-9 bölüm-

4 1 3
                                    

İyi okumalar can parçalarım 💋🌬

*   *   *

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda babamların odasında uyuduğumu hatırladım. Annemle babam beni ortalarına yatırmış,sıkıca bana sarılmışlardı. Yerimde kıpırdanmamla babam homurdandı. Başını boynuma gömdüğünden sesi boğuk çıkıyordu. İkisinede sıkıca sarıldıktan sonra kalktım. Banyoya girip rutin işlerini hall ettim. Okul formamı giyip saçımı taradım. Saçımı sıkı atkuyruğu yapıp çantamla odadan çıktım

Mutfağa girdiğimde annemin uyandığını gördüm

"Günaydın anneem" deyip arkadan anneme sarıldım

"Günaydın canım" deyip yanağımı öptü

"Hadi otur kahvaltı yapalım. E tabi ayı gibi uyuyan babanı uyandırmamız lazım" deyip kahkaha attı.

Annemle birlikte odalarına girdiğimde babam yüzünü yastığa gömmüş uyuyordu. Bir insan uyuyunca bu kadar yakışıklı olur mu?

Annem elinde bir bardak suyu babamın başına dökeceği sırada elinden aldım. Kıyamam ben babama. Yatağa oturup babama sarıldım

"Babacım hadi kalk" dediğimde o da bana sarıldı

"Bir dakika kızım,kalkıyorum" dediğinde annem" Kızında sana çekmiş he" deyip güldü

"Baba'm hadi kalk" deyip yanağına öpücük kondurdum

"Tamam bak kalktım"

"Kalkıyorum..." dediğinde yere yapıştı. Annem elini karnına koymuş gülerken ben de domuz sesleri çıkarıyordum. Yere düşen babama baktığımda yine yattığını gördüm

"BABAA" dediğimde yerinden sıçrayarak durdu

"Kızım,birşey mi oldu?" Dediğine başımı iki yana sallayıp 'kalk' dedim

🕷

Kahvaltımızın ardından babamla okula gelmiştik. Arabadan ineceğim sırada babamı öpmeği unutmuştum.  Yanağına öpücük kondurduğumda

"Harçlık?" Dedi

"Gerek yok baba,var bende" dedim. Yanağımı öpüp" Dikkat et kendine can parçam" dedi. 'Tamam' deyip okul binasına girdim.

Sınıfa girdiğimde bizimkiler başını yazı masasına koyup uyuyorlardı. Hepsini teker teker öpüp yerime geçtim

"Günaydın kardeşim" dedi Umut

"Günaydıın" deyip sarıldım. Umut çok iyi çocuktu. Onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıydım. Bir tek Umut değil diğerleri de  bana karşı çok iyiydi fakat Umut bana hep abi olmuştu.

Zil çaldığında içeri ingilizce öğretmenimiz girdi

"Good morning" dediğinde bizde

"Good morning teacher" dedik. Hoca ingilizce konuşurken biz de ona eşlik ediyorduk.  İngilizcem iyiydi ve bunun için hocama minnettardım. Gerçekten çok iyi bir hocaydı. Bildiklerini bizden esirgemez,hep bizi bilgilendirirdi. Tabii bizde bıkmadan onu dinliyor,her bir yeniliği kafamıza kazıyorduk.

--

Derslerimiz bitmişti ve biz şu an kafedeydik. Sevgi Yiğitle hayattan soğutucu şakalarını yapıp gülerken Umut Alp ve ben birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk. Siparişlerimiz geldiğinde çikolatalı waffle bana 'merhabaa'diyordu. Waffle görmemiş gibi hızlıca yerken Alp benimle dalga geçiyor diğerleriyle gülüyorlardı.

"Ne gülüyorsunuz ya? Bakın gülerseniz ifşalarınızı instagramda paylaşırım" dedim. Ağzım dolu olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.

"Sende bizim ifşamız yok ki canım" dedi Umut. Ona 'sen öyle san' bakışları atıp telefonumun şifresini girip fotolarda ifşaaa' albümüne girdim. Umutun geçen yaz Sevginin ısrarıyla giydiği bikinili şeklini bulduğumda sinsi bir şekilde Umut'a baktım. Bana baygın baygın bakarken telefonu tabiri caizse tam gözüne soktum. Umutun içtiği çay gırtlağında kalmış olacak ki öksürme krizine girdi. Fotoya yeniden baktığında telefonu elimden alacağı sırada yerime oturdum.

"Afra,hemen o resmi sileceksin!" Dedi dişlerinin arasından. Sesi o kadar sert çıkmıştı ki tırsmadan edemdim.

"Hayır,silmeyeceğim Umut efendi. Birtek Umut değil sizin de ifşalarınız bende" deyip telefonumu salladım. Umut sandalyesinden kalkıp bana doğru gelirken çabuk yerimden kalkıp geri geri gittim. Adımları hızlandığında koşmaya başladım. Kafeyi turlamağa başladığımızda Umut birşeyler söylüyordu ama o kadar nefes nefese kalmıştım ki ne görüyordum ne de duyuyordum. Başımın dönmesiyle iki adım geriledim. Tam elimi başıma koyuyordum ki sıcak birşeyin üzerime dökülmesiyle çığlık attım. Gözlerimi açtığımda garson elinde tepsiyiyle bana mahçup bakışlar attığını gördüm. Jet hızıyla tuvalete koştum. İçimden Umut'a küfürler yağdırırken tuvalete gelmiştim bile. Kapıyı açıp içeri girdim. Benim arkamdan Sevgi de çantasıyla girdiğinde umursamayıp hızlıca gömleğimin düğmelerini açtım. Göz ucuyla Sevgiye baktığımda çantasında kısa kol toz pembe tişört , beyaz sütyen ve beyaz pantolon çıkardığını gördüm. Suyu açıp boynuma,göğsüme serptim. Biraz rahatladığımı hissettim ama hala göğüs hissem kıpkırmızıydı. Ellerimi yıkadığımda Sevgi çantasının ön cebinden bir krem çıkarıp

"Kanka al şu kremi yavaş yavaş göğsüne sür" dediğinde ona minnetle başımı salladım. Kremi sürdüğümde bedenime serinlik gelmeye başladı. Sevgi gömleğimi tamamen bedenimden sıyırdı. sütyenimin kopçasını çözüp Sevginin verdiği sütyeni giydim. Ardından tişörtü eynime geçirdim. Tişört göğsüme değdiğinde dişlerimi sıktım.

"Teşekkür ederim" deyip eteğimi çıkarıp beyaz pantolonu giydim. Gömleğimle eteğimi sevgi kendi çantasına  attığında sütyenimi çöp kutusuna attım. Tuvaletten çıktığımızda Umutun bize doğru geldiğini gördüm.

"Afra,iyi misin?" Deyip sıkıca sarıldı bana.

"İyiyim Umut" deyip kollarımı ondan ayırdım

"Korkuttun beni bücür" deyip burnumu sıktı

"Burnumu neden sıkıyorsun yaağ?" Dediğimde kahkaha atıp beni kolunun altına altı. Başımı göğsüne yaslayıp masamıza döndük. Sevginin-ne ara gittiyse- sandalyesinde Alpla konuşuyordu. Bizi gördüklerinde Yiğitle alp yanımıza geldi

"İyi misin kanka?" Dedi Yiğit. Alpsa" kızım sana seslendik garson geliyor diye. Bizi duyan mı var arkadaş?" Gülerek "siniylenme çeeen" deyip yanağından öptüm. Yiğit bana yavru kedi bakışları atıp " bana öpücük yok mu?" Dedi.  Sırtına atlayıp yanaklarını tek tek öptüm. Yiğit beni belinden indirmeye çalışsa da omuzlarına koala gibi yapışmıştım. Kafeden çıktığımızda hepimiz Umutun arabasına bindik. Alp ön yolcu koltuğunda,Yiğit ben ve Sevgi arkada koltuklarda oturmuştuk

_

BİR ŞEHRİN YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin