Sevdiğin zaman sevdiğin kişiye ulaşamamak nedir?
Bana göre bu soruyu cevaplamak oldukça can yakıcı. Bazen nefesini kesiyor bazen ise ağlama isteği ile dolup taşırıyor. Ulaşamamak kötü, çok kötü. Sana gelsin istiyorsun, ona gitmek istiyorsun ama yapamıyorsun fazlasıyla aciz kalıyorsun.
Sevmenin yanında birde ölüm var.
Kaybediş...İşte bu her duygunun üstünü örtecek türde bir acı. Dört harften oluşan ölüm...
Aile...
Ben uzun zaman önce ailesini hayal kırıklığı ile kaybetmiş bir kızım. Acısı hala en derinde, taptaze.
Zamanın geçmesi acıyı geçirmiyor sadece alıştırıyor. Zaman aslında sadece ilaç oluyor kabuk bağlatıyor. Kabuk bağlayan yaralarımız başka birileri tarafından kanatılıyor aslında bu bir döngü değil midir? Sen yara alırsın zaman kabuk olur sen yine yara alırsın biri gelir, biri olur kabuk tekrar yaraya dönüşür.Ölüm aslında sonu karanlık bir yoldur. Karanlık bi yolun sonu neye ve nereye çıkar bir fikri olan var mı?
Kim bilir belki de karanlığın sonu gökyüzüdür?
"Hayır hayır hayır bunu bana yapamazsınız hayır lütfen" diye bağırdım. Niye beni duyan yoktu? Sesim neden çıkmıyordu? Sesim mi çıkmıyordu yoksa ben deliriyor muydum?
"Bırakın annemi bırakın. Babaa hayır baba dikkat et lanet olsun size bırakın ailemi" buraya nasıl düşmüştük. Bağırıyorum konuşuyorum kimse duymuyordu Annemi ve babamı bağlamışlardı. Başımızda üç kişi vardı. Birisi kaba ve oldukça iriydi diğeri iri adama göre biraz zayıftı. Diğer kişiyi ise seçemiyorum uzağımdaydı. Lanet olsun hepimizi öldüreceklerdi. Pislikler beni duymalarına rağmen tek bir kelime bile kurmuyorlardı. Annemin ve babamın da ağzını gözlerini bağlamışlardı.
İri adam babama silah doğrulttu. Gözümden akan yaşlar durmuyordu artık. Silahı görünce "hayırrrrrrrrr" diye bağırmama rağmen durmadı. Tetiğe bastı. Hayır hayır bu olmamıştı olmamalıydı.
Gözlerimi her kapadığımda iğne gibi batan acılarımla yüzleşmekten yorulmuştum artık. O kadar sene acılarıma bi çare olamamıştı. Bedenim ve ruhum daralıyor dayanamıyordum.
Hayatın kısa olduğuna inananlardanım ben. Acı bir şekilde şahit oldum ki hayat çok kısa. Bir bakıyorsun yanında biri var bir daha bakıyorsun o biri yok olmuş, gitmiş. Kim bilebilir kalabalık bir aileyken bir anda yalnız kalacağını. Yalnızlığımla binlerce parçaya bölümdüm, bunun ağırlığını darmadağın olarak ödedim.
Nefes almak için engeller düşünün, yüzlercesinin, binlercesinin aşılmasına rağmen yine bir o kadarının daha olduğu. İşte ailemi kaybedince katlanmak zorunda olduğum zorluklarla tek başıma kaldım.
"Hadi mavi senin yüzünden yine geç kalacağım" diyen Elif ile bir süre düşündüm. Nefes almama tek olanak sağlayan kişiydi. Çoğu zaman konuşmayan, anlaşılması zor, sınırları olan, mesafeli ama bir o kadar da vicdanlı.
Kötü anlarımda hep yanımda olan, yalnızlığımı kapatmaya çalışan ve bunun için çabalayan dört senelik arkadaşım. Yaklaşık üç buçuk senedir birlikte yaşıyorduk.
"Tamam geldim daha üç dakikamız var" diyerek sırıttım. Bana göz devirerek baktı ve arkasını dönerek kapıya ilerledi. O kadar planlı ve dakik biri ki bazen beni zorluyor ama buna rağmen o benim bu hayattaki tek dostumdu.
Bazı acılar asla ama asla yok olmuyordu. Yarası hep bizimle kalıyordu.
Elif'in göz devirmesine aldırmadan sokak kapısından dışarı çıktım. Elif'te arkamdan geliyordu. Ben Beşiktaş'ta bir mekan da belirli günlerde şarkı söylüyordum Elif'te garsonluk yapıyordu.