"İşte geldik Sara," dedi Yüzbaşı Crewe, elinden geldiğince neşeli görünmeye çalışarak. Sonra Sara'yı kucaklayıp arabadan indirdi, birlikte merdivenleri çıkarak zili çaldılar. Sara bundan sonra sık sık evin tam anlamıyla Bayan Minchin'e benzediğini düşünecekti. Evin içi düzgün ve iyi döşenmişti, ama içerideki her şey çirkindi ve biçimleri birbirinin aynı olan koltukların içi sanki kemik doluymuş gibiydi. Holdeki her şey katı ve cilalıydı; köşede duran büyük saatin üzerindeki aydedenin kırmızı yanaklarının bile katı bir görünüşü vardı. İçeri alındıkları oturma odasının zemini boydan boya, üzerinde kareli desenler bulunan bir halıyla kaplıydı, sandalyeler köşeliydi ve mermerden yapılma hantal şömine rafının üzerinde mermerden yapılma hantal bir saat duruyordu.
Sara, sert maun sandalyelerden birine otururken her zamanki tavrıyla etrafına şöyle bir göz attı.
"Burayı sevmedim baba," dedi. "Ama sana şunu da peşinen söyleyeyim, askerler, hatta kahraman askerler bile, savaşmayı sevmiyorlar."
Yüzbaşı kendini tutamayıp güldü. Genç, neşe dolu bir insandı babası ve Sara'nın bu tür garip sözlerini dinlemeye bayılıyordu.
"Ah küçük Sara," dedi Yüzbaşı Crewe. "Yanımda senin gibi böyle oturaklı sözler söyleyen biri yokken ben ne yapacağım? Hiç kimse senin kadar ağırbaşlı değil."
"Oturaklı laflar seni neden bu kadar güldürüyor?" diye sordu Sara.
"Çünkü böyle laflar ettiğinde çok hoş oluyorsun," dedi Yüzbaşı Crewe gülmeye devam ederek. Sonra aniden kızına sarılarak kocaman bir öpücük kondurdu yanaklarına; birden gülmesini yarıda kesmiş ve gözleri dolacak gibi olmuştu.
Tam o sırada Bayan Minchin içeri girdi. Tıpkı kendi okuluna benziyor, diye düşündü Sara; uzun boylu, kasvetli, tertipli ve çirkin. İri, soğuk, balık gibi bakan gözleri vardı ve soğuk soğuk sırıtan, kocaman, balık ağzı gibi bir ağzı. Bu ağız Sara ile Yüzbaşı Crewe'u görünce kocaman bir gülümsemeyle genişledi. Yüzbaşıya okulu metheden hanımefendiden bu genç subay hakkında çok hoş şeyler işitmişti. Yüzbaşının küçük kızı için servetini seferber etmeye hazır, zengin bir baba olduğunu da duymuştu."Bu kadar güzel ve gelecek vaat eden bir çocuğu aramızda görmek bizim için büyük bir şereftir Yüzbaşı Crewe," dedi Bayan Minchin, Sara'nın elini tutarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyilik Meleği...
Short Storyİyilik Meleği'nin kahramanı Sara, zengin olmasına rağmen paraya önem vermeyen, alçakgönüllü, gururlu, özeleştiri yeteneğine sahip bir çocuktur. Hindistan'da büyüyen Sara, yüzbaşı olan babası tarafından İngiltere'de bir yatılı okula verilir. Babasını...