Bu gün akşam dışarı çıkacaktınız ve Taeyong hala gelmemişti. Sen onu beklerken bir yandan da kendi kendine söyleniyordun. "Söz vermiştin Taeyong. Hani erken gelecektin ve dışarı çıkacaktık." Kapının çalınmasıyla alt kata koştun. Kapıyı sinirle açtın ama onu öyle görünce sinirinden eser kalmadı. Elinde en sevdiğin çiçekler vardı ve sana gülümsüyordu. "Sözümü unutmadım. Geç kaldığım için özür dilerim. Hadi hazırsan çıkalım." der. Sen çantanı aldıktan sonra çıkarsınız ve yolda giderken telefonu çaldı. Arayan kişinin kim olduğunu merak ettin. Yüzünün asıldığını gördün. Kesinlikle onu rahatsız eden biriydi ve bu olay senin sinirini bozmuştu. Sevgilinin yüzündeki ifadeye bir süre daha bakarken telefonun ısrarcı zil sesi sonunda susmuştu. Meraklı gözlerle bakarken sonunda kafanı kurcalayan o soruyu sordun. "Kimdi o?" Taeyong gergin bakışlarla yola bakıyordu. "Geç kalmamın sebebi." Cevabının üzerine şaşırmıştın. Açıklama bekliyordun. Ama o sadece gergin bir şekilde araba sürüyordu.
Yemek yiyeceğiniz yere geldiğinizde arabadan indin ve hiç bir şey demeden yürüdün. Bir masaya oturunca 'artık açıkla' diyen gözlerle bakmaya devam ettin. O da oflayarak sözlerine başladı.
"Bu gün eve gelecekken bir stajyer önümü kesti. Beni seviyormuş falan bir sürü şey söyledi. Ben sevgilim var desem de devam etti. Onu başımdan savdım sandım ama yolda gelirken aradı. Açtığımda yine boş boş konuştu. Sonra az önce yine aradı ama açmadım. Çünkü ilk aradığında bizi takip edeceğini söylüyordu. Ve artık daha fazla uğraşamazdım. Ben sadece seni seviyorum (adın). Başka birisiyle bu konu hakkında konuşmak bile hoşuma gitmiyor."——————————————————
Merhaba!!! İlk kitabım olduğu için kötü olabilir. Şimdiden kötü olduğunu düşünen kişilerden özür dilerim. İstediğiniz bölümleri bana yazabilirsiniz. Teşekkürler💕