IM-3

496 43 10
                                    


°•

Bindiği ikinci otobüs sonunda onu merkeze ulaştırdığında, tıklım tık dolu olan havasız insan aracından dışarı attı kendini. Bu havasızlığa nasıl dayandığından emin bile değildi. Bayii uzaktan ona gülümserken büyük bir gülümseme ile içeri girdi. "Merhaba, ben sesli yanıt servisinden bilgisayar mühendisi Kim Taehyung. Bir arıza olduğunu duydum?"

Kırmızı t-shirtlü genç çalışan sesin kaynağına dönüp gülümsedi. "Hoşgeldiniz Bay Kim. Sağ tarafta ki monitör bugün bir sorun oluşturdu. Ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok."

Taehyung gencin gösterdiği monitörün önünde ki sandalyeye oturdu ve kasadını incelemeye başladı. Sorunu anlayınca büyük bir şaşkınlık ile etrafına baktı. Cidden burada çalışan insanlar bilgisayar soğutucusu nedir bilmiyor muydu? "Bir monitör soğutucusu alabilir miyim? Fazla kullanımdan kaynaklı ısı seviyesinde ki artış, bilgisayarın uyarı vermesine neden olmuş."

Esmer çocuk açıklamasını yapıp konuştuğu gençten istediği ürünü getirmesini bekledi. Çocuk soğutucuyu Taehyung'a verip kapıdan giren müşterileri içeri buyur etti. "Hoşgeldiniz efendim. Nasıl yardımcı olabilirim?"

İçlerinden sarı saçlı olan telefonunu uzattığında, diğeri sadece soğutucuya odaklıydı. "Telefonum aniden servis yok uyarısı verdi. Ve yolda gelirken kapandı. Yapılması mümkün mü?"

Genç satış temsilcisi, gözlerini kırpıştırarak elinde tuttuğu telefona baktı. Sevgilisi Namjoon burada değildi ve o bu işlerden hiç anlamazdı. Anında işini bitirip doğrulandı mühendise çevirdi bakışlarını. "Bay Kim, bu teknolojik sorunu siz halledebilir misiniz? Şuan bu kısımla ilgilenen çalışan burada bulunmuyor da."

Esmer genç, satış temsilcisine baktı ve gülümsedi. "Tabii ki. Sorunu öğrenebilir miyim?"

Sarı saçlı, esmer bedene döndü ve mazeretini tekrarladı. Taehyung telefonu alıp bir süre güç tuşuna bastı. Ekran açılınca sadece şarkının bittiğini anladı ve adaptörlerden birine taktı. Açıklama yapmak için müşteriye döndü. "Bay..?"

Diğeri anlamış gibi hemen ismini söyledi ve açıklama için bekledi. "Park Jimin."

"Bay Park, telefonunuz şarjı bittiği için kapanmış. Biraz beklemeniz mümkünse açılınca sim kart sorununu halledebiliriz." Sarı saçlı sorun olmadığını belirtip bekleme koltuğuna oturdu yanında ki beden ile. Bu sırada Taehyung mesai saatinin bitmiş olduğunu farketti. Cebinde çalan telefonu çıkarttı ve kardeşini yanıtladı.

"Alo? Kook, iyi misin? Sorun ne?" Heyecan ile sıralayan esmere karşın gülümsedi tavşana benzeyen. Esmer, kardeşinin kıkırtısını duyunca rahatlamıştı. Derin bir iç çekti ve cevap vermesini bekledi küçük olanın.

"Ah iyiyim hyung. Sadece iş yerine geldim ve orada yoktun. Kimseden bir şey öğrenemedim. Neredesin?" Esmer kısaca kardeşine bulunduğu yeri tarif etti ve geleceği onayını alıp telefonu kapattı. Bu sırada şarjının yeteri kadar dolduğunu tahmin ettiği telefonu eline aldı. Sarı saçlı telefonu eline alan çalışan ile ayağa kalktı ve servis masasının önüne geçti.

Esmer çocuk telefonu açtığında şaşırmıştı. Birisi bu çocuğun telefonuna girmişti ve anlaşılan pekte usta sayılmazdı. "Bay Park.i, telefonunuz birileri tarafından blocklanmış. İsterseniz size kim olduğunu bulabilirim?"

Soru ebatlı cümleyle sarışın önce şaşkınlığının geçmesini bekledi. O sırada gri saçlı söze girdi, "Buna gerek yok. Sadece telefonu yapın, bu yeterli."

"Hayır Yoongi hyung, ben öğrenmek istiyorum. Kimin ne gibi bir amacı olabilir ki?" Sarışın, şikayetçi oldu durumdan. Karşısında ki bedene dönüp öğrenmek istediğini söyledi aceleyle. Taehyung bunun üzerine hemen hızlı hızlı Jimin'in bilmediği bir şeyler yaptı.

"Hmmm, kişinin kullanıcı adı, AgustD. Tanıyor musunuz?" Esmer başını kaldırıp civcivler benzeyen müşteriye baktı. Bu ona sevimli gelmişti. Sarışın, yanındaki bedene dönüp ona büyük gözlerle bakmaya başladı.

"Hyung? Neden yaptın bunu?" Jimin geçerli bir sebep istiyordu büyüğünden. Sadece şaka bile olsa, neden onu buraya kadar sürüklediğini bilmek istiyordu. Diğeri gerginlikle yutkundu. "S-sadece, dışarıya çıkmak istemeyeceğini düşünüp, belki telefonun bozulursa çıkarsın diye,"

Büyük olan, cümlesinin yarısında başını eğip kapıya doğru döndü. Diğeri engel olmadı ona. Yanlış bir şey yaptığını düşündüğünden değil, kendi bencilliğinden yüz bulamamıştı güzel kalpli çocuk. "Bay Park, telefonunuz hazır."

Esmer olan telefonu uzattı ama bir karşılık alamadı civciv adamdan. Başını biraz daha kaldırıp daha dikkatli baktı suratına. Sarı saçlı genç, ağlıyordu. "Bayım? İyi misiniz?"

Jimin sese doğru döndü ve gülümsedi sahte bir şekilde. Telefonu eline aldı ve kuru bir teşekkür ile arkasını döndü. Fakat, bulanık gören gözlerinden olsa gerek, önünü göremeyip çarptı bir bedene. O sırada esmer çalışanın sesi yankılandı küçük bayiide. "Jungkook! Tanrım!"

Jimin önünde yere düşen bedene baktı. Çok korkmuştu, hep korkardı birilerinin canını acıtmaktan. Baygın görünüyordu tavşana benzeyen çocuk. Taehyung büyük bir telaşla çöktü başına. "Tanrım! Jungkook iyi misin? Cevap ver bana! Ah bayım, önünüze bakamıyor musunuz cidden?"

Taehyung sinirle söylendi sarışına. Bu daha çok korkutuyordu minik bedenini. Kendini kasmaktan titremeye başlamıştı. O sırada diğer genç görevli, küçük olanın başında bulunan esmer bedene bir şişe su uzattı. Bir şeyler oluyordu ama Jimin bunu fark edecek kadar kendinde değildi. Vücudu titriyordu bir kere.

En sonunda tavşan çocuk kendine gelince abisinin yardımı ile bekleme koltuklarından birine oturttu hastalıktan zayıflayan bedenini. Sürekli konuşuyorlardı, kimse arkalarında kriz geçiren diğer bedenin farkında değildi. Esmer olan, sarışını azarlamak için arkasını döndü. "Bayım! Bir yerlerde yürürken etrafınıza bakmanız gerektiğini kimse öğretmedi mi size?! Ya O'na bir şey olsaydı! Bunun için ne yapab- Hey!"

Taehyung karşısında titreyen genci farketmeyip söylenirken, civciv adamın yere düşmesi ile kesti sözlerini. Sarışın titriyordu ve bayılmamak için kendini tutuyor gibiydi. Geniş omuzlu çalışana bir ambulans çağırmasını haykırdı esmer adam. Birinin -kısmen- kendisi yüzünden zarar görmesini istemezdi. Basit bir krizin nerelere varacağını en yakınından öğrenmişti çünkü.

•°°•

Wuuuw ne yapıyorum ben?
Şuan 01 Mayıs Çarşamba saat gece 01.03!

İşçiler Bayramımız kutlu olsun 🙏
Hikaye oluyor mu emin değilim ama kısa olacağı için biraz hızlı gelişiyor olaylar. Amacım 500 kelimeyi geçmemekti ama 700 kelime yazdım ndöskdlskdld.

Byü🖤



Incorret Message •vmin• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin