Kahramanımız Can , genç , hayata yeni atılmış , patronun kızına platonik aşk besleyen , temiz aile çocuğudur. Doğum gününde kimyasal bir sızıntı sonrası Zombie ye dönüşür. Bunu sevdiği kızı elde etmek için bir fırsat olarak görür. Yapması gereken tek şey kızı bir kere ısırmaktır.
Teoride basit olan bu iş hiç te göründüğü gibi olmayacaktır. Zira polis , ordu ve kızın babasının tuttuğu paralı askerleri geçmesi gerekecektir. İşin daha kötüsü bunu için organize etmesi gereken zombie ler birbirini anlamamaktadır. Yapabildikleri tek şey homurdanmak ve beyin peşinde koşmaktır.
Filmin zombie ye dönüştükten sonrasında neredeyse hiç diyalog olmaz. Sadece homurtular ve iç sesleri duyarız.
Öncelikle kendi yavaş hareket etme sorununu çözmesi gerekir. Bunun için mesir macunundan fındığa , enerji içeceğinden , viagra ya her şeyi dener. Ve sonunda başarır.
Küçük bir gurupla kızın kaldığı villanın önüne gelmeyi becerir. Ancak paralı askerlerin saldırısıyla bozguna uğrayıp geri püskürtülür ler.
Bu bozgundan ders çıkaran kahramanımız , arkadaşının da yardımıyla daha donanımlı , daha organize , daha kalabalık bir Zombie ordusuyla savunmayı aşar ve villa ya girmeyi başarır. Göğüs göğüse bir mücadelenin ardından tam istediğini elde edecekken birden işler tersine döner. Son anada yetişen ordunun yardımıyla tekrar bozguna uğrarlar ve rıhtıma kadar geri püskürtülürler.
Rıhtımda bir geminin palamarına ayağı dolaşan kahramanımız gemi ile birlikte hayallerinden de uzaklaşmaya başlar. Açık denizde mutsuz , umutsuz , hayal kırıklığıyla uzun yolculuğun ardından kendini Haiti de bulur. Berbat bir şekilde sahil kenarında otururken , haline acıyan bir voodoo büyücüsü ona kendisi gibi Zombie olan bir kız ayarlar. Ve mutlu mesut bir hayat , daha doğrusu ölüm sürerler.
