6. Bölüm

4.9K 451 899
                                    

Üzgünüm, son birkaç günde birkaç işim çıktı. Bu yüzden biraz geç yayımladım.
Allahım inş wattpad yellozu gıcıklık yapmaz da herkese bildirim gönderir.

6. Bölüm

Az önce Kageyama ile olan şey de neydi öyle?
Neden bana o kadar yakındı...?

Yo-yoksa o beni öpmeye mi çalıştı!?

Evet, o beni öpmeye çalıştı!

"OHA, NE- AHHH!"

Gecenin ikisinde ergen aşık kızlar gibi bunları düşünürken bir de salak gibi heyecanlanıp nasıl başardıysam yatağımdan düştüm...

"Hinata, ne bağırıyorsun gece gece!?"

Harika, annemi uyandırdım.

"Üzgünüm Anne!"

Üf, bir de burkulmuş bileğimin üstüne düşmüşüm... yarın acaba okulda nasıl yürüyebileceğim?

Şimdi düşününce... Acaba yanlış mı anladım? Gerçekten beni öpmeye mi çalıştı yani?
Ama anlayamıyorum! Benim hislerimden nefret ettiğini söylüyor ama sonra da beni öpmeye mi çalışıyor? Bu da neydi böyle? Bana istediğini istediği zaman beni bu kadar kırmasına rağmen yapabileceğini mi sanıyor?

Tanrı aşkına Kageyama, aklından ne geçiyor?

Kageyama'dan

Bunu yaparken aklımdan ne geçiyordu!?

Saat gecenin ikisi ve ben hâlâ Hinata'yı düşünüyorum...

Ne yaptım ben? Onu çok kırmış olmalıyım. Muhtemelen bir daha yüzüme bile bakmayacak.
O baksa bile ben nasıl bakabilirim? Resmen o kadar şey söylememe rağmen onu yetmezmiş gibi bir de uyurken öpmeye çalıştım.

Ama bunu neden yaptım ki?
Onu uyurken görünce sanki bir anda beynim bedenimin kontrolünü bırakmıştı. Karşı koyamadım. Hatta... sanki durmak da istemiyordum.

Ben, kelimenin tam anlamıyla bir erkeği arzuluyorum. Bir erkeği arzuluyorum....

Ahahaha... Hayır, bunlar sadece beynimin bana yaptığı oyunlardan ibaret. Ben erkeklerden hoşlanıyor olamam! Hoşlansam bile, sanki erkek nesli tükenmiş de sona Hinata kalmış gibi niye onu seveyim ki?

Tamam tatlı, sevecen, melek gibi, kusursuz, komik, eğlenceli, şirin, güvenilir, dürüst, alçakgönüllü, kibar biri olabilir ama...

Ama ne?

Lanet olsun, kusur bulamadım çocukta.

~~~~~~YaRıN~SaBaH~~~~~~

Hinata'dan

Okula gitmek falan istemiyordum. Kageyama'ya nasıl davranmam gerektiğini bile bilmiyorum.
Ya yanlış anladıysam? Tuhaf davranışlarımı fark edip ya benden soğursa? Ya da doğru anladıysam ve buna rağmen rahat davranırsam? Aşırı rahat görünmez miyim?

Of, niye bu kadar düşünüyorum ki? Sonuçta ben bir şey yapmadım. Ne yapacağını düşünecek biri varsa o da Kageyama. Hatta belki de onu görmezden gelmeliyim... Sonuçta bu kadar şeyden sonra aptal gibi hala yanında kalamam.
Hem belki ona soğuk davranmam onu unutmamı sağlar.

Aramıza bir duvar koyma zamanı geldi sanırım, Kageyama.

Okula yavaş bir şekilde yürüyerek gittim. Zaten bacağım yeterince acıyordu ve topallıyordum. Zorlamanın ne gereği vardı? Sonuçta artık acele etmem için bir sebep yok.

Artık beni spor salonunda bekleyecek biri de yok.

Okula vardığımı fark ettiğimde doğruca sınıfıma doğru çıktım. Umarım onunla karşılaşmam...

Kageyama'dan

Özür dilemeliyim, o gün için.
Büyük bir hata yaptım sonuçta. Ama nasıl özür dileyebilirim ki? Hiçbir şey olmamış gibi yanına gitmeyi boşver yüzüne bile bakamam. Her neyse, belki de bu kadar kafa yormamalıyım ve sadece özür dilemeliyim.

Okula doğru yürümeye başladığımda bir anda içimi bir tedirginlik kapladı.
Evde düşünürken o kadar sorun olmuyordu ama şimdi neden bir anda korkmaya başladım? Sakin olmalıyım. Tek yapmam gereken yanlış anladığını, yanlışlıkla dengemi kaybedip ona yaklaştığımı söylemek.

Okula geldiğimde sakince sınıfa çıktım. Umarım onu hemem bulabilirim.

Sınıfın kapısına doğru sessizce yaklaştım ve içeriye baktım. Mükemmel! Sadece Hinata var. Küçük adımlarla içeri girdim. Hinata sanırım beni fark etmemişti. Hâlâ camdan düşünceli bir şekilde bakıyordu.

"Şey, Hinata! Dü-dün gece olanlar için özür dilerim. Ben sadece-"

Ben daha cümlemi bile bitiremeden Hinata sanki hiç kimse yokmuşçasına ifadesiz bir yüzle dışarı çıktı.

O beni görmedi bile.
Bu his de ne? Bu berbat his...
Hayal kırıklığı?

Demek görmezden geliyorsun ha? Pekala, bu oyun iki kişilik. Birkaç arkadaş ile vakit geçirip kafa dağıtsam iyi olur.

Tam o sırada içeri pozitif bir enerji ile Suga girdi.

"Hey, Suga-san! Birlikte kafeteryaya gidelim mi?"

"Çok iyi olur. Ben de tam oraya gidecektim!"

Hem belki de ondan biraz fikir de alabilirim. O hep bana yardımcı olmuştur. Eminim şimdi de yardımcı olacaktır.

Birlikte sohbet ederek kafeterya için aşağı kata indik. Hem gülüp hem konuşuyorduk. Masaya oturduğumuzda biraz ciddileştim.

"Suga-san... size bir şey sorabilir miyim?"

"Ah, tabii elbette Kageyama."

"Ben biriyle birkaç şey yaşadım ve şu an ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok... ayrıca pek hoş şeyler de değildi aramızda geçenler. Yardım edebilir misin?"

"Tabii ki, Senpailerin bu zamanlar için var! Peki kim bu kişi?"

Bir dakika, buna nasıl cevap verebilirim ki?
Söylemek istemediğimi belli etmek istercesine sessizce öylece durdum.
Etrafı tuhaf bir sessizlik kapladı. Beklemediğim bir şekilde Suga-san aniden gözlerime çok dikkatli bir biçimde baktı ve sonrasında sırıttı.

"Tahmin edeyim, Hinata?"

ÇO-ÇOK HIZLI.

Sanırım biraz sıkıcı bir bölüm oldu. Üzgünüm ;-;

[KageHina] Kral Yenildi...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin