Taehyung, tipik bir Salı gününde okulun arka bahçesinde bir telsiz bulur.Merakına yenik düşen Taehyung, telsizi alır ve eve götürür.Her gün belli saatlerde telsizden şarkı çaldığını farkeder
Şans da bu ya, çalan şarkılar onun en sevdiği şar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eve geleli, bir iki saat olmuş veya olmamıştı. Güneşin yarısı çoktan batmış, diğer yarısı da batmak için sabırsızlanıyordu sanki. Taehyung eve gelmiş, aç olmadığı için yemek dahi yememiş direk masa başına oturarak telsizi tamir etmeye başlamıştı.
Dikdörtgen prizma aletin arkasını çevirmiş, Ucu orta kalınlıkta olan tornavidasını almış, (tornavidalar, piller ve kablolar için özel setleri vardı, doğum gününde üç seti de abisi almıştı.) vidaları çıkarmış ve batarya kısmına bakmıştı. Batarya acayip derecede aşınmış ve erimişti. Çıplak elle dokunursa cilt hastalığı kapabileceğini bildiğinden eldivenlerini takıp bataryayı çıkardı ve bir kutunun içine koydu. ( daha sonra bunu okuldaki "atık pil kutusuna" atacaktı.) Batarya yerini de tornavidanın uç kısmıyla söktükten sonra beş kablonun üçünün aşınmış ve kopmuş olduğunu gördü. Üç kabloyu elektrik makası ile kestikten ve iyice çıkardıktan sonra tahta cımbızla üç yeni kabloyu tekrar taktı. Çıkarttığı kısmı tekrar taktı, ve yedek bataryayı içine yerleştirdi. Çalışması için Tanrı'ya dua etti.
Hala telsizi bahçeden ödünç aldığı(!) için suçluluk duyuyordu. Başkalarının unuttuğu eşyaları çalan veya onlara göz diken bir insan olmamıştı hiç. Birazcık meraklıydı o kadar. Birinin bir yerde unuttuğu eşyayı çalması, onun bir hırsız olduğu anlamına gelmezdi ki. Kötü bir amacı yoktu, telsizi tamir edip yerine koyacaktı(!). Tamam, kabul, Taehyung gerçekten de çok meraklıydı. Her Noel'de kendini, hediyeleri önceden açmaması için zorlardı ama sonrasında kendini yılbaşı ağacının yanında bulurdu. Tüm hediyelerin içine bakmadan uyuyamazdı. Sabah hediyeler açılırken kendisini önceden bildiği anlaşılmaması için, kendini iyice role sokar, sanki ilk kez açıyormuş gibi şaşırırdı. "Bu kişiliğimin bir parçası." diye son kez düşündü Taehyung, telsizi çalıştırmadan önce. "Bu hırsızlık değil, Taehyung. Almak zorundaydın."
Kendini rahatlattıktan sonra tuşu "off" yerinden "on" kısmına getirdi. Cızırtılı bir ses duyduktan sonra rahatladı. Çalışıyordu işte. Diğer eşi şuan çalışmadığı için cızırtısı normaldi. "Tamam. Yarın aldığın yere koyarsın ve problem çözülür. Sen hırsız değilsin Taehyung." Kendi kendine bunları düşünürken telsizin sesini azıcık daha kıstı. Cızırtı, pek de güzel ses çıkartmıyordu. Batarya ne durumda onu merak ettiği için, telsizi açık bıraktı. Eğer batarya biterse yeni bir batarya takacaktı çünkü. Öğle arasında bitiremediği çizgi romanını açtı bu arada. Birkaç sayfa okuduktan sonra telsizdeki cızırtının başka bir melodiye yer verdiğini anladı. Boş verebilir, umursamayabilirdi. Ama konu bilinmeyen bir konuyu gün yüzüne çıkarmaksa, bu Taehyung'un işiydi. Bu yüzden telsizin sesini azıcık daha açtı.
Çocuklarımız daima işitecek Uzun yılların romantik masallarını Suçlu yaşımız gelip geçecek Eğri büğrü rüyalarımız hep akıp gidecek
Bu şarkıyı biliyordu. Bu şarkıyı gerçekten iyi biliyordu. Okula giderken, metroda, otobüste, sınıfta uyurken, sınıfta uyumaya çalışırken hep bu şarkıyı dinlerdi.