Olay

310 25 4
                                    

Steve'in gözünü açmasına sebep olan şey odaya giren güneş ışığıydı.

Steve kendini dürtüp hızlı bir biçimde yataktan kalkıp,lavaboya yüzünü yıkamaya gitti.

İyice yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı ve kıyafetlerini giydi.Rahat bir eşofman ve beyaz bir tişört.

Aklına dün gece geldi.Natasha ve o,çok sakin ve güzel bir geceydi.

Natasha'ya onu sevdiğini itiraf edecekti ama Natasha o anı bozmasını istemedi.

Steve bugün ona kesin itiraf edecekti.Dün ne olmuştu diye düşünüyordu.

Odasındaki aynaya doğru yavaşça ve kafasını kaşıyarak yürüdü.

Aynada kendisine iyice baktı.Herzamanki gibi aynaya bakarak düşündü.

Dün geceyi.Onun için her an önemliydi.Pardon Natasha ile olan her an önemliydi.

"Yine egonu mu konuşturuyorsun kaptan?"
"Tony!Siz neredeydiniz dün gece ha?"

"Bir ara Wanda fazla içti biliyorsun benim ehliyetimde elimden alındı birtek Wanda'nın ehliyeti vardı oda kafadan gitti fazla içti gariban.

Bizde oranın yakınlarında bir otelde kaldık."
"Ah herzamanki uzun hikayeler."

"Aynen."dedi Tony ve odadan çıktı.
Steve merdivenlerden hızlıca indi Natasha'nın suratını yani yüzünü görmek istiyordu.

Heyecanla masaya indi ama Natasha'nın yerinde dünkü o gelen kadını gördü.Şaşırmıştı ve ayrıca sinirlenmişti.

"Ah Steve seninle dünde tanışmıştık ama yeniden tanışalım ben ajan Cho Rosa tanıştığıma memnun oldum."

"Natasha nerede?"dedi Steve panikle.
"Odasında uyuyordur.Artık yeni bir ajanımız var yani 2 tane kız ajanımız var."

"Of Natasha buna çok sinirlenecek."
"Bende öyle demiştim.Ama Tony dinlemedi."dedi Clint kızgın bir tavırla.

Steve koşarak Natasha'nın odasına gitti.Natasha uyuyordu.Çok sakindi.

Çok büyük bir huzur hissediyordu Steve tam o sırada kuleye bir füze fırlatıldı.Çok büyük bir patlama oldu.
Steve evin çatısının altında kaldı.Kalkmaya çalıştı ama kolu sıkışıyordu.

Kule resmen yıkılmıştı.Steve elini uzattı ve eline kalkanı geldi hızlıca kalkanından güç alarak sıkıştığı yerden çıktı.

Natasha'ya baktı kafasında büyük bir yara izi vardı.Hiç düşünmeden onu kucağına.

Aldı ve onu kuleden çıkarmaya çalıştı.En sonunda Natasha'yı dışarı çıkardı ve onun uyandığını gördü.Yeşil gözlerini panikle açtı ve Steve'in mavi gözlerine baktı.

Kule gözler önünde yıkılmıştı.Kafasını yıkarı doğru kaldırdığında kafasına düşen büyük parça ile bayıldılar,belki de öldüler,Steve ve Natasha.

Natasha gözlerini kalp sesi çıkaran bir makinenin yanında açtı.

Çok ritimsiz atıyordu.Ne olmuştu hiçbirşey hatırlamıyordu.

Camdan baktığında bir kadın gördü.Saçları kahverengiydi ve gözleri çok güzeldi.Bu Wanda'ydı.

Wanda Natasha'nın uyandığını fark edince hemen odaya daldı.

"Ah Natasha şükürler olsun iyisin."
"Ne oldu?"

"Biri kuleye saldırı düzenlendi,kule yıkıldı.Biz kurtulduk ama Steve ve sen büyük bir enkazın altında kaldınız."

"Steve o iyi mi?"

"Durumu ciddi"
"Ne?Onu görmeliyim."

"Hayır tatlım şimdi olmaz yum gözlerini ve uyu inanıyorum ki Steve iyi olacak."
"Annem gibi konuşma lütfen Wanda ben Steve'i göreceğim."

"Ah bir uyu,zaten görmene izin vermezler.Sana bir ninni söyleyim mi?"

"Hah şimdi tam anne oldun ama isterim yinede senin sesin çok güzel."

Wanda Natasha'nın gözlerinin kapandığını görünce gülümsedi ve sakince odadan çıktı.

Natasha Wanda'nın iyice uzaklaşmasını bekledi.Ve ayağa kalkıp odadan ses çıkarmamaya özen göstererek çıktı.

Koridorlarlı gezdi ve en sonunda Steve'in kaldığı odayı buldu.Kalp ritimleri çok yavaştı.

Odanın kapısını açtı ve Steve'in yanına doğru gitti.

Alnına bir öpücük kondurup gözyaşlarını sakince serbest bıraktı.Steve in alnına birkaç damla gözyaşı düştü.

"Tamam lan kabul ediyorum seni bu dünyadaki herkesten çok seviyorum."
"Bende seni."
"Steve."

"Bu sefer ilk söz benim,sözümü kesmeden dinle.

Bunların hepsi oyundu,Tony bana binanın yıkılması konusunda yardım etti.

Merak etme bina gerçekten yıkılmadı sadece bir simülasyondu.

Anlayacağın hepsi oyundu."dedi Steve.
Ve yataktan hızlı bir biçimde kalktı.
"Benimle çıkar mısın?"dedi Steve.

"Sanırım evet."
"Çok güzel hadi artık gidelim"dedi Steve.
"Anlamadığın şey şu neden ben yorgun hissediyorum?"
"Uyku ilacı."
"Ha tamam."

Natasha hala bunların bir oyun olduğuna inanamıyordu.Başındaki kan izine dokundu ve boya olduğunu anladı.Steve'e dik dik baktı ve ona sert bir tokat attı.Sonra sinirle binanın içine girip odasına gitti.

Çok sinirliydi.Odasının koltuğunda oturan bir kadını gördü.Saçları kahverengiydi ama çok güzeldi.
"Sen benim odamda Ne halt yiyorsun?"

"Sizde adetten mi bir tanışsaydık ya.Ben Cho Rosa artık Avengers üyelerinin 2. Kız ajanıyım."

"Ya öylemi iyi özenmişsin çaylak.Yalnız buranın en iyi kadın ajanı benim ve hep öyle olacak."
"Ben senin yerinde olsam bu kadar emin olmam doğrusu."

"Ben eminim ama.Şimdi odamdan çık"

"Meraklı değildim."dedi Cho,ve gözünü devirerek havalı bir biçimde odadan çıktı.

Natasha daha çok sinirlenmişti.Bir an önce uyuyup dinlenmek istiyordu.Ama yapamazdı çünkü aşağıya inip bunu hesabını sormalıydı.HERKESTEN.

Çok sinirlenmişti gerçekten
"Yeter be!"dedi Natasha ve odasının kapısını açıp odadan çıktı.

Ama kıyafetlerini değişmeliydi.Üstüne Black Widow köstümünü giyip bahçeden dışarı çıktı.

Binadan binaya atlıyordu.

Kendini çok özgür hissetmişti.

Bir an aklına bugün olan olaylar geldi ve yine sinirlendi.Tam karşı binaya koştu ki binanın üzerinden düştü.

Bina çok yüksek ve korkutucuydu.
Artık öleceğinden emindi zaten...

İmpossibility(Steve&Natasha)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin