Arka kapıya yöneldim ve sonunda ormana giden patikadaydım.Kulaklıklarımı taktım,yürümeye devam ettim. Yağmurun huzur verici sessizliğinde yürüyordum. Sonunda her zamanki Baobob Agacinin altina oturdum. Yeşil otların ıslaklıgını altımda hissettim. Yağmurun da etkisiyle orman çok güzel toprak kokuyordu. Çantamı açtım bir tane çikolata çıkardım,yemeye başladım. Çikolata benim için vazgeçilmezdi. Yavaş yavaş tadini çıkararak bitirdim.Suyumu da içtim ve evett yeni kitabimi okunmaya hazırdım. Kitabın adı "THE EVIL THİNG"di.İlk gördüğümde bu kadar ürkütücü gelmemişti. Gerçekten ormanda okuyunca korkuyor insan.Okumak istiyordum ama bir şey beni engelliyordu.Şu iç ses var ya benimki ne iç ses ama bir konuşuyor bir konuşuyor benden çok yani.
"Kötü şeyler olacak o kitabı açma eve gitt!!"Bir dakika bu benim biricik iç sesim değildi ki. Hahah çok komik simdi de deliriyor muydum? Hayır ya sacmalıyorum bu da kesin çok bilmiş bilinçaltımdır.
"Eve git hemen ve o kitabı da bir daha korunmasız bırakma! Ben ne biliçaltınım ne de iç sesin. Seni uyarıyorum geliyorlar koş çabuk!" Oha be ne beyin varmis bende hayal gücüne bak sen. Uzaktan uluma sesleri geldi.Yok artık canim o sesi de mi iç ses cikardi?Tamam pes gidiyorum. Koşmaya başladım gerçekten hızlıydım. Kitabı evde de okuyabilirdim.Nefes nefese kalmistim ve hızla ilerliyordum. İçimdeki nalet olası ses bir an önce eve gitmem için beni zorluyordu. İnanmazsiniz ama sanki annesi çok istediği bir oyuncağı kiyamayip almis bir çocuk kadar mutluydum ,çok heyecanlıydım. Bu ne duygu patlaması? İlk basta delirdigimi sandım sonra korktum şimdi de mutlu hissediyorum. Deli miyim neyim ben ya tövbest. Yeapp! Sonunda bahçenin kapisindan girdim. Bir saniye O da ne? Bahçenin içinde koca bir eşya kamyonu, önünde de bir kadinla bir erkek kanlar içinde yatıyor. Gerçekten delirdim mi yoksa gerçek mi? Hah tabi kamyonun arkasından çıkıp bana doğru gelen kız da var. Oha! Kızın altında siyah dar deri bir tayt,üstünde de siyah atlet ve bedenine tam oturan çok cool siyah kolsuz deri bir ceket. Bu kiz film setinden falan mı firladi? Düz siyah saçları beline kadar geliyordu. Bembeyaz ,pürüzsüz teni ve masmavi gözleri ! Şu yerde kanlar içinde yatan iki kişi olmasa cennetteyim sanardım ve ölmüş olmam umrumda olmazdı. Kiz iyice bana yaklaştı ve elini ensemde gezdirdi sonra gözlerimin içine ölümcül bakışlar atıp dudaklariyla kulagima fısıldadı:
"İnan bana yaşamak daha zor. Ölüm huzurlu. Beni bekle,geleceğini bekle,yeni hayatın ,ah ölümün demeliydim, gelmeden şimdinin tadını çıkar. Yeni hayatın... Imm belki biraz farklı olabilir. Şimdi,gecenin karanlığı çökmeden git sen. Yakinda anlarsın YENİ DOĞAN!" dedi. Sonra da gözlerim içine 'yazık sana' der gibi bakip arkasini döndü ve gitti. Arkasından bakarken en çok dikkatimi çeken sağ omzunun arkasındaki dögmesiydi. Çok farkliydi sanki... Yeni hayatim gibi...
