Hastaneye yol göründü.

41 7 0
                                    

Hastaneye gitmek istemiyorum demek vardı cahil beynimde uzanırsam geçer umuyorum. Geçmedi, geçmiyor. Araba mı? Çarptı bana,kimin ağı bu acı neyin nesi Allahım sana yalvarıyorum dediğim sesleri hatırlıyorum. ''İlkez bacaklarıma diz çökmüş, yakarcasına avazım çıktığı kadar bağırmak hiç bu kadar cesaretli değildim. Bana neler oluyor. bu hiç adil değil, yine mi? Bir imtihana mecburum .kainatta çift sözüm vardı. Kırılmış bir genç kızın hayallerine leke atıldı,yüreğine ateş attınız demek istedim.
-Dedim.(..)
Artık ambulans çağırdık geldi bile yurdun kapısında aşağıda bekliyor. Ben birinci katayım Eğer; Bahtınız dört sıfır bakıyorsa hayatta, kulağınızı iyimser niyetlere, elinizi sizi yanlız bırakmayan Allahınıza açın,nefesinizi ayetlere verin. Kanaat ediyorum. Hissediyorum. Çok gerçek geziyor ruhuma bedenimin hastalığına katatar direnci veriyorum. Çok büyük kelimeler konuştuklarım . Konuşamadıklarım daha büyük kelime, saklıyorum bir duvar yazısı olur göğsümdeki tecrübe felsefemi anlatıyor. Eğer ki, hayatta sıfır başlıyorsam düşen kul'ağım olmuş. Feryat figan edemiyorum. Alıştım artık. Korkmamaktan,kaybetmemekten. Kazandım diyebilmek için bekliyorum.
Eğer bir kız çocuğunun yaşama ilkbahar tadında,yaşamaya inancı varsa pes etmez.
Çok çekiniyorum. Çünkü ben yürüyemiyorum. Bacaklarımı hissetmiyorum. Hep mi bu reva görüldü bana dedim.
Kızlar yanımdayken bile ağlaya, gülerek bile cevap veriyordum. Şaka çünkü, geçecek dedim. Sonuçta bel fıtığı, yani nasıl betimleme yapsam ne bileyim, yürüyüş, koşu, basketbol oynayan biriyim. Tek sağlıklı beslenmesem desem doğru. İltifat olur. Gencecik yaşımda, bahar bitmişti, yazın ortasında, Aşkını yeni bulmuş bir ceylan gözlü olduğum için .çok özgünüm ...
Artık eşarp bağladım. Eşofmanımı kızlardan rica ettim giydirilmiş hazır bekliyorum. Ben hiç bu kadar acı çekmedim desem kuliyetten boş söz olur. İlk değildi, Şule kuzum benim. Hakkınızı her türlü helal edin, Bilge'm sende hakkını helal et. Evren bana bir şeyler anlatıyor. Bunun sonu bitiste olabilir. Elbette nezaketiniz çok narin niyettir.
-saçmalama ceylan ne hakkı, sen iyi ol yeter. Hem kötü düşünme iyi olacaksın kelimesi beynim almıyordu..
Günahlarım var dedim. Acaba yurdun bahçesinde iki kilo erik aldığım için mi bu çille, acaba arkadaşlarımla konuşurken hiç olmadık kişileri eleştirdim diye mi?
Bu bir vicdan sorgusu, bu da benim günahım. Sağlıkçı Arkadaşlar geldiniz hoş geldiniz dedim. Soğukkanlı ve cesur ses tellerim titriyor. Bitirim değil, kesin yirmi dokuz haziran şakası.
Çok tatlı sağlıkçı hemşir bey yardım ettiniz, sarıldım size bu bahane değildi, gerçekten de hastayım.
İlk defa bir adama sarıldım. Böylesi de ilkti, ki çok kötü ağrılarım var. Bense Çapkınlık peşindeyim. Çok tatlı tatlı her anın tadını çıkarmak istedim. Bir gün size hepsini Anlatacağım demiştim. Tam bir yıl olmadı olsun. Bugün yazıyorum. Noktalama ve yazım hatası veriyorum. Affedin.
Sedyeye alındigımda çok mutlu ve şaşkın yüz ifadesiyle her gün yaşıyorum canım bu ne ki, o çok alışkınım tarzında bu ne rahatlık kızım hasta mısın sen.
Aslında ben ilk hastalandım an Manevi Annem , onun için canımı veririm dediğim. Hülyamı aradım. Tam hatırlamıyorum ama hülya nasılsın dediğim anda, bir anda söyledim.
Nasılsın demesini beklemeden, ''Bacaklarım tutmuyor. ''Dediğim Nalet telefonda nasılda yıkıldı. Doğulu sevgisiyle dolu dolu söylüyorum. Kurban olduğum. Nasıl yani sen ciddi misin?
Kız haklı, damdan düşer gibi denir mi? Böyle anlamasam anlatamazdım.
Aklımın ucundan geçmezdi, provasını yapmak bile geldi aklıma. Ama malesef boncuk gözlün yürüyemiyorum diyor. Çok özgünüm güzel gülüşlü dünyam. Seni özdügüm için, kendi kendime şuan söylüyorum. Anı sadece unutmak istiyorum. Unutulur gibi değil. Yaban ellerde, bin kilometre uzaktaki Aileme nasıl söylerim. Tarifini isterim. Nasıl söylenir. ?!
Tam şimdi başladı sağ gözümün seller sullar çeşmesine gel de laf anlat.
Hislerime hakim olsam, kalbime kazıtan yeni yaşam öyküsünü yazacağımı hissettim. Bunu da kitapların içindeki satırlara tek tek şikayet edeceğim. Dediğimi unutmuyorum. hayırlısı buymuş diyemedim, artık bir gözüm bir çeşme, bir gözüm sağanak yağmur, günüm kötü başladı, senesini bitiriyorum. Yürek burkan anıları yazmaktan yeni kendimi alı koyuyorum. . Üniversite hiç bu kadar kötü sonuç vermemişti hatıralarım da bu sinsi ateşe beni içten içe öldürüyor. Bir nebzede olsa kainat tarafında oyuna geldim. İnancımı kaybetmeden beni dinleyen, gören, her türlü gözetim altına tutan bir Allahım var dedim. İlk ambulansa bindirilirken tövbe ettim. İyi olmaya hemen bıraksalar koşa koşa kırdığım kalplerden özür dilemeyi,bıraksalar hemen abdest alıp rüküye gidip, hareketsiz bedenimin yarısı için Allah'a dua edip beni affet, bu neyin hatası, kimlerin ağını alıp incindi bahtım, geleceğim yok olduğu için kendi bedenimden af diledim. Ama seccadeye oturup dua etme lüksüm olmadı. Kıyametin geldiğini sandım. Herkesin özülmesi
bütün dünya bir dakikalık dondugunu aklım hissetti,
Güneşin Batıdan doğduğunu , doğudan batığını Sanmıştım.bu yüzden gözlerimi kapatmayı tekrar tekrar saatlerce denedim. Gördüğüm hiç bir rüyaya benzemiyor. Kredi yurtlar kurumunda kızların bir bayılma, sinir krizi oyunu vardı. Onu hatırladığım anda acaba mi?
Haydaa hiç benzemiyor. Ben gerçekten de hastayım. İşte ben kendi kaderimden şikayetçiyim diyebilmek istiyorum bu şişko ve yaşlı gezegene. Gönül koymak için erken, gönül almak için çok geç . .
Sesim kısıldı, geçmiş olsun ceylan denildi sağdan soldan gelen sesler ve ne oluyor bu kıza bakışı hiç bu kadar acınaklı hissetmemiştim. Korkularım artı, sevdiğim insanların canını sıkmışım. Hakkınızı helal edin. Oda Arkadaşlarım, güvenlikçi ablalar , hastalanma anıma şahit olan olmayan bütün yüreklerin hakkını nasıl öderim. Ya Ailem Akrabalarım, köylüm,şehrim ''Allah razı olsun ''hepinize en içten dileklerimle kalbinizden öperim. Nasıl desem bilemedim. Çok zor, çok cehennem yaşadım. Böylesi imtihandan çok fazlası iken, önceden yaşadığım hayatımın acılarını unuturuverdin be omirilik .
Ümit Yaşar, ceylan yaşar, Hülya yaşar hepsi bir Netice itibariyle bir gün yürüyürebilmek ya Nasip diye bağırdım.
Ya Rabbim! Dualarıma ses ver. Klasik bir yalvarış, içime köz doldurup doldurup yavaş yavaş bitiyordu ümidim,
Biliyorsunuz belki de; sadece bir kulağım var, bilmelisiniz hep bir sol gözümün yaşları dere yatağı yıllardır bu yarım duyu organımla sevdim hayatı, nefesimi, yasama sevinçlerimi ...
Söylenecek bütün dua, iyi düşüncenin akışına bıraktım. Hastaneye gidene kadar soğukkanlı ve arada gülümserken, de aslında kolumla gözyaşlarımı siliyorum. Geçecek bir hastalığın hevesi vardı. Geçti heves, geçmedi hastalık, her saniye her saat binlerce salavat getirdim. Bildiğim bütün duaları okudum. Gayreti benden, Rahmeti Allahtan. Sedyeyle taşınan canlı ama cansız bedeni yaşıyorum. Bırakın beni iyim abi. Diyesim var. Diyemem ki, yanımda kan bağım olmayan iki dostum var. Kan bağımlılık yapar, çok ilgilendikleri için ayrı borçlu kaldım genç arkadaşlar, iki üç kere dille getirsem de az. .
Şayet ki; çok merhum yaşıyorsam. Çok berhudar oldum. Yüreğini bana emanet eden insanlar.
Simav araştırma hastanesine yetiştim. Yetişmesine de pes ederim korkarım. İlgilenen bir Allahın kulu yoktu. hipokrat yeminine ayak basan kadın doktorla bir münasebetsiz konuşmaları kafamda çıkartsam iyide hiç mi hasta değilim. Ya Nalet olsun sizin vicdanınıza ben felç oldum. Yürüyemiyorum desem diyemiyorum. ''Bunun için mi?Ambulansı meşgul ettin diyen kalbinden utan be doktor, cevabına yanıtım, illaki ölmemiz mi? Şart. Nasıl menkul ediyorum. Hasta ve çekingen edebim bu kadar savundu kendini. Muayene için acilde beklenildiğimde müşade altına alınmam gerekirken ... malesef iki ağrı kesici bir kas gevşetici yazan sen doktor .Allahtan kork. !
'' Artık iyileştim. Bir anda bacaklarıma can geldi. '' Demek isterdim;malesef yürüme engeli ve gariban bir genç kızı taburcu eden merhametsiz hekim, sen benim hayatımla dalga geçmeye mi? Çalışıyorsun. Hiçbir şey yapamadım. Hastanenin tekerlekli sandaldalyesiyle hastanenin bahçesine geldiğim anda taksi çağıralım bari, yurda dönüşüm muhteşem olacak nasıl mı? Tam bir eziyet, tamına yürek burkan yaşarken anın tadını çıkarmak varken niye hep ağlamak.
Taksiye bindirilirken her bişey yolunda değildi,tam taksinin sol arka kapısını açtığımda bineyim de oynatamıyorum bacaklarımı, belime kadar ex olmuş bedenime büyük ama çok büyük kahkaha attım. Hala ki, ne hikmetse umut var, bir tiyatro nun deneycisiyim . Sanırım bu yüzden güçlü kaldım. ''Taksiye binemiyorum, bilgecan kuş kadar gücüyle sol arka koltuğuna geçip beni çekmeye çalıştığın için seni kalbime kazıttım. Şule Hanım , kankalarım ne iyi insanlarsınız. ''

Engelimi SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin