IM-10/F

323 30 16
                                    



Güzel akşam yemeği ardından arka bahçeye çıkan dört genç iyi dostlar edindiklerini düşünüyordu. Tek biri hariç hepsi mutluydu. Yoongi bunu farketmiş ve onunla özel olarak konuşmak istemişti. Bu Jimin'in işine gelirdi. Beyaz tenli genç ve zayıf çocuk şezlonglara doğru yürüdüler. Bu sürede küçük olan başını hiç kaldırmıyordu. Yoongi pişman hissetti.

Diğer tarafta ise Jimin ilk aşkını elinden kaçırmak istemediğini düşünürken esmer olanla göz teması kurmaktan kaçınıyordu. O'na itiraf etmek istiyordu ama, 'ya beni yargılarsa?' diye düşünmekten kendini alamıyordu. Herkes gay veya bisex değildi sonuçta. Ya da bir yazarın da söylediği gibi, dünya üzerinde ki herkes bisexuladi.

Hala nasıl söylemesi gerektiğini düşünürken kalbine bir sancı girdiğini hissetmişti. Hyungunun dediğine göre bu tehlikeliydi. Yanlarında bulunan hamağa oturdu. Sakinleşmesi gerekiyordu. Kalbine küçük elleri ile masaj yapmaya başladı. Taehyung endişe ile oturdu yanına. "İyi misin? Jimin bir sorun mu var?"

Jimin gülümsedi. Rahatlamaya başlamıştı yavaş yavaş. Yanında ki gencin elini elinin üstünde hissedince daha da heyecanlandı. Elini itemezdi değil mi? Gözlerini kapattı ve kendini huzurlu hissetmeye çalıştı. Yanındaki adamın eline bıraktı kendi elini. O yönetiyordu şimdi sarı saçlının kalbindeki elleri. Ne olduğunu da deli gibi merak ediyordu.

Jimin yavaş yavaş kalbi düzene girerken derin bir nefes çekti içine. Taehyung'un elini nazikçe kendi elinin arasına aldı. "Teşekkür ederim."

Gülümsedi ve elini bıraktı. Taehyung sevinmişti küçük çocuğun iyi hissetmesine. Jimin düşündü. Söylediğime bir  kere pişman olmak, söylemediğim için bin kere pişman olmaktan iyidir diye düşünüyordu. Cesaret ile ağzını açtı. Yanında ki ise dikkatle ona bakıyordu. "Şey, tuhaf gelebilir ama. Ben bir şey söylemek istiyorum."

Elini tekrar kalbine koyup derin bir nefes aldı. Heyecanlı hissediyor ve korkuyordu. Taehyung çocuğun elini tutup cesaret vermek ister gibi sıktı. Jimin gülümsedi. "Ben sanırım, şey ben, ben senden hoşlanıyorum."

Derin nefesleri eşliğinde biraz zorlanarak söyledi ve gözünü kapattı Jimin. Taehyung şaşkınlıkla karşısında kendinden hoşlandığını itiraf eden çocuğa baktı. Düşündü. 'Ben O'ndan hoşlanıyor muyum?' Yüzünü inceledi uzun uzun. Jimin umudu kesmiş omuzlarını düşürmüştü. Taehyung bir şansı hak ettiğini kabul etti. Jimin güzel bir çocuktu. O'na bakan herkes masumluğu ve sevimliliği karşısında şaşırıp kalabilirdi. "Jimin,"

Devamını getirmeyi gereksiz bulup dudağını gözleri hala kapalı olan gencin dudağına bastırdı. Jimin artık kalbini hissetmiyordu. Yaşadığı şeyin gerçekliğini sorguladı. Rüya olamayacak kadar harika, gerçek olamayacak kadar uçuk hissediyordu.

Yavaşça gözlerini araladılar. Birbirlerine bakıp gülümserken birkez de yanağından öptü Jimin'in esmer olan. Hoşuna gitmişti yumuşak teni. Huzurla hamağa uzandılar. Jimin kafasını Taehyung'un omzuna koydu. Mutluydu.

Diğer yandan Yoongi kırdığı gencin duygularını onarmıştı. Daha sonra da en yakın arkadaşı ve yanında ki çocuğun ağabeyini izlemeye başladılar. Taehyung Jimin'i öpmeye başlayınca Yoongi onlara sırtını dönüp Jungkook'un başını göğsüne bastırdı. Ne kendi görmek istiyordu, ne de tavşanın görmesini istiyordu. Jungkook olduğu yerde kıkırdarken başını kaldırıp hyunguna baktı. "Hyung! Çilek gibi kokuyorsun!




******

Bitti.

Duygu ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Yorum yapmak içinizden gelirse buraya bırakın lütfen.

Byü~🖤

Bitiş tarihi: 17.05.2019 Cuma
Saat: 21.38

Incorret Message •vmin• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin