~27 Mart~
"Minho ben senin ananı seveyim ya."
"Ben de seni seviyorum Channie~" Minho, kuzeni Chan'ın randevusunu bozduğu için çok mutluydu. Sonuçta eğer erkek kardeşi aşk acısı çekiyorsa, abisi Woojin ile oynaşmayı erteleyip biraz onunla ilgilenebilirdi. Normal bir zamanda olsa, Minho tek başına Hyunjin ile ilgilenirdi ancak bu sefer erkek arkadaşıyla gerçekten ayrılmışlardı ve abisi yanında olsa Hyunjin çok daha mutlu olabilirdi.
"Tanrı aşkına Minho, Hyunjin ne kadar kötü olabilir ki?! Seungmin ile sürekli kavga etmiyorlar mı zaten?" Evlerinin önünde otobüsten inerken yakındı Chan.
"Ya hayır," anahtarı kilide soktu ve çevirdi. "yanında gördüğü çocuğu hem Hyunjin tanımıyor hem de kim olduğunu sorduğunda Seungmin cevap vermiyor. Sonra da şey oluyor, ne oluyordu ya..." olayları hatırlamaya çalışırken kapıyı açtı.
Ev, bir savaştan çıkmış gibiydi. Bir tarafta bitmiş cips ve çikolata paketleri; diğer tarafta darmadağın duran kitaplar, kıyafetler ve buruşturulmuş peçeteler... Hepsinin ortasında, ağlamaktan gözleri şişmiş bir Hyunjin.
"Ha evet Seungmin buna şey demişti," diyerek sözlerini devam ettirdi Minho. "'Bana bu kadar az güveniyorsan sevgili olmamızın bir anlamı yok.' Demişti."
Chan arkasından kapıyı kapattı ve Hyunjin'in yanına oturdu.
"Hyunjin, nasılsın bebeğim?" Hyunjin elindeki peçeteye sertçe burnunu sildi ve konuştu.
"Hiç iyi değilim Hyung!" Chan, Hyunjin'e sarıldı. Hyunjin daha şiddetli bir şekilde ağlarken Chan onu sakinleştirmek için kulağına bir şarkı mırıldandı.
Onlara bakarken gülümsedi Minho. Erkek kardeşini özlemişti. Felix ile Minho'nun ilişkisi, çoğu abi-kardeşe nazaran hep iyi olmuştu. Hiçbir zaman birbirlerini üzmemişlerdi ya da kavga etmemişlerdi. En büyük kavgaları Felix ona sarılmak isteyince oluyordu çünkü Minho sarılmayı sevmiyordu.
Hyunjin ve Chan'ı yalnız bırakmasının iyi olacağını düşünerek dışarı çıktı. Dışarısı soğuktu ve yanında ceket yoktu.
Telefonunu çıkardı ve Felix'i aradı.
"Efendim Hyung?"
"Felix~ beni ne kadar çok sevdiğini göstermek ister misin?" Felix kıkırdadı.
"Neredesin? Gelip seni alayım." Minho sırıttı.
"Chan'ın evinin önündeyim. Hyunjin ve Seungmin kavga etmişler de." Felix onaylar gibi bir ses çıkardı.
"Duydum, Seungmin anlattı. Neyse şimdi ben gelip seni alayım sonra da atıştıracak bir şeyler alırız ve bunu daha ayrıntılı konuşuruz, ne dersin?" Minho bir çocuk gibi güldü.
"Yey~ seninle dedikodu yapmayı çok seviyorum~" Felix kahkaha attı ve
"Geliyorum." Diyerek telefonu kapattı.
Telefonu kapattıktan sonra Minho gülümsedi.
~UWU~
Yarım saate yakın bir süre sonra Minho ve Felix kahkahalarla marketten çıkıyorlardı.
"Bay Kim'in surat ifadesini görmeliydin! Jongin'i kolundan sürükleyerek dışarı çıkardığında Kyungsoo Hyung ağlamaya başladı, o ağlayınca da Baekhyun Hyung duygusallaşıp ağladı. Chanyeol Hyung, 'bu gece de Byun Baekhyun'ı yatağa atamadım' diye bağırmaya başladı. Ama kafalar nasıl güzel." Bir kahkaha attıktan sonra somurtarak konuşmaya devam etti Felix. "Sonra da işte Junmyeon Hyung 'bana kötü örnek olduklarını' söyleyip hepsini evden attı ve ardından başlarına bir şey gelmesin diye peşlerinden gitti. Sonra ben de ödev için getirdiğim eşyaları aldım ve eve döndüm. Eğlenceliydi ama ben de azıcık da olsa içebilsem daha mutlu olurdum." Minho gülümsedi.
"Sen reşit olduğunda birlikte içmeye gideriz."
"Ye~y!" Çığlık attı ve poşetleri taşıdığı ellerini havaya kaldırdı Felix.
Kahkahalar içinde eve vardılar. Eve vardıktan üç saat sonra biri daha eve vardı. Bahçedeki ağaçların arkasında durmaya başladı. Orada olması beklenmeyen, belki de istenmeyen biriydi. Telefonunu çıkardı ve gülümseyerek açık pencereden bir kaç fotoğraf çekti.
Telefonunu cebine koyup ayağa kalktı. Yavaşça evin kapısına yaklaştı ve evin adının yazdığı tabelaya bakmaya başladı. Yakalanmaktan korkmuyordu çünkü yakalanırsa yürürken kaybolduğunu, nerede olduğunu anlamak için baktığını söyleyecekti. Heyecanlı değildi, çünkü içerdekilerden birisinin kafası güzeldi ve diğeri de onunla uğraşırken kapıdakini fark edemezdi. Ve tahmin ettiği gibi, adresi aldı ve sakince evin bahçesinden çıkıp gitti. Bir süre gelmeyi düşünmüyordu, şimdilik bu evle işi tamamdı.~<31~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Easter Egg //MinSung Texting//
Fiksi Penggemar20 yaşındaki Lee Minho, aşık olmak istememektedir çünkü çevresindeki hiç kimse sevgilileri ile mutlu değildir. Paskalyadan bir ay önce gelen kutu, onun bu isteğine karşıdır. - İlk iki bölüm düz yazı olacak~ - !Az da olsa küfür olacak!