Rose'den
"NE DEMEK ÇARŞIYA GİTTİNİZ?!"
Babamın sesi ile hemen yataktan kalkarak salona gitmiştim. Durum belliydi, yine dışarı çıkmışlardı.
Muhafız:Bir de Prenses Jennie ok atma yarışına katılmıştı kralım.
Ji-Yong:SENİNLE KAÇ KERE DAHA KONUŞMAM GEREKİYOR JENNİE?!
Chae-rin:Tamam bağırma kralım. Ben onlara cezalarını veririm. Sen git işlerinle ilgilen.
Ji-Yong:Hayır! Böyle olmayacak. SEN JENNİE! Bir daha dışarısı yok! Konuşma bitmiştir.
Jennie:Konuşma bitmiş midir? Sen bitirirsin tabi. Ama ben bitirmedim! Bir kerecik hayalime saygı duyamaz mısın? Prenses onu yapmaz, bunu yapmaz. Prensesler hani ayrıcalıklıydı? Ayrıcalık dediğiniz şey kölelik miydi?! Rose'ye resim çizme şarkı söyleme, Lisa'ya ne dövüşü sen kızsın, Jisoo'ya sen büyüksün büyük gibi davran, bana okçuluk ve attan vazgeç. BU MU AYRICALIK HA? Sana diyorum!
Ji-Yong:Bir daha tekrar etmeyeceğim. Odana!
Jennie:Ben de etmeyeceğim. Kimse beni rahatsız etmesin!
Jennie odasına çıkarken lanet okumuştum. Neden her sabah bir kavga olmak zorundaydı ki? Ama haklıydı..
Yavaşça Jisoo'yu yerinden kaldırdım ve odasına götürdüm. Odaya dalan Lisa ile ikimizde ona bakmıştık.
"Duştaydım, ne oldu yine?"
"Lisa Jisoo'nun uykusu var. Odama geç geliyorum."
"Pekiii"
Lisa gidince Jisoo'yu yatağına yatırarak konuştum.
"Güzelce uyu. Hiçbir şeyi düşünme, rahat ol."
Kendi odama gittiğimde Lisa pencereden bakıyordu ben de konuşmaya başladım.
"Babamın bağırışıyla kalktım bende, yine Jisoo ve Jennie çarşıya gitmişler ve Jennie ok atma yarışına katılmış tabi duyunca babamda delirdi. Bir daha dışarısı yok filan dedi. Jennie de ah... babama karşı çıktı ve bağırdı. Kölelik bu, Lisa dövüşemiyor Rose çizim yapamıyor Jisoo olgun davranmak zorunda değil vb.. babamda hiçbir şey DİYEMEDİĞİ için odana dedi. Bu kadar..."
Lisa şaşınca bakıyordu. Haklıydı. Kız daha yeni uyanmış ve olaya bakar mısınız?
"Jennie, o iyi mi?"
"Bilmiyorum, odasına giderek kimse rahatsız etmesin dedi."
"Off! Bir günümüz iyi başlasın."
"Haklıydı. Kelimesi kelimesine, haklıydı."
"Orası öylede.. bağırması filan.. ne bileyim."
"Ne bileyim filan yok. Keşke arkasını tutsaydım. Neden bende karşı çıkarak ona yardımcı olmadım ki? Ah lanet!"
"Demek yardımcı olmayı düşündün?"
Odada yankılanan ses ile korkmuştum ancak annem olduğunu görünce rahatladım.
"Neyse hadi hazırlanın, Jisoo'ya da söyleyin. Diğer saraya gideceğiz."
Şaşkınca sordum.
"Jennie?"
"Babanız ona izin vermedi. Hadi 30 dakikanız var. Hazırlanın muhafızların yanında bekleyin."
"Peki."
Odadan çıktığında oflamıştım. Ve aklıma gelenle sordum.
"Lisa?"
"Efendim?"
"Diğer saray derken?"
"Imm, emin değilim ama sanırım Galler Sarayı."
"NE?!"
"Neden bağırdın?"
"Orası hakkında hiç iyi bir şey duymadım."
"Ne duydun ki?"
"Çok çirkin ailelerin olduğu ve hırsız olan bir soydan geldiklerini duymuştum."
