Ertesi sabah uyandığımda dün yaşadıklarım aklıma gelince bu sabahın farklı olacağı düşündüm.Dünkü kızgınlığımla camı çerçeveyi kırdığım ellerim hala zonkluyordu.Kurumuş kanlı ellerimi yıkayıp sardıktan sonra kahvaltı hazırlamak için asağa indim.İyi ki kendi evimi tutmuştum çünkü annemin evinde bir gece daha kalamazdim.O herifin girdiği o evde...
Kahvaltımı ettikten sonra masayı toplayıp üzerimi giyinmek için odama çıktığımda yatağımın yanında duran telefonu alıp Paul'u aradım telefon iki defa caldiktan sonra açıldı.
"N'aber"
"İyiyim senden n'aber"
"İdare eder"
"Sesin kötü geliyor.Ne oldu?"
"Boşver,bugün bir işin var mı?"Paul'u biraz tanıyorsam ne işi olursa olsun ne olduğunu öğrenmek için iptal ederdi.
"Aah erteleyebilirim dostum.Dert etme.Ne olduğunu alatacaksan tabi..."
"Çok iyi,çünkü seninle birsey konusmam gerek.Birazdan evinde olurum"deyip telefonu kapattım.Tüm olanları anlatmayacaktım ama buradan gideceğimi bilmeye elbette hakkı vardı.
Arabamın anahtarını alıp evden ayrıldım.Acaba Paul gideceğimi duyduğunda nasıl bir tepki verecekti?
Paul'un evine geldiğimde evde beni bekleyen şoktan habersiz zile bastiğimda kapiyi annem açtı.Onun burada ne işi vardı?