- Mağara tarafına gitti. Peşinden gitmezsek onu tam anlamıyla kaybeceğiz.
- İyi misin sen? İçeri giremeyiz. Orada çıkan yaratıkların bazılarının boss gücünde olduğunu duymuştum. Ayrıca yanımızda hiç ışık demetimiz yokken onu nasıl görüp de yakalamayı planlıyorsun? Söylesene.
- O zaman mağaranın çıkışında bekleriz Anna... Orada bir gece dayanamayacağına bahse girerim. Çıkana kadar bekler sonra da pusuya düşürüp kristalleri geri alırız.
- Başka bir çıkış biliyor olması da muhtemel. En yakındaki güvenli bölgeye gidip uzaktan gözleyelim. Gerisine sonra bakarız.
- Anlaşıldı. Ama elindeki silahı sallamayı bırak lütfen. Beni de öldürebildiğini biliyorsun değil mi?
- Acemiymişim gibi davranma. İlk SAP oyunum olsa da iki aydır oynuyorum ben.
Ayak sesleri giderek uzaklaşırken derin bir nefes aldım. Az önceki ikili güç olarak standartların üstündeydi ama tecrübe eksikleri olduğu da belliydi. Gittiğim yolun üzerinde mağara olduğunu görünce oraya girmemiş olma ihtimalimi akıllarına dahi getirmemişlerdi. Hayalet kristalinin aktivasyonunu kapatıp saklandığım yerden çıktım. Cebime attığım kristalleri çıkarıp incelemeye başladım. Doğa ana, kutsal kılıç, su tanrıçası.. Ender kristaller olsa da şuan hepsi bende vardı. Yine de satabilir veya takas edebilirdim. Bu yüzden başlangıç noktasına gitmem ve depolamam gerekiyordu. Bu oyuna katıldığım günden bu yana bir ay geçti. Bir ay kısa bir süre olsa bile kapkaç taktikleriyle gelişmeyi başarmış ve hayalet prens adıyla tanımıştım. Gerçekten neden kullanıcı ismim yerine lakap kullandıklarını bilsem bu dünyadan huzurla göçebilir gibi hissediyordum. Her neyse.. Son bir ay her gün bu oyuna girip sayısız zor görev ve ölümcül kapkaçlar ardından bitirmeye en yakın yüz kişi arasına girmiştim. Her ne kadar her an kristallerimin gasp edilme ihtimali olsa da şuan bende olmayan sadece tek yedi kristal kalmıştı. Onlardan biri ise tüm bu sanal evrende sadece bir tane bulunduğu söylenen "Kalp Bağı". Kristalin tuhaf ismindendir ki bir aralar kimseye karşı duygusal bir bağ hissetmediğimden alamadığımı düşünmeye başlamıştım. Ardından böyle bir şeyin günümüz teknolojisiyle bile olmayacağına kanaat getirmiş ve kendimce yeni sebepler bulmuştum. Birincisi kristalin açıklama kısmında yazdığı iddia edilen açıklama. "Ne zamandır ki genç kalplerde gün doğumu ve gün batımı ayrı bir yer tutar, o zaman bu kristal ortaya çıkar. " Bu sözü yorumlamaya çalıştığımda günbatımını veya doğumunu birlikte izleyen iki NPC(insan kılığındaki yapay zeka)den başka bir şey gelmedi aklıma. Eğer durum buysa milyonlarcasının arasından iki tanesini bulmak imkansız gibi bir şey olduğu için bulamamış olabilirdim. Tabi bu açıklamanın sadece birinin ortaya attığı bir şey olması da muhtemel. Bulduğum ikinci sebep ise normalde değerli eşyalar karşılığında bilgi takas eden NPC'lerin bile bu kristal hakkında sessizliklerini korumaları. Son bir haftadır yalnızca onu bu ülkenin her yerini talan ederek aramama rağmen sorduğum hiçbir kişi nedense hiçbir şey bilmiyordu . Diğer bir değişle tek bir ipucu bile bulamadım. Ama bu kadar kolay pes edecek değilim. Bir oyunda bile birinciliğe ulaşamazsam o lanet herife asla ulaşamazdım. Onun ideallerini yalanlamak için bu iddiaya girmiştim. Ve o iddia sonucu bu oyuna geldim. Ve yine bu yüzden o kristallere ihtiyacım var. Hepsi onun yenilgiyi kabullenmesi için. Her şeyin kazanmak olmadığını kanıtlamak için kazanmalıydım. Ne ironi ama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP BAĞI
Science FictionKüçük yaşlarda annesinin ve babasının boşanma konuşmasına şahit olan Mace o günden bu güne kendisine sadece mevki ve tip için yaklaşan veya saygı duyan kişilerden olabildiğince uzak durmaya çalışmıştır. Son zamanlarda okula bile gitmeyip tüm gününü...