1.Bölüm Acı Dolu Bir Başlangıç

38 10 3
                                    

"Bir küçücük Keremcik varmış. Annesi onu çok çok severmiş. Bir küçücük Keremcik varmış. Annesi onu çok çok severmiş."

6 aydır her gün düşlerimde gördüğüm, duyduğum tek cümle. Annemin küçükken uyuyamadığım zamanlarda ninni niyetine söylediği cümle. Bu cümle 6 aydır düşlerim sayesinde zihnime kilitlenmiş çıkmıyor ve kulaklarımda çınlıyor.

Bu cümleyi gördükçe, duydukça annemin o melek yüzü gözlerimin önüne geliyor. O tiz ve güzel sesini gerçekte de duymak istiyordum. Annemin ben korkup uyuyamadığım zamanlarda yanıma gelip o pamuk elleriyle dokunup : "Korkma yavrucuğum. Korkmana gerek yok anneciğin yanında." demesini özlüyorum. Annem şu an yine aynısını yapsın istiyorum. Ben korkayım. Annem yanıma gelsin. "Korkma yavrum. Korkmana gerek yok. Anneciğim yanında."

Ama biliyorumki artık böyle bir şey mümkün değil. Biliyorum ki ne kadar yalvarsam da yakarsam da gideni geri getiremem. Anneciğimi geri getiremem. Bu mümkün bir şey değil.

Annemi bu şekilde anımsamam bitiyor. Bu sefer kendime şu şekilde bir soru soruyorum. Benim bir annem vardı. Peki benim bir babam var mıydı ?

6 ay önce ben evimizin karşı tarafında durup komşumuzun düğününe gitmek için annemi beklerken gözlerimin önünde annemin bir kamyonun altında kalıp çok acı bir şekilde can vermesini izlemiştim. Gerçekten ona babam demek bile bana çok zor geliyor ve bu 4 harfli kelimeyi söylerken içim sızlıyor. Ama buna rağmen yapabileceğim hiçbirşey yok. Olan olmuş artık. Dünyaya gelmeden önce seçme ihtimalimde yoktu. Ama sonuçta adı baba. Peki şu an nerede ? Şu ana kadar neredeydi ? Annem ölmüş o nerede ?

Annem bana ondan pek bahsetmezdi. Anladığım kadarıyla bahsetmekte istemezdi. Önceden birkaç defa ısrarla sormamla anlattığına göre annem daha beni doğurmadan babamın babası olan dedem ölmüş. Dedem köyde yaşıyormuş ve 100 dönüm kiraz tarlasına sahipmiş. Dedemin tek çocuğu babammış. Babaannemde dedemden daha önce öldüğü için mirası babama kalmış. Babamda 100 dönüm arazinin hepsini satıp bizi de bırakarak Paris'e gitmiş. O gün bu gündür, 17 senedir baba kelimesini bilirim ama baba nedir onu bilmem.

Bana 17 senedir annem sahip çıktı. 17 sene önce beni doğurdu ve 17 senedir de beni o besleyip büyüttü ve bu günüme getirdi. Korktuğumda yanımda annem vardı. Gök gürlediğinde yanımda annem vardı. Odada bir çıt sesi çıktığında, bundan korktuğumda yanımda yine annem vardı. Bir derdim olduğunda yanımda yine annem vardı.

Annem hiçbir zaman beni babam gibi terk etmedi. Eminimki bunu yapmayı düşünmedi bile. Aklından bile geçmedi. Zaten geçemezdi. Biricik Keremini nasıl bırakabilirdi ki.

Annem 17 senedir benim için evlenmedi. Bunu düsünebilirdi de. Zaten o zamanlar 20 yaşında genç, güzel bir kadındı. Ama Keremini bırakmadı. Beni bırakmadı. Çünkü beni kendi öz babamın daha ben doğmadan terk edip gittiğinin farkındaydı.

İnsanın kendi öz babası bile onu kolayca terk edebiliyorsa üvey babası ona neler yapmazdı. İşte annem böyle düşünüyordu. Annem bunun farkındaydı. Çünkü oğluna hiçbirşeyi değişemezdi.

Eminimki annem şu an hayatta olsa yine aynı şekilde düşünürdü. Ama ne yazıkki artık hayatta olan bir annem yok.

###

6 aydır yalnızım. İstanbul'un Balat Semti'nde kenar mahallelerden biri olan Turgutköy Mahallesindeki eski yer evimizde annem öldüğünden beri tek başıma yaşıyorum. Bana sahip çıkacak hiçbir akrabam yok. Annemin cenazesinde bile sadece komşularımız vardı. Çünkü benim akrabam yok. Aneannem, babaannem ve dedelerim hepsi ölmüş. Hayatta olan bir tek teyzem var o da annem evlendikten sonra zengin bir koca bulmuş ve kocasıyla beraber yurt dışına gitmişler. Şu an yurt dışında yaşıyormuş.

Annem öldüğünden beridir eve para girmiyor. Lise 2.sınıf okuyordum ve annem öldüğü için okulu bırakmam gerekti. 6 aydır çalışacak bir iş de bulamadım. Neredeyse Balat'taki tüm dükkanları gezip "Eleman ihtiyacınız var mı ?" diyerek sordum ama sorduğum dükkanların çoğunda eleman oluyor ve patronlar bana : "Kardeşim şu anlık eleman ihtiyacımız yok. Ama biz yine sen istersen numaranı bir alalım. Ne olur ne olmaz. Belki sonradan elemana ihtiyacımız olur." aynen böyle diyorlar. Bazı sorduğum yerlerde de "Yaşın bu işe tutmuyor, işimiz çok ağır dayanamazsın, tecrübeli, işi bilen bir eleman arıyoruz." gibi cecaplar alıyordum."

Ama bunlara rağmen pes etmeyip hala iş aramaya devam ediyordum. Kimi zamanlar da daha önceden "Eleman arıyor musunuz ?" diye sorduğum dükkanlara bir daha gidip soruyordum. Patronların kimisi benim durumumu öğrendiklerinde acıyordu ama ben kendimi acındırmak için iş aramıyordum. Yaşama tutunmak için, her gün komşuların yemeklerine muhtaç olmamak için, geriye kalan hayatımıda yaşadığım bu acı hayat gibi geçirmemek için iş arıyordum. Arıyordum ama bulamıyordum. Hala bulamıyorum.

Komşularım da iş sorduğum patronlar gibi halime çok acıyorlar. Çünkü annem yok, babam yok. Evim var ama param yok. İşim yok kendi getirdiğim ekmeğim yok. Komşularım bana yemek ve para konusunda yardım etmeye çalışıyorlar.

Evimizin karşısındaki apartmanda, sağ tarafta en üstte oturan Kıymet Abla bana her gün bana yemek getiriyor. "Başka bir ihtiyacın var mı oğlum ?" diye soruyor.

    Karşı apartmanın en alt katında oturan Necip Abi ise benim elektrik ve su faturalarımı ben : "Hayır Necip abi olmaz öyle şey." diyorum ama beni dinlemeden ödüyor. Ben de ona yük olmamak için elektriği ve suyu az kullanmaya çalışıyorum.

    Benim onların bütün bu yaptıklarına karşılık sadece bir : "Teşekkürler." demem bana bu sebeple çok dokunuyor ve beni çok üzüyor.

    Yan taraftaki komşum, evi benim gibi yer ev olan Ferhat Abi. Genç bir adam. Tahminimce 27 yaşlarında filen. O da benim gibi yalnız yaşıyor. Onun da benim gibi ailesi yok. Arada sırada beni evine davet ediyor. Beraber dertleşiyoruz. Muhabbeti de bayağı güzel. Bana komik askerlik anılarını anlatıyor. Beraber gülüp eğleniyoruz. Sonuçta birbirimize denk sayılırız. Onun da annesi babası ölmüş. Benim de annem annem ölmüş babam da içimde ölmüş.

###

    Kitabımızın ilk bölümü hakkındaki  düşüncelerinizi lütfen yazınız.

Kara PanterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin