Yolculuk

5.2K 170 8
                                    

"Evleneceksin dediysem evleneceksin sözümün üstüne söz söylettirmem sende kızınla vedalaş ,eşyalarını hazırla bu akşam gidiyor"

Dedemin söylediği sözler kulaklarımda çınlıyor aklım düşünce yetisini kaybediyordu sanki, kerimle evlilik hayalleri kuruyor iki ay sonra burdan gitmeyi planlıyorduk ama hayat biz planlar yaparken oyununu çoktan oynamıştı ve oyundan çıkman mümkün değildi .Babam olsaydı böyle olmazdı biliyorum bu cümle kalbimi paramparça etmeye yetiyordu işte babam olsa dedemle amcamın gücü bize yetmezdi bize zarar veremezlerdi o bizi herşeye rağmen korurdu.Ama yoktu şimdi güneş tüm kavuruculuğu ile tepemdeydi ve benim gölgesine sığınacağım çınar ağacım yoktu.

"Yalvarırım baba yapma ne isterseniz yaparım yeterki kızımı almayın benden"

Hala bir elim yanağımda gözümden akan lav gibi yaşlara engel olamıyordum

"Neden dede..neden benden bu kadar nefret ediyorsun anlamıyorum hemde hiç tanımadığın insanlara beni verecek kadar mı bu nefretin?"

"Yeter kes sesini dedene saygızsızlık etme hem ne yapacaktık adam senin gibi  bi kız  karşılığında bu konakla bağları bize bıraktı ve bütün borcu sildi hemde hiç düşünmeden"

Tabi ya o gece terasta konuşulan teklif buymuş meğer ben bi malmışım gibi bide beni pazarlamışlardı ailemin gözünde zerre değerim olmadığını biliyordum ama beni satacaklarını hiç düşünmemiştim bile ama suç bende bana bu yaşıma kadar bir gram sevgi vermemiş bir aileden bana değer vermelerini beklemek benim hatam.Amcamın sözünden sonra sessizliğimi fırsat bilip hiç birşey olmamış gibi herkes odasına geçmişti bir tek annem çöktüğü yerde sarsılarak ağlıyordu .

"Bu güne kadar benim için kılını bile kıpırdatmadın dayak yedim onlara bir gün olsun neden demedin şimdi biliyormusun anne bu gözyaşların benim zerre kadar umrumda değil şimdiye kadar yapmadığın anneliği şimdi iki göz yaşı dökerek yapamazsın"

Bir şey demesine fırsat vermeden odama koştum kapıyı kilitleyip arkasına çöktüm şokta gibiydim ne ağlayabiliyorum nede elimden birşey geliyordu ama benim gibi bugüne kadar kaderine razı gelmiş biri için bile bu kadarı fazlaydı .Ne kadar orda oturdum ne kadar ağladım bilmiyordum kapıda dönen anahtarın sesiyle ayağa kalktım neyseki gelen sultan teyzeydi sessizce kapıyı kapatıp bana kıpkırmızı gözlerle baktı sonra beni öyle bir kucakladı ki bütün yaralarımı sarabileceğini sandım

"Kuzum, şştt tamam sakin ol ağlama"

"Sultan teyze bana yardım et ne olur beni başkasına verecekler istemiyorum ben kerimi seviyorum "

"Biliyorum kızım benimde içim yanıyor sen bana oğlumun emanetisin şimdi sakin ol o adam gelmeden kasabaya varabilirsen ordan otobüse atlayıp istanbula kerimin yanına gidersin al şu parayıda "

"Tamam ama kimse görmeden burdan çıkmam lazım "

"Gel benimle "

"Sultan teyze sağol"

"Bırak şimdi sonra teşekkür edersin seni kerimime kavuşturayım allahımdan başka birşey istemem "

Sultan teyze kapıyı açıp etrafı kolaçan etti kimse olmadığına emin olduktan sonra eliyle bana işaret edince peşinden üstüme bir hırka ve çantamı alıp çıktım mutfağa inip arka kapıdan çıktık burdan sonrası kimseye görünmeden kasabaya inebilmekti

"Allah yardımcın olsun kızım dikkatli ol ben kimsenin fark etmemesi için elimden geleni yaparım tez vakit hayırlı haberlerini alırım inşallah"

Ona sıkıca sarıldıktan sonra "Inşallah"dedim bende .

Hırkanın kapşonunu kafama geçirip koşar adım yürümeye başladım yol boyunca bir kaç kişi beni görsede kaçmamı düşünmeyecekleri için pek umursamadılar köy arabasına binip kasabada çarşıda indim araba otogara kadar gitsede dikkat çekmemek için çarşıda inmiştim otogara vardıktan sonra bilet almak için içeri girdim

SAKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin