yolculuk yola galaksisi !!!!

21 1 1
                                    

Evden çıktık toprakı durdurdum aklıma Selenide yanımıza almak geldi fakat bu vampir göreviydi o yüzden çağıramayacağımı anladım toprakla yolda sessizce yürüyorduk en sonunda eski boyası yıpranmış bir deponun önünde durduk. 'İçeriye giricez' dedi toprak kapıya baktım koskoca kilit vardı. Kilidi göstererek 'Sen kör müsün acaba koskoca kilidi görmüyon mu?' dedim yeminlen bu çocuk salak sonra yanıma gelip kulağıma eğildi ve bana 'İzle ve gör' dedi sonra işaret parmağını havaya kaldırıp 'Esmoheya kerbohooo!' dedi ve parmağını havada etrafında döndürmeye başladı. O parmağını havada döndürdükçe ayakları yavaşça yukarı kalkmaya başladı sonra ayakları yerden kesildi adetâ havada süzülüyordu artık. İşaret parmağını yere indirdi. Hâlâ havada süzülüyordu pardon süzülüyor demek az kalır adam uçuyo laan!
Bana 'Şimdi sıra sende' dedi. Ben nası yapıyım yaa. Mecbur yapmak zorundayım. İşaret parmağımı havaya kaldırıp havada etrafımda döndürdüm keşke döndürmeseydim ben döndürünce ayaklarım yavaş yavaş havalandı onlar havalandıkça kalbim depar atıyordu. Sonra uçmaya başladım. Toprak elimden tutup 'Baramma soya' dedi. Gözlerimi açtığımda içeriyi çok az ışık kaplıyordu. Zannımca bir mağaradaydım. Su sesi geliyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım olmadı. Üstümde sanki bir ağırlık vardı. İktirmeye çalıştım bi ses geldi bu toprağın sesiydi bana;

-yaaa bi dur kızım kalkmaya çalışıyoz işte ne iktiriyon?!

-yaaa yarım saattir nasıl kalkamıyon üstümden?!

-bilmiyom kalkmaya çalıştım ama olmadı.

Sonra içerisi aydınlandı baktım Toprakla zincirli bi biçimde birbirimize bağlanmışız yerde 1.80 uzanıyoz. Bi ses geldi arkadan;

-buraya ne için geldiniz siz kimsiniz çabuk söyleyin.

Arkama baktığımda şok geçirdim küçücük bir kız bize öldürcekmiş gibi bakıyo.

-ben ekim buda toprak buraya liyam yüzüğü için geldik.

-bende yumi ve liyam yüzüğünün koruyucusuyum. Onu asla almazsınız.

-kim demiş?

-ben!

-Bak nasıl alıyoruz!

Böyle söyledim sonra zinciri elimle ortadan ikiye ayırdım Toprak bana şaşırmış gözlerle bakıyordu. Sandalyeden kalkıp kızı ellerimle havaya kaldırdı. Sonra sandalyeye otutturdum zinciri yeniden birleştirdim. Şuan yaptıklarıma ben bile inanamıyordum. Gidip Toprağı zincirden kurtardım.

-Nerde bu liyam yüzüğü?

-Sen beni takip et!

Onun dediği gibi yaptım ve onu peşi sıra bende gittim.

💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜

Veeee 330 kelime! Nası güzel mi? Sonraki bölüme kendinizi hazırlayın çok şaşıracaksınız. O zamana kadar görüşmek üzere...

Serüven ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin