"Hani vardır ya birçok yorucu şey yaparsınız dinlenmek için oturursunuz ama tekrardan iş çıkar. Eğer işi seviyorsanız yorucu değildir. Sevmiyorsanız o size işkence gibi gelir. Bazıları hep iyi kapılarda bekler. İşte bu aşktır. Sizce aşk sevdiğine ya...
Berk hastaneden çıkmıştı. İlk uçakla cuma günkü balo için ben ve berk Muğla'ya gidiyorduk. Ama ben ve berk. Berk hala beni hatırlamıyordu. Cuma gününe sadece 1 gün vardı. ~~2 Saat sonra~~ Uçaktan iner inmez otelimize gitmiştik. Biz tek bir tane oda tutmuştuk. Çünkü yataklar ayrıydı. Ama sadece arada komidin vardı. Bu ayırıyordu.
Berkle bavullarımızı yerleştirdikten sonra Berk'e bazı şeyleri anlattım. Tanışmamızı. İlk tanışmamızdaki gibi sonra 1 sülahi suyu kafasına boca ettim.
Her tarafı sırıl sıklamdı. Üzerime doğru geliyorduki yatağa oturup isteksizce o üzerime gelince yatağa düştüm. Üzerime geldi. Islak olduğu için sular üzerime damlıyordu.
Dudağıma birçok damla düşmüştü. Onları eliyle silmeye başladı. "Tamam hafıza kaybı yaşıyor olabilir ama bu kadarına gerek yok." Onu ellerimle itim.
Öykü: Hey adam bana bak benden uzak dur. Berk: İnsan sevgilisinden uzak durabilir mi? Öykü: B-İ-Z S-E-V-G-İ-L D-E-
Derken Berk ıslak dudaklarıma yapıştı. Öğğ. İğrençti. Onu itmeye çalışsamda yapamadım. Elleriyle ellerimi kelepçeledi. Iyyy. En sonunda ayaklarımla ayaklarına vurdum. O sırada şu iğrenç işi kesti.
Kalkıp dudaklarımı sildim.
Öykü: Berk sen hafıza kaybı yaşıyorsun diye ben seninle sevgili olamam. Biz sevgili değiliz. Anlıyor musun. Cuma günü sevgili taklidi yapcaz. Çünkü orada biz okulu yansıtıyoruz. Berk: Biz sevgili değil miyiz? Tamam kanka. Sıkıntı yok. Öykü: İyi sevindim.
Yemek için otelin restoran bölümüne indik. Nefret ettiğim yemekler vardı. Ben daha bunları söylememiştim. Hafızasını kaybetmeden önce haberi vardı heralde.
Yemekleri görür görmez " Gel dışarda yiyelim" dedi. Acaba Berk her şeyi hatırlıyor muydu?
Berkle sahil yanında bir restoranta gittik. Berk: Bize 2 tane iskender. Öykü: Berk sen niye benim yerime söylüyorsun? Berk: Çünkü sen iskendere bayılırsın. Öykü: Berk hatırlıyorsun.
O sırada telefonum çaldı. Arayan "Özel Numara" açmakla açmamak arasında kaldım. Berke baktım. Oda "Aç" anlamında elini salladı. Dayanamayıp açtım. Öykü: Alo! Özel Numara:(Sesini değiştirerek. Çok belliydi.) Karşında oturan adam varya o hafıza kaybı falan yaşamadı. Her şeyi hatırlıyor. Şaşkınlıkla Berkin yüzüne baktım. Öykü: Siz kimsiniz? Özel Numara: Yakında tanışırsın. Öykü:(özel Numara yüzüme kapadı) alo alo! Kapattı.
Telefonu kapatıp masaya koydum. Berk şaşkın şaşkın beni izliyordu. Hemen söyleyip hafifte bırakmak istemedim. Onunla oyun oynucam. Kendi itiraf edicek. Öykü: Berk biz normalde sevgiliydik? Aslında öylede değil. Ben seni seviyorum. Berk çook şaşkındı. Berk: Sevgilim bende seni seviyorum. Onu odaya götürüp basmalıydım. ( basmalıydım: Yalanını ortaya çıkarmak ). Öykü: Sev-gi-lim hadi otelimize dönelimm. Berk: Niye aç değil misin? Öykü: Odada seni yicem.
Berkle odaya çıktık. Ben öndeydim. Odanın kapısını açar açmaz berkin ayağı takıldı. Beraber o üzerinde yere düştük. Öykü: Berk her şeyi hatırlıyorsun biliyorum. Berk: Öykü ne diyorsun. Öykü: (bağırarak) BERK HER ŞEYİ HATIRLIYORSUN. YALAN SÖYLEME. HER ŞEYİN YALAN. Berk: Öykü açıklaya bilirim. Beni dinle. Onu üzerimden ittim. Öykü: Berk üç kâğıtçısınya aferin sana. Böyle devam et. Berk: Öykü dinle beni. Öykü: Berk anlatma. Dinledikçe sinirleniyorum. Hiç bir şey ANLATMA... Tuvalete geçip ağlamaya başladım. Sabaha kadarda ordan çıkmadım. Gözlerim mosmordu. Bu gün balo vardı.
Saat 5 gibi kuaförüm gelecekti. Bu yüzden biraz uyumalıyım. Tuvaletin kapısını açar açmaz berk ayaklarıma düştü. Heralde dün gece tuvaletin kapısında beklemiş. Sonrada uyuya kalmış.
Onu kaldırmaya çalıştım. Yatağına yatırıyım derken onun altında kaldım. Çıkamadım. Daha doğrusu çıkmak istemedim. Çünkü onun yalanı beni üzmüştü. Onu son kez kalbime almak istedim. Onunla beraber uykuya daldım. -------------------- Berk'ten: Sabahleyin saat 2 gibi uyandım. Yanımda Öykü vardı. Ben onunlamı yattım. Yok canım. Onun saçları çok güzel kokuyordu. Onu ilk defa yakından görüyorum. Yakından daha güzel. "Lan Berk sen nediyon. Aşık mı oluyon." Hızla yataktan kalktım. Diğerine geçtim. ___________________________ Saat 3 gibi uyandım. Yanımda Berk yoktu. Karşı yataktaydı. Telefonumu elime aldım. Ezgiden mesaj vardı. "Öykü acil beni ara. Sana ulaşamıyorum." Hemen aradım. Telefonu kapalıydı. Kuafördende mesaj vardı. "Öykü saat 3.30 gibi ordayım. İşim erken bitti."
Çok sesli bir biçimde "NE" dedim. Bu sayede Berk uyandı. Berk: Öykü noldu? Öykü: Kuaför geliyor. Biz kahvaltı etmedik. Berk: Sakin ol. Kahvaltıyı odaya istiyorum.
Kahvaltı hemen odaya geldi. Direkmen yemeğe başladım. Dişlerimi fırçaladım. Kuaför geldi. Off. Ben hayatımda 2 defa kuaföre gittim. Nefret ederim. Biri saçlarımla oynamamalı. Rahatsız olurum.
Kuaför: Öykücüm elbisen nasıl. ( saçım yapılırken berk kapının eşikliğinde beni izliyordu. Berk: Nevin abla bak bu. Kuaför=Nevin: Ooo öykü çok güzelmiş.
O an içeri berk girdi. Elbisemin fermuarını çekti. Elime baktı. Berk: Yüzük? Öykü: Ne yüzüğü? Berk: Sana verdiğim yüzük. Öykü: Hee şu öküz kadar olan şey çantamda takayım. Berk: (Ağzında dolandırarak) ne kadar cici kız kıyafetine soksakta kalıp değişmecek. Öykü: Ne dedin? Berk: Sana değil.
Yüzüğü takıp berin yanına gittim. Berk bana çok farklı bakıyordu. Bu bakış beni sinir ediyordu. Berk: Çıkalım mı? Bir saat var anca yetişiriz. Öykü: Tamam.
Berk koluna girmem için kolunu uzattı. Ben onu tıslamadan ilerledim. Kapıyı açtım ayağım takıldı düşüyordum ki berk beni tuttu. Doğruldum. Kolunu uzattı. Kolun girdim çünkü topuklu ayakkabıyı hiç sevmem nefret ederim. ___________________________ Kısa oldu biraz ama diğer bölüm için kısa oldu. Diğer bölüm bomba gibi hazır olun. Spoiler: Hamile kalan var. Acabaa kim? 🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗🤗 _____________________________
