Giriş

6 1 0
                                    

Önce, cenneti içerisindeyken deli misal ihtişamlı gelen cehennemi arzuladım. Onun için, oluşan Ateşlerimi onunkiler ile birleştirmeyi diledim. Tanrı'ya ihanet edişimi bile umursamadım. Sadece tenimde günahın alevlerini, dudaklarımda ise yasaklı elmanın karşı koyulmaz tadını arzuladım. Kırılma noktasındaki zihnimin içerisine ebedi olarak tanımladığım aşkımın adına bir sürü meleğin kanatlarını kopararak onları ölüme terk ettim. Çığlıkları ve yardım için dilenen dualarının hiçbiri Tanrı'ya ulaşmadı. Saatlerce, ölü gibi bakan gözlerimin içerisine bakarak ağladılar ve içerisinde biriken bütün nefreti, günahlarıma kustular.

Son nefeslerinde Tanrı'ya küfrettiler. İsyan ettiler, varlığını reddettiler, kendilerinden nefret ettiler. Ömürleri boyunca boyun eğdikleri sahiplerinin, onları koyu kırmızı kan göllerinin üzerinde sürülmelerine izin verdikleri için sevaplardan iğrendiler. Ve tekrardan isyan ederek cennet kadar soğuk ve duygudan yoksun nefeslerini dışarıya usulca vererek, gözlerini ebediyete teslim ederek günaha bulaştılar.

Ve yok oldular.

Arkalarında ise saflığın rengi kadar beyaz tüyler, kan ve isyan dışında hiçbir şey bırakmadılar.

Onların ardında bıraktıklarına bakarken yüzümdeki tek ifade, dehşetin zayıf adını çağıracak, vahşi ve kan dokunduğunu bir sırıtmaydı. Tanrı'nın onlara olan güveninin boşa çıkarışlarını ilk defa canlı bakan gözlerimle seyrediyordum. Tanrı'nın düşündüğüm kadar ilahi ve kusursuz olmadığını fark ettiğim için şahsiyetimi kaplayan bu acınası duyguya rağmen yerdeki, meleklerin kanları ile kaplı olan beyaz tüyleri elime aldım. Kanları, sanki bir mürekkepmiş misali kullanarak isyanlarını dizelerdeki yazdım. Çığlıklarını kelimelere dökerek onları Tanrı'ya bir mektup olarak yazdım.

Ama bir geri dönüş olmamıştı. Sadece derin sükunetin içerisinde ilahi bir yargının aciz kurbanı olmak istiyordum. Sadece günah işlemek istiyordum. Sadece Tanrı'nın varlığını bütün benliğimle hissetmek istiyordum.

Sadece ebediyetin zincirleriyle kuşatılan arzularıma ulaşmaya çalışıyordum.

Bekledim. Amacıma ulaşmak uğruna binlerce kanadı parçalara ayırdım. Gözlerindeki canlı bakışlarının yerini boş bir sükûnet doldurdu. Yalvarışları en sevdiğim müzikle yer değiştirdi. Kanlar en sevdiğim aromaya dönüştü.

Ellerim kanlarla kaplıyken bir el onları tuttu. Ellerimin üzerindeki soğuk kanlar ile aynı gözlere sahip bu kusursuz varlığa bakarken sadece dudaklarımı ısırıyordum. Onun inanılmaz cazibesi beni kendine çekiyordu. Siyah saçlarının ardından bana arzuyla bakan günahla efsunlanmıştım.

Sonunda Tanrı'mı bulmuştum.

O benim Tanrı'mdı, ben ise onun kulu.

O benim efendimdi, ben ise onun kölesi.

O ebediyeti, ben ise yok olmaya yüz tutmuş bir alev.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİHUN //  Devil or Angel?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin