"Anne ya birini bulamazsam arkadaşsız kalırsam ne yaparım tek başıma koca okulda ?"
Endişeli gözlerle direksiyon başındaki anneme bakıyordum.Araba giderek yeni okuluma üniversiteme yaklaşıyordu. Bu soruyu anneme bilmem kaçıncı soruşumdu annem önce gözlerini devirdi sonra konuşmaya başladı.
"Of Güneş sürekli aynı soruyu soruyorsun benim güzel kızım hiç arkadaşsız kalır mı bulursun illa birilerini hem bulmasan da sen kendi ayakları üstünde durabilen bir kızsın yalnız kalsan da üstesinden gelebilirsin."
Annem bile kendi söylediğine inanmamış gibi duraksamıştı bunları söylerken.Kendi ayaklarım üstünde oldum olası duramamıştım hep birilerine ihtiyaç duymuştum.Yalnız kalmaktan hep korkar arkadaşlarımın annemin arkasına sığınırdım. Kendimi hep korunmasız hissederdim.Annem bana hem babalık hem annelik yapmaya çalışıyordu ama olmuyordu babasızlığın boşluğu dolmuyordu. Ben hiç babamı görmemiştim.Annem hamileyken vurulmuştu babam doğmadan kaybetmiştim onu. Arabada bunları düşünürken gözlerim doldu.
"Ne oldu civcivim benim neden gözlerin doldu ?"
Annemin sorusu üzerine gözyaşlarımı tutamadım yanaklarımdan süzülmeye başladılar.
"Anne babama aşık mıydın ?"
"Evet o benim ilk aşkımdı son oldu hala da aşığım ilk günkü gibi.Ne olur şimdi babanı düşünüp üzme kendini üzülmeni ister miydi o hiç ? Bak ne güzel istediğin bölümü kazandın tadını çıkar."
Annem haklıydı küçüklükten beri olan hayalim sonunda gerçekleşmişti. Veteriner olmaya hak kazanmıştım. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve annemin yanağına bir öpücük kondurup arabadan indim.
"Dikkat et kendine güzel kızım seni seviyorum."
Ürkek adımlarla giriş kapısına ilerledim. Kimseyi tanımayan bir ben değildim sonuçta herkes etrafına meraklı gözlerle bakıyordu. Kapıdan içeri girdim A3 sınıfını bulmam gerekiyordu.Arkası dönük bir çocuk gördüm ilerleyip hafifçe omzuna dokundum.
"Şey A3 sınıfı nerede biliyor musun ? "
Çocuk istifini bozmadı bile.
"Heyy sana diyorum bakar mısın ?"
İkinciye omzuna dokundum.
İsteksizce arkasını döndü.
"Git kendin bul tarif etmekle uğraşamam."
O an söylediğinden çok çocuğun yüzüne odaklanmıştım.Kumraldı gözleri elaydı ve bakışları yüzümde sabitlenmişti.Çocuktan havaya hoş bir parfüm kokusu yayılıyordu.Beyaz tişörtünün altından kasları belli oluyordu.Sporla uğraştığı çok belliydi.Tok ama hoş bir sesi vardı söylediği ne kadar kabaca olursa olsun insana huzur veriyordu.Ne saçmalıyordum ben kendi kendime kızıp toparlandım ve çocuğun söylediğini idrak ettim. Kaşlarımı çattım.
"Düzgünce bir şey sordum insan gibi tarif etsen ölür müsün ?"
Bakışları hala üstümdeydi beni baştan aşağı süzdü.
"Evet ölürüm."
Arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı.Arkasından bakakaldım. Sorduğuma pişman olmuştum. Ukalanın tekiydi.Yakışıklı olduğunun farkında olup her kızı kendine aşık sanıp tersleyen aptallardan biriydi işte.Onca kişi arasında ben de gidip onu bulmuştum.Kendime kıza kıza okulu dolaşmaya başladım sonunda sınıfı bulmuştum.İçeri adımımı atar atmaz o ukalayla göz göze geldim. Sınıf kalabalıktı.Ukala 4.sırada oturuyordu. Kendime ilk günden kimseyle tartışmamam gerektiğini hatırlatıp duruyordum. Derin bir nefes alıp ukalanın sağ tarafındaki 3.sıraya oturdum. Bakışlarını hala üzerimde hissediyordum.Ama ne olursa olsun bir şey söylemeyecektim kendimi tutuyordum. Hoca sınıfa girdiğinde aniden ayağa fırladım ve benden başka kimsenin ayakta olmadığını gördüm.Utancımdan yerin dibine girdim.Sınıf bir anda kahkaha atmaya başladı soluma baktığımda ukalanın da bana kahkaha attığını gördüm. Kıpkırmızı olmuştum.Yerime geri oturdum. Hoca eskiden kalma bir alışkanlık olduğunu utanılacak bir durum olmadığını açıklayarak beni daha çok utandırdı.Sonra derse geçti ukala hala bana bakıp sırıtıyordu. Çok güzel gülmese ve derste olmasam yüzüne çoktan yumruğu geçirmiştim. Hoca hiç ara vermeden blok ders yaptı veterinerliğin önemini bu bölümü seçmemizin avantajlarını anlatıp durdu. Sonra da dersi bitirdi.Kimseye bakmadan hızlıca sınıfı terk edip eve gitmek için kapıya yöneldim.Yere bakıyordum ta ki bir gövdeye çarpıncaya kadar.
"P..pardon.."
Kafamı kaldırdığımda ukalayla karşılaştım.
"Sen şimdi zil çalmasını falan da beklemişsindir."
Benimle resmen dalga geçiyordu yumruklarımı sıktım ve sakin olmaya çalıştım. Nane aromalı nefesini yüzümde hissediyordum mesafe olarak çok yakındık. Bir iki adım geriledim.
"Çekilir misin önümden ?"
"Sınıfı bulmuşsun en azından , senin gibi birine göre büyük başarı."
Etrafta bissürü insan vardı ve alaycı bakışlarla bana bakıyorlardı.Ukala resmen bunu bağırarak söylemişti duymayan kalmamıştı.Ne yapacağımı bilemedim gözlerim dolmaya başlamıştı.Bir aptalın söyledikleri neden bu kadar umurumda olmuştu ? Ben ona ne yapmıştım ki bana böyle şeyler söylüyordu ?
"Kim olduğumu bilmiyorsun bile benim hakkımda bu şekilde konuşamazsın."
Bunu söylerken sesim titremişti.Omzuna çarpıp yanından hızlıca geçtim bir an önce burayı terk edip eve gitmek istiyordum. Hızlı hızlı okuldan çıktım ve otobüs durağına doğru ilerledim. Yol boyunca iğrenç geçen okul günümü düşünüp yolu kendime zehir ettim. Annem işten daha gelmemişti çantamı yere fırlatıp yatağıma uzandım. Ukalanın yüzü gözümün önünde canlanıyordu. Kalbimi ritminin değiştiğini hissettim. Beni küçük düşüren aşağılayan birini neden düşünüyordum ? Bu soruya cevap ararken anahtar sesi geldi.Annem gelmişti odamdan koşarak çıkıp anneme sarıldım.
Olan biteni anlatmayıp güzel bir senaryo uydurdum.İlk günümün çok iyi geçtiğini bir kızla tanışıp arkadaş olduğumu söyledim. Annem çok mutlu olmuştu. Onu üzmeye hakkım yoktu.Ben de ilk günümün güzel geçtiği senaryosuna kendimi inandırıp yarının güzel olmasını diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş
Roman d'amour''Sen benim güneşimsin. Günümü aydınlatıyorsun ,içimi ısıtıyorsun. Sen yokken her yer karanlık ve ıssız.Hep benim kal...'' Babasız büyümüş bir kızla annesiz büyümüş bir çocuk karşılaşırsa ne olur ? Birbirlerinin yaralarını sarabilirler mi yoksa da...