jeongguk, taehyung'un makyaj masasını odasından kaldırdığı için taehyung'un makyaj malzemelerini ve kremlerini dizeceği bir yer olmadığından odasının ufak bir köşesinde yere sıralamıştı her şeyini. daha sonra da borda danetelli geceliğini üzerinden atıp, jeongguk onu görmesin diye paytak adımlarla koşarak yatak odalarının bulunduğu aynı koridordaki lavaboya attı kendini.
sıcak suyu ayarlamaya çalıştı ama bir türlü su ısınmıyordu. yaklaşık yirmi dakika uğraşmıştı ayarlayabilmek için hâlâ olmuyordu ki. ne yapmalıydı? şimdi de üşüyordu işte. bunu yapabilecek bir kişi vardı evde, o da jeongguk.
bebek mavisi desenli bornozunu üzerine geçirdikten sonra da pembe tüylü terliklerini giyindi. pembe rengini çok seviyordu ya işte. zıplayarak lavabodan jeongguk' un odasına doğru gitti. kapıyı tıklattı ama ses gelmiyordu. kapıyı çokça tıklattı ama kapı açılmadı yine. bu sefer de içeri girmeye karar verdi ve girdi. jeongguk yatağında yarı çıplak mışıl mışıl uyuyordu. taehyung, jeongguk'un bu halini görünce yanaklarının kızardığını hissetmişti.
yanına gitti ve onu hafifçe dürttü. jeongguk bu sefer de ona sırtını dönmüştü. taehyung daha fazla dayanamadı ve seslendi,
"gguk, kalk hadi! saat on bir oldu. banyoya girmek istiyorum."
jeongguk birkaç mırıldanmadan sonra taehyung' a döndü ve onu oldukça utandıracak bir hareket yaptı. belinden tuttu ve yanına yatmasını sağladı. jeongguk şimdi taehyung'a sarılıyordu.
taehyung, jeongguk'un iki gündür neden bu kadar kıskanç ve yumuşak kalpli davrandığını düşünüyor ve bir yandan da utanıyordu. normalde arkadaşları eve geldiğinde taehyung'u evden def eder, arkadaşları gittikten sonra da dışarı çıkardı. taehyung'a gelmesi için bir mesaj atardı ve makyaj yapıp kısa şort giymesini de hiç sevmezdi.
böyle olmaması gerekirdi. sonuçta jeongguk'tan hoşlanan da kendisi değil miydi ?
-
>♡<
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dionysus | taekook
Fanfiction"şey, büyük kırmızı çileklerimi ve pudra şekerini unutmadın değil mi?" "güzelim, aldım."