Mark

382 14 2
                                        

Bir hafta sonraki matematik sınavına çalışıyordun. Ama annen buna pek izin vermiyordu. Neymiş? Binaya taşınan yeni komşuya gitmek önemliymiş. Bununla ilgilenmek istemiyordun. Çünkü sınavların daha önemli geliyordu senin için. Ne de olsa yeni taşınmış bir komşuydu. Tam bir sorunun son işlemini yaparken annenin sesini duydun. "(ADIN)!!! ÇABUK HAZIRLAN!!!SÖYLEDİĞİM ELBİSENİ GİYDİN Mİ?!?!" Oflayarak yerinden kalktın. Annene gelmek istemediğini milyonuncu kez söylemeye gidecektin. Ama annen sana "istediğin derginin son sayısını almam" dediğinde elbiseyi giymiştin ve çantana kitaplarını alıp ayakkabılarını giydin.

Misafirliğe gittiğinizde apartmanın tüm yaşlı teyzeleri toplanmıştı. Sırayla sana "çok güzelsin maşallah nazar değmesin" diyip yüzüne tükürüyorlardı. Kapı çaldığında en yakın sen olduğun için sen bakmıştın kapıya. Zaten annenler muhabbetten duymamışlardı bile kapıyı. Kapıyı açtığında onu görmüştün ve kalbin yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Mark'ın annesi "hoşgeldin oğlum" deyince şaşkınlıkla onlara baktın. Bu yakışıklı çocuk yeni alt komşun muydu? Asıl şoku annen gelince yaşadın. "Mark, hoşgeldin." Annen nerden tanıyordu Mark'ı... Annen "Kızım siz tanışmadınız. Bak yeni alt komşumuz Mark. Mark bu benim kızım. Annenin dediğine göre aynı yaştaymışsınız."dedi. Sen biraz daha ona bakarsan öleceğini düşündüğün için direk matematik çözmeye gittin. Bir test daha çözdüğünde kapı açıldı ve içeri ıslak saçlarıyla Mark girdi. Kan yanaklarında toplanıyordu. Kıpkırmızı kesildiğini hissettin. "Ne yapıyorsun?" dedi. "M-matematik çözüyorum." Kekeleyince gülümsedi. Gülümsemek ona çok yakışıyordu. "Benimde matematik sınavım var. Beraber çalışalım mı?" Sen. Ona. Matematik. Anlatacaktın. O sana böyle bakarken. Bırak ders anlatmayı nefes almayı unutuyordun onun yanında. Sandalye alıp yanına oturdu. Seni dinlemeye başladı. Zor geçen bir saat sonrasında annen geldi ve 'hadi gidiyoruz.'dedi. Üzülmüştün. Ona ders anlatmayı, onun yanında olmayı sevmiştin. Tam kalkıp giderken kolundan tuttu. "Teşekkür ederim (Adın)"dedi.

Üç gündür sabah karşılaşıyordunuz ve okullarınızın arasında yakın mesafe olduğu için bir yere kadar beraber gidip sonra yollarınızı ayırıyordunuz. Sen sabahları onu gördüğün için mutluydun. Artık okula gitmen için bir nedenin vardı. Sabah onu görmek... Her sabah aynı saatte evden çıkıyordun. Muhabbet ederek yürürken zaman nasıl geçiyor bilmiyordun ve okulun önünde oluyordunuz. Vedalaştıktan sonra o kendi okulu için biraz daha yürüyordu.
Akşam seni arayan bir numara için dersini böldün. Kimdi bu kayıtsız numara?
(-sen, + Mark)
-Efendim?
+Merhaba (Adın), ben Mark. Nasılsın?
-İyiyim. Sen?
+Bende aynı işte. Senden bir şey istemem lazım. Beni matematik çalıştırır mısın?
-Tamam yardımcı olurum.
+O zaman binanın önündeki çardakta buluşalım. Ben kitaplarımı alırım.
-Tamam, görüşürüz.

Aşağıya inmiş ders çalışıyordunuz. Ta ki köpeklerden bir kaçı havlayarak size doğru koşuncaya kadar. Köpeklerden korkan biri olarak çığlık atmıştın. Mark korktuğunu anlamış ve elini tutup binanın içine sokmuştu seni. Köpekler buraya gelemezdi değil mi? Bir süre bunu düşündükten sonra hala el ele olduğunuzu fark ettin. Utanarak elini çektiğinde yanakların alev alev yanıyordu. Köpekler gittikten sonra kitaplarınızı toplamış ve evlerinize gitmiştiniz.

Sabah okula gitmek için uyanman gerekiyordu. Alarmının o sinir bozucu sesi beyninde yankılanıyordu. Ama tüm gece uyuyamamıştın. Elini tutmuştu. O. Senin. Elini. Tutmuştu. Hala düşündükçe kalbin çarpıyordu. Zor da olsa kalkmış ve okul formanı giymiştin. Ona bakarken nasıl utanmadan duracağını düşünüyordun. Aşığı inerken karşılaştınız her sabah olduğu gibi. Selamlaştıktan sonra garip bir şekilde ikinizde konuşmuyordunuz. Sessizliği bozan yine o olmuştu. "(Adın) bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor." Ona seni dinliyorum dercesine bakıyordun. "B-ben dün senin elini tuttuğumda kalbim bir farklı atmaya başladı. B- bben galiba s-senden hoşlanıyorum." Dedikten sonra derin bir oh çekti. Üstünden bir yük kalkmışa benziyordu. Ve senden bir cevap bekliyordu. "Bende senden hoşlanıyorum Mark. Bunu hiç söyleyemem sanmıştım ama hislerim karşılıklıymış demek ki."dedin. Ve o an eşsiz gülümsemesini gördün ve sana sıkıca sarıldı. O an çok mutluydun.
——————————————————
Selam yine ben. Yeni bir bölümle karşınızdayım. İstediğiniz üyeleri yorum olarak yazarsanız o üye ile ilgili bölüm atabilirim. Teşekkür ederim 😊

NCT 127 İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin