Dysania

893 46 31
                                    

Izaya güzel bir sabaha uyanmadı.

Kendini tek odalı dağınık bir evde, kafese kıstırılmış gibi hissederken açtı gözlerini. Gözüne giren sarı saçlardan dolayı görüşü en iyi durumda değildi, neyse ki tavana bakarak havadaki baskın feromonu koklaması nerede olduğunu rahatça anlamasını sağlamıştı.

Karnındaki kola kısa bir bakış attıktan sonra gözünü saçlardan kurtarıp tavana çevirdi bakışlarını. Vücudundaki ağrıları hissedebiliyordu, fakat boynundaki acı ve bacakları arasındaki yapışkanlık onu daha çok rahatsız ediyordu.

"Bir hata yaptım." Izaya kendi kendine fısıldadı, ağzından çıkan sözcükler ona tanıdık gelmişti.

Sözcüklerin sahibini hatırlatmak ister gibi çalmaya başladı telefonu. Izaya gözlerini kapatıp telefonunun melodisini dinledi, birkaç saniye sonra neden bu kadar sinir bozucu bir melodi seçmiş olduğunu merak etmeye başlamıştı.

"-rrgh." Başını duyamadığı bir hırıltı yükseldi göğsünden, sonra sarı saçlar hareketlenmeye başladı ve Shizuo sonunda Izaya'yı serbest bırakmıştı. Yine de hiçbir eylemde bulunmadı Izaya, öylece uzanmaya devam etti.

Shizuo ise ayağa kalkıp telefonu kapattıktan sonra tekrardan yatağa geri yatmıştı, kolunu yeniden Izaya'ya sarıp içine çekti kokusunu. Rahatsız edici, diye düşündü Izaya, bütün varlığı rahatsız edici.

"Çok güzel." Shizuo tekrardan kokusunu içine çekerken Izaya gözlerini açıp uyanık olduğunu belirtmemek için tüm iradesini kullandı, geçen akşamdan sonra hala irade denen bir şeye sahip olduğuna şaşırarak.

Shizuo onu yatakta bırakıp duş almaya gittiğinde, Izaya hala yerinden kıpırdamamıştı. Üstünü giyinip gitmeden önce Izaya'yı öptüğünde de sımsıkı kapalıydı gözleri.

Kapının kapanma sesini duyduktan yarım saat sonra yatakta doğruldu ve boynunu ovuşturdu.

----------

"Ah, şeytan lafının üzerine gelirmiş." Namie, boş çay bardağını koridora doğru uzattı. Izaya onu dikkatsizce selamladı.

"Geç kalacaksan aramalarımı açıp bana haber vermeni tavsiye ederim." Shiki onu üstü kapalı bir şekilde uyarırken, Izaya'nın dikkati henüz toparlanıyordu.

"Bazı aksilikler yaşadım." Izaya kısaca cevaplayıp sırıttı. "Buluşma yerine yetişemediğim için ofisime kadar gelmeniz beni gururlandırdı, Shiki-san."

"Bence seni beklerken yeteri kadar vaktimi harcadım." Shiki onu tekrardan uyarırken Izaya, Namie'ye dosyaları getirmesini söyledi.

İşleri bittiğinde, Namie kısa bir süreliğine dışarı çıkmıştı.

"Sizinle iş yapmak büyük zevk." Dedi Izaya, yapmacık gülümsemesini takınarak.

"Evet." Shiki'nin karşılığında gülümseme yoktu. "Heiwajima-san mı?"

"Ha?" Izaya, hafif bir panikle gözlerini açtı.

Shiki, cevap vermekten ziyade Izaya'ya doğru ilerleyip montunu omzuna kadar sıyırdı. Izaya, ısırık izini eliyle kapattı.

"Hayır."

"Oh?" Shiki'nin inanmadığı belli oluyordu. "Fakat üzerinde onun kokusu var, yatıştırıcılarının kokusunu baskılıyor."

Izaya cevap vermedi, Shiki teşekkür etti ve ayrıldı.

--------

"Bu koku da ne?" Namie, odaya girer girmez öksürmeye başladı.

"Yeni parfümüm." Izaya yarım ağızla sırıttı, bir yandan da bilgisayarda bir şeyler yazarken.

Fazla ciddi, düşündü Namie. Bu kadar uzun süre ciddiyetini koruyabilmesi gerçekten alışılmadıktı.

"Niye bütün kutuyu üzerine boca etme gereği duydun?" Kokudan kaçmak için mutfağa yürürken sordu, cevap beklemiyordu.

Izaya'nın telefonu çaldı, Namie ufak bir küfrün ardından açılan telefonu ve 'Sakuraya' adını duyabildi.

"Gelirken bana da bir kahve getir." Aldığı tek cevap bu oldu.

Çok ciddi, Namie tekrar düşündü, kesinlikle bir şeyler ters gidiyor.

Omuz silkti ve kahve kutusuna uzandı. Onun sorunu değildi. Seiji ile ilgisi olmadığı sürece Izaya'nın sorunları ile ilgilenmesi için hiçbir sebebi de yoktu.

Lugubrious [Shizaya]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin