Sen de Kimsin?

213 16 5
                                    

Her zaman ki gibi mutfağının esiri olmuş anneme bakiyordum. Sirf birkaç desibel fazla ciksin diye en sevdiği cay fincaninin içine koymuştu cep telefonunu. Doğru ya! Bugün pazartesi. Meşhur temizlik günü. Annem kendini Orhan Baba'ya kaptirmiş olmali ki varligimin farkina ben şarkinin nakaratini "batsın bu dünyaaaa.." diye berbat ettiğimde vardı. Ahengi de bayağı bir bozdum. Napıyorsun anne saatlerdir burada? Cevap alamayışım beni bi endişeye düşürdü. Çünkü aslında soru şu olnaliydi: Ne yapıyorsun saatlerdir odanda Senia? Kapinin önünden annemin ince beline sarilmam iki saniyemi bile almadi. Ona baktigimda dikkatimi çeken gözler içi parlayan değil de sanki daha çok ağlamaktan kizarmişa benziyordu. Tutamadim dilimi. Ne oldu sana boyle?! Yine o geldi değil mi? Eve mi aldin onu? Anne kaç defa söyleyeceğim sana lütfen artik bu eziyeti kendine yapma! Utaniyordum. Oysa ki ona soru sorarken bile ses tonum hiç değişmezdi. Şimdiyse onun bu haline bakarak bir çocuk gibi azarlamiştim. Kimse annemi aglatamazdi. Ağlatmamaliydi. Heleki 17 yilimi mahvetmiş bir insan musveddesi? Aslaa. Sen benim avuçları cennet kokan kadinimi ağlattin haa.. O sinirle çiktim evden. Tabi arkamdan bagiran annemin sesine kulak vermeyerek yoluma devam ediyordum. Çünkü o konuşursa herkes ve her şey susardi bende. Ama hayir anne. Bu kez değil.

Doğruca onun iş yerine gitti. Beni orada hemen hemen herkes tanirdi. Ama iddia ederim ki kimse beni o halde görmemiştir. Nerde o! Çagirin gelsin, nerde?! diye bagirmişim. Sakin ol Burcu, ne bu hal kizim ne oluyor? diyen Arif Amcayi bile umursamadim. Duymuyorum ben seni Arif Amca. İçim yaniyor,içim. Merdivenlerden çikageldi bizim karaktersiz peder bey.. Peder dedigime aldanmayin. Kendisi babaliktan nasibini alamamiş gereksizin tekidir.  Bir kaç saniye sessizlik oldu,içimden öyle şeyler geçiyordu ki sadece yüzüne tükürmekle yetindim. Kolumdan tuttu beni fabrika girişine doğru götürdü. Kendince erkekliği tuttu. Bunu zaten yillardir yapıyor yabancilik çekmedim. Bir keresinde hiç unutmam anneme bağirmişti bir konu yüzünden. En sevdiğim ve kimseyle paylaşmadigim o pembe kapakli defterimle vurmuştum eline. Oysa ne kadar acitabilir ko 6 yaşindaki bir kiz çocuğunun gücü? Öyle içerlendim ki.. Anlatamam. Korunmasız bir çocukken sizi en çok koruması gereken insana karsi tereddüt etmek kadar acimasiz bir şey daha yoktur. Tahminimce bagirip çagiracak, havada tutmaktan başka bir şeyde kullanmadigi o elini bana tehtit gösterecektir. Ama öyle olmadi ki ardından agzi şunlari söyledi: Ne oluyor sana? Ne oluyor bana öyle mi? Bu soruyu soran kişi nasıl olur da sen olursun ya? Neyse sakinim. Senden iiğreniyorum,baba. dedim sadece. Birkaç saniye geçmemişti ki yanagimla kulağim arasında bir sicaklik hissettim. Yanilmiyorsunuz. Tokat yemiştim tam annemin en öpülesi dediği yerime..

O an oradan da firladim başka bir yere. Benim belli bir adresim olmayacak mi? Sürekli gelgitlerle yasamak. Ne bileyim. Sahilde her zamanki bankima oturdum. Yanagimda hissettiğim aciya tuz biber oldu gozyaslarim. Hıçkırarak ağliyordum sonradan farkettim. Sahilin o sarhoş eden kokusu da pek hüzünlü geliyordu zaten. Ne kadar da tuhaf ama. Gergindim,tabi haliyle halsiz. Kalkip yurumeliydim yoksa ki oracikta uyuyakalacaktim tanrim! Sarıyer'in en sevmedigim şeyi de o tatli sahilinin hemen arka tarafında kocaman binalar ve boğucu bir trafiğin olmasiydi. İki üç adim ya attim ya atmadim,karardi ortalik sanki. Sanki masmavi denizin bembeyaz bulutların saklanacak bir yeri varmiş gibi bir griydi gördüğüm. Son hissettiğim; yeni bir sicaklik,yumuşak bir yanak ve koyuluğu 40 yıl hatir birakicak derece olan kahverengi gözler.. Sen de kimsin?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cansult'anHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin