"Bazen sevilmek istedim."

252 31 15
                                    

@ozbookworm için.

-4-              

Derler ki; sevilmemek acı bir şeydir, ama sevememek daha da acıdır.

Öğretmen, kürsüsüne birkaç defa sertçe vurdu ve öğrencilerine yeniden seslendi.

“Herkes sessiz olsun. Sorularımı yöneltmeye başlayacağım. Size sıra gelene kadar, yalnızca sessizce dinlemeli ve beklemelisiniz. ”

Öğretmen bakışlarını, kürsüsünün hemen önündeki sırada oturan genç öğrenciye çevirdi. Güzelliği ve masum bakan gözleri etkileyiciydi.  İlk önce ayağa onu kaldırdı ve sordu.

“Bize, yani sınıf arkadaşlarınla bana, bir dileğini söylemelisin. Eminim ki bize güzelce dileğinin nedenini açıklayacaksındır da.”

Genç öğrenci önce başını eğdi ve tırnakları ile ilgilenmeye başladı. Sonra dudaklarını araladı ve dileğini söyledi. Dileği… Fazla masumdu. Bir kısım öğrenciyi etkileyecek ve ona karşı daha fazla sempati duymasını sağlayacak nitelikteydi.  

“Bazen sevilmek istedim.”

Öğretmen yavaşça yüzüne bir tebessüm ekledi. Genç öğrencinin gözlerini aradı gözleri.

“Sevilmediğini mi düşünüyorsun? Eğer öyleyse, seni buna iten nedir?”

Genç kız soru karşısında biraz telaşlandı. Ne söyleyeceğini, söyleyebileceğini düşünmeye başladı. Kısa bir süre içinde olmasa da, buldu. Yalnızca tek bir kelimeydi. Tek kelime olması kötü veya yetersiz olduğu, anlamına gelmiyordu. Ki o kelime, sıranın bir başka öğrenciye geçmesi için yeterliydi. Diğer öğrencilerin fazlaca ilgilenmesi için de…

“Bilmiyorum.”

Herkes yanındaki sıra arkadaşına, o masum gören genç hakkında bir şeyler söylemek için, yöneldi. Hafif fısıldaşmalar başladı. Fısıldaşmalar, ne kadar hafif olursa olsun, çok fazla kişi yapıyorsa belli bir süre sonra gürültü haline gelirdi. Öğretmen kürsüsüne hafifçe vurdu, ancak bu sınıfın sessizliğe bürünmesi için yeterli bir sebepti. Öğrencilerden biri biraz çekinerek de olsa elini kaldırdı ve öğretmenin kendisine söz hakkı vermesini bekledi. Öğretmen gülümseyerek, öğrenciye söz hakkı verdi.

“Hiç solmasın masumiyetin yüzünde ve kalbinde. Seni sen yapan, seni yücelten o masumiyetin ve sevilmek isteyen koca yüreğin. Ne kadar kendi adıma konuşuyor olsam da, eminim benim gibi herkes, seni seviyordur. Seni seviyoruz. Gerçekten.”

Öğrenci yüzündeki kocaman gülümsemesi ile, dileğini söyleyen genç kıza doğru konuştu. Dileğini söyleyen genç kız, tatmin olmamıştı. Söylenilenler onun için iyi olsa da, pek yeterli sayılmazdı. Yüzünü, biraz önce konuşan kıza doğru çevirdi ve başını eğerek teşekkürünü göstermeye çalıştı.

“Teşekkür etmene ya da müteşekkir olmana gerek yok. Sana doğruları söylüyoruz. Sen, saf görünmeye çalışan bazıları gibi değilsin.”

Konuşan öğrencinin, gülümseyen bakışlarının yerini kin dolu bir bakış aldı. Başını arka sıralardan birine doğru çevirdi. Gözleri ve sözleri, o anda tek bir kişiyi işaret ediyordu. Dış görünüşü diğerlerinden farklı olan bir genç kızı.

“Bize samimiyetini sen hissettirdin, bize zarar vermeye çalışmadın. Bizden nefret etmedin. Ne kadar yeni olsan da, bize yıllardır aynı sınıfta olduğumuz birilerinden daha iyi davrandın.”

Bakışların hedefi olan genç kız sırasından hışımla kalktı ve yere bakan başını biraz daha eğerek öğretmene selam verdi. Ardından sınıftan hızla çıktı. Arka sırada oturduğundan, çok da zamanını almamıştı.

Kalbinden Kalbime Bazen ( 너의 마음에서 나의 마음으로 ; 때때로)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin