Chenle, kayıt bürosunun önünde, ayağını yere ritmik bir şekilde vurarak hyungunu bekliyordu. Şimdiye kadar çıkmış olmalıydı. Telefonunu çıkardı ve Haechan'ı aradı. Yandaki koridordan gelen telefon sesini duydu Chenle. Adımlarını o yöne doğru ilerletti. Koridorun sonuna doğru ses daha net duyulmaya başladı ama bir yandan da hıçkırık sesleri geliyordu. Chenle adımlarını yavaşlattı ve koridorun sağ tarafına tereddüt ederek yavaşça döndü. İşte Chenle bu manzarayı görmeyi hiç beklemiyordu. Küçük bir şoktan sonra kısık sesle konuştu.
Chenle: Hyung?
Haechan hemen arkasını döndü. Chenle diğer çocuğu daha net görmüştü. Telefon çalmayı bırakmıştı.
Chenle: Sanha hyung?
Haechan göz yaşlarını sildi ve hemen ayağa kalktı. Uzun boylu olanda ayağa kalktı.
Haechan: Chenle burda ne işin var?
Chenle: Mark hyung sana geleceğimi haber verdiğini söyledi.
Haechan: Evet evet söylemişti ama dışarıda beklersin diye düşünmüştüm.
Chenle: Hyung seni ne zamandır beklediğimin farkında mısın? Bir türlü çıkamadın ve bende içeride seni bulmaya karar verdim.
Chenle'nun gözleri Sanha'nın üzerine kayıyordu. Sanha'nın başı yere eğikti.
Sanha: Ben... Üzgünüm Chenle. Benim yüzümden o kadar bekledin.
Chenle: Hyung senin suçun yok.
Sanha: Hayır var. Haechan'ı ben buraya çağırdım. O yüzden seni bekletti. Benim yüzümden.
Chenle: Hyung o kadar önemli değil. Hem...seni çok özledim.
Chenle, uzun boylu hyunguna sıkıca sarıldı. Sonra Donghyuck'a döndü.
Chenle: Hyung hadi gidelim. Mark hyung merak eder.
Haechan: Sen git ben Sanha ile takılacağım biraz. Çocuklara gelemeyeceğimi, işimin çıktığını falan söylersin. Ha unutmadan giderken Jaemin'e lolipop al sonra ortalığı birbirine katar.
Chenle: Tamam hyung. Görüşürüz.
Chenle bir süre sonra gözden kaybolunca Haechan konuştu
Haechan: Bugün ikimizin günü olsun. Hep gittiğimiz parka gitmeyeli uzun zaman oldu.
Haechan, Sanha'ya baktı. Gülümsedi. Uzun olanda içten bir gülümseme sundu küçük olana. Eski günlerdeki gibi
~
Chenle kapıyı çaldı. Mark sanki nöbet tutuyormuş gibi anında açtı kapıyı. Sonra küçüğün içeri girmesi için kenara çekildi.
Mark: Hyuck nerede?
Chenle içeri girerken konuştu
Chenle: İşi varmış o yüzden bugün geç gelecek.
Jaemin: Lolipop aldın mı?
Chenle: Aldım hyung.
Mark: Neden geç kaldın?
Chenle: Spor salonunda onu bekliyordum ama o çoktan çıkmış.
Mark: Neden haber vermemiş.
Chenle: Off, hyung ne çok soru sordun yaa.
Mark: Oflama bana.
Jeno: Jaem bana da ver.
Jaemin lolipopları kucağında saklıyor, kimseye vermiyordu. Taki Renjun onu gıdıklayıp bütün lolipopları alana kadar.
Jaemin: Hey! Verin şunları!
Jeno: Çok yeme dişlerin çürür.
Jaemin: Ha ha ve ha çok komik ama ben ciddiyim. Verin lolipoplarımı
Renjun: İyi al be!
Jisung ofladı. Ve sanki aklına birşey gelmiş gibi elini şıklattı.
Jisung: Buldum! DC oynayalım.
Herkes onaylayınca çember şeklinde yere oturdular. Jeno şişeyi çevirdi.
Jeno: ben Jaemin'e soruyorum. Doğruluk mu cesaret mi?
Jaemin: Cesaret
Jeno: Lolipoplarını alayım beyefendi.
Jaemin: Off bunu diyeceğini tahmin etmeliydim.
Bu sefer Jaemin şişeyi çevirdi.
Jaemin: Mark hyung Chenle'ya soruyor.
Mark: Doğruluk mu cesaret mi?
Chenle: Her daim doğruluk.
Mark: Öyleyse Hyuck nerede söyle.
Chenle: Hyung işi varmış bilmiy-
Mark: Bildiğini biliyorum Chenle. Uzatma da söyle.
Chenle: Ama hyung-
Mark: Ama falan yok. Hadi söyle de sinirlendirme.
Chenle: Üzgünüm hyung söyleyemem.
Mark: CHENLE SÖYLE
Jisung: Hyung sakin ol.
Chenle: HAYIR HYUNG BU BİR SIR BUNU SANA SÖYLEYEMEM
Mark ayağa kalktı. Onun hemen ardından diğerleri de kalktı. Büyük olan diğerinin üzerine doğru yürüdü.
Mark: Söylemezsen kötü olur Chenle.
Chenle: SANA SÖYLEMEYECEĞİMİ BELİRTTİM!
Mark, Chenle'nun yakasından tutup hafif yukarı kaldırdı.
Mark: SÖYLE!
Jisung: Hyung bırak onu.
Mark: KES SESİNİ JİSUNG!
Chenle korkmuş gözlerle bir Mark'a bir Jisung'a bakıyordu.
Renjun: Mark bırak çocuğu.
Jisung: Hyung şuan olayı fazla abartıyorsun sakin olda konuşalım.
Mark: SİZE KESİN SESİNİZİ DEDİM. CHENLE SENDE SÖYLE ŞUNU!
Chenle: HAYIR HYUNG BUNU YAPAMAM.
Chenle bir taraftan korkudan ağlıyor bir taraftan da bağırarak Mark'a cevap veriyordu. Mark, Chenle'nun yakalarını daha sıkı kavradı ve bir elini yumruk atmak için havaya kaldırdı. Ve BAM! Bir yumruk. Ama bu yumruğu Mark atmamıştı. Tam tersine o yumruk yemişti. Jisung ona vurmuştu. Mark sola doğru hafif savrulmuştu. Hiç tereddüt etmeden o da Jisung'a yumruğunu geçirdi. Jisung yere düşmüştü. Mark ona haddini bildirmek için Jisung'a doğru ilerlerken Chenle birden önüne geçti.
Chenle: Hyung yalvarırım ona vurma. Tamam, herşeyi anlatacağım ama yalvarırım ona dokunma.
O sırada Sanha ile pamuk seker yiyen Hyuck'un olanlardan hiçbir haberi yoktu. Evdeki altılının aksine çok sakindi. Ama bu sakinlik fazla uzun sürecek gibi değildi.