Berfin, Ali ağalar gittiğinde oda izin isteyip odasına çekilmişti. Yatağına oturup uzun uzun düşünmeye başladı. Ne yapacağına karar veremiyordu bir türlü.
Ne yapacağını bu işin içinden nasıl kurtulacağını düşünmekle kafayı yiyecekti neredeyse. Kardeşi için her şeye vardı. Ama onun da Izmır de bir hayatı vardı. Ama geri dönmeyeceğini biliyordu. Okuyup istediği mesleği yapıyordu şuan. O adamla evlense çalışmasına izin verilecek mıydı? Bu zamana gelebilmek için dişini tırnağına geçirmişti. Düşüncelerine o kadar çok dalmıştı ki. Ne ara sabah olduğunu anlamadı. Güneş yeni yeni doğuyordu.
Yatağına uzanıp hiç olmazsa bir kaç saat uyumayı planlıyordu. Ama o sırada odasının kapısı çalındı. Yatağında doğrulup "girebilirsiniz" dedi.
Abisi kapısının arkasından kafasını uzatıp kardeşine baktı. Berfin abisine hafif tebessüm edip içeriye girmesini söyledi. Abisi yanına gelip yatağa oturdu.
Bir süre ne Berfin konuştu ne de Baran ağa. En sonunda bu sessizliği bozmak adına Baran ağa "nasılsın?" Dedi.
"Nasıl oliyim abi? Canımdan çok sevdiğim, deger verdigim kardeşim gitmiş" diye sordu. Baran kardeşinin cevabını beklediği için şaşırmamıştı. Buruk bir tebessümle "haklısın. Altı yıl önce de yaşamıştık bu sahneyi" dedi.
Berfin böyle bir cevabı kesinlikle beklemiyordu. Cevap veremedi. Abisinin haklı olduğunu oda biliyordu. Ama keyfinden gitmemişti ki. Okumak için gitmişti. Altı yıl önce o da arkasında böyle perişan bir aile bırakmıştı.
6 yıl önce
Berfin kararını vermişti. Gidecekti bu şehirden. Istediği üniversiteyi bitirip eline mesleğini alıp öyle dönecekti. Yatağından kalkıp onu sofra da bekleyen ailesini yanına indi. Dün akşam valizini hazırlamıştı. Sadece ailesiyle konuşmak kalmıştı geriye. Masaya oturup herkese günaydın dedi. Kahvaltı yapmaya başladıklarında Berfin kahvaltı tabağına bakıyordu. Bir lokma bile yemek istemiyordu. Şuan sadece aklında ailesinin ne tepki vereceği vardı. Kafasını kaldırdığında abisinin ona baktığını gördü. Kardeşinin bir şey yemediğini gören Baran kaş göz işaretleriyle niye yemediğini sordu kardeşine. Berfin zorlada olsa bir iki lokma yemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mardin gelini (ARA VERİLDİ)
Random"rahat bırakın artık beni. Bıktım anlıyor musun? bıktım" diye bağırdım karşım da ki ağa bozuntusuna. "herşeyin bedelini ben ödemekten bıktım. Herkesin yanlışını ben düzeltmekten bıktım. Ailemden bıktım, arkadaşlarımdan bıktım. Ve en çok kimden bıkt...