Diğer bölüm final...
|Nitekim insan birçok şey için geç kalıyor...|
"Sabrlı ol kızım..."
Tanımadığım fakat akrabamız olduğunu bildiğim kadın bir elini omuzuma koyup sıvazlarken göz yaşlarım arsızca dökülmeye devam etti.
Sabrlı olmak benim acımı dindirir miydi? Veya çektiğim vicdan azabı yok olur muydu?
Sanmıyorum...
Hala kabullenemiyorum babamı kaybettiğimizi.
Kaç gün geçti senin gidişini öğrendiğim günün üzerinden?
Rakam olarak fazla olmaya bilir ama bu gerçeğin verdiği ağırlık geçen zamanı yavaşlatıyor sanki.
Baba...
Ben ne yapacağım böyle?
Baba...
Keşke hiç evden ayrılmasaydım...
Öyle olsa seni daha fazla görebilirdim.
Öyle değil mi baba?
Baba...
Daha fazla zaman geçirirdik...
Ve ben senden daha çok aff dilerdim...
Baba...
Ben böyle olmasını istemeztim...
Böyle olacağını düşünmemiştim...Çok canım yanıyor.
Nefes almak bile bana işkence gibi...Ve babamın yüzü gitmiyor gözlerimin önünden.
Onu son görüşümde bana kızgın ve kırgındı.
Kalbinde böyle ağır iki yükle gitti.
Benim omuzlarıma da bir o kadar ağır yük yüklendi.
Zira bu yükle nasıl yaşanır bilmiyorum.Yaşanılır mı onu da bilmiyorum.Eğer...eğer gitmeseydim babamı daha fazla görebilirdim.
Yok...Hayır öyle olsa babam daha fazla acı çekerdi.
Bencillik...Ben hep bencil değil miydim?
Bu kronik hastalık dört eli yakama yapışmış beni bırakmamıştı ki.
Nitekim bu hastalıktan kurtulmaya çalıştığımı hatırlayamıyorum."Hüma sen toparlan ki annenin toparlanmasına yardım edebilesin."
Başka bir kadın konuşmaya başladığında oturduğum yerden doğrulup ayaklandım.
İnsan kalabalığını arkamda bırakıp annemin odasının önüne kadar geldim.Fakat elim bir türlü kapı kulpuna gitmedi.
Kapıya bomboş bakmaya devam ettiğim bilmem kaçıncı dakikanın ardından birisi beni kolumdan tuttup bir kenara savurdu.Dengemi sağlayamayıp yere düşdüğümde bir çığlık attım."Abim senin yüzünden öldü! Senin yüzünden! Olanları içerdekiler bilmiyor olabilir.Ama ben biliyorum..."
"Hayır...hayır..."
"Sen kaç kez inkar et ama değişmeyecek gerçek...Yüz karası bir evlatsın...Adamcığazın kalbi daha fazla dayanmadı yaptıklarına...Sen katilsin!"
"Hayır...hayır..."
Hayır...Dinmeyen ve yankılanan sesler çığlık atmamı tetiklerken benim sesim bile çıkmıyordu.
"Senin burada olma hakkın bile yok..."
Biran da elini uzattıp başıma bağladığım örtüyü çekmeye çalıştı.
"Bırak amca...Lütfen..."
"Hala oyununa devam ediyorsun.Yüzsüzlük..."
"Bu sefer değil..."
Elini çekip kahkaha atmaya başladığında ben de titremeye başladım.İlk kez amcam bana bu kadar korkutucu geliyordu.
Kan çanağına dönmüş gözlerini her gördüğümde hissettiğimi korku da artıyor gibiydi.Sanki kalbi yumuşak o adam bir canavara dönüşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zindana Mahkum [TAMAMLANDI]
Spiritual"Dur" dedim titreyen ellerimle kolundan tutup gitmesine engel olmak isterken.Yerde olan bakışları gözlerime bir anlık dediğinde ürpermiştim.Nefretle bakan bakışların altında ezilirken kolunu hızla çekip bir iki adım atmıştı. "Böyle gitme.Bak bu sefe...