım.

Onu her düşündüğümde tebessüm oluşuyor yüzümde. Gerizekalılar gibi kendi kendime gülüyordum.

Şimdi fark ettim de onu düşünürken sanki dünya duruyor, dönmüyordu. Beynimdeki tüm hücreler işlevini kaybediyordu. Onu düşünmeye devam ederken gelen kapı sesi titrememe engel olmuştu.

Allah'ım nolur annem dışarı çıkmış olsun diğerki ihtimali düşünemiyordum bile. Adım sesleri geldi sonra, ondan sonra ise odamın kapısının yavaşça açılması...

Beynim ve kalbim işlevini yitirmişti. Nefesimi tutmuş gözlerimi yummuştum. Sanki bu kurtaracakmış gibi gözlerimi daha çok yumdum. Allah'ım nolur zarar vermesin yarabbim.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin