0.3

45 16 5
                                    


Sabah annemin viraj alan terlik darbeleriyle gözümü açtım. Biraz tuhaftır ki her sabah hem de her sabah böyle uyandırır beni, bugünde o günlerden biriydi. Komidinin üzerinde duran telefonumu aldım.Saati 09.09 geçiyordu,annemin virajlı terlikleri hep bu saaate kalkardı pisten. Biraz daha yatakta dursaydım ne olacağını bildiğimden hemen yatağımdan fırladım, bu sabah ikinci bir terlik meselesini daha kaldıramayacağım için yatağımı topladım ve hızlıca üzerime bir t-shirt ve bir jean geçirdim. Bugün annem ile forma almaya gidecektik, daha fazla oyalanmadan salona geçtim.Annem kahvaltıya oturmuş başlamıştı bile. İşte o an dedim kesinlikle o benim annem. Bu arada iç sesim hemen olaya el attı.

-'Masal, bi dur orada bakayım, sen değilmiydin küçükken evlatlığım diye ortalıkta gezinen, annen mavi gözlü, sarı saçlı diye ben üveyim demiyormuydun?'

-'Sen sus sana bir kere!"

-'Tabi gerçekleri duymak acı verdi değil mi?'

-'Seninle uğraşamayacağım, lütfen uza' İç sesim ile vedalaşmam bitince kahvaltı yapan annemin yanına oturdum ve yemeğe yumuldum.

-"Bugün forma almaya gideceğiz."

-"Anne ben tek almaya gidebilirim. Çocuk muyum ben?"

O sırada iç sesim atıldı:

-'Sen daha hangi okula gittiğini bile bilmiyorsun.Forma almaya mı gideceksin? Güldürme Allasen.'

-"Ben sana sus dememiş miydim? Cık Cık Cık"

- "Kızım kiminle konuşuyorsun, şizofren misin sen?" Annemin söylediği şeye omuz silkip kahvaltıma devam ettim.

-"Hiç kimseyle."

-"Neyse tamam. Hadi kahvaltını bitir,hazırlan gidelim."

-"Tamam anne hazırım zaten kahvaltımı bitireyim gidelim."

Odama gidip çantamı aldım ve salona geçip ayakkabımı da giyip annem ile dışarı çıktık.

--------------------------------------

Dükkandan çıkarken içimden bir ohh çektim, ne zormuş forma bakmak(!)

(Aslında yaptığım annemin dükkan sahibinin eşi ile yaptığı sohbetin bitmesini beklemekti.)

Annem ile eve doğru ilerlerken iç sesim ile tartışıyordum, maalesef annemin sesi ile yarıda kaldı.

-"Masal kızım ben az bir Nuray teyzene uğrayayım."

-"Nuray teyze kim anne yaa?"

-"Komşumuz, iki sene önce taşınmışlar Trabzonlularmış, bir nevi hemşehriyiz."

-"İyi, iyi (he he) görüşürüz." Anneme el salayıp yanından ayrıldım, eve doğru ilerlerken bir çığlık sesi dikkatimi çekti, hemen yönümü değiştirip ara sokağa ilerledim.

İç ses:'Salak mısın? Neden oraya gidiyorsun.' İç sesimi dikkate almayıp oraya doğru ilerledim.Bir oğlan çocuğunun elinde top, acı acı bağırıyordu, köpekte ona doğru hırlıyordu. Vicdanlı tarafımı konuşturup, yerden çakıl taşları topladım. Bunlar işe yaramaz diye orta boy bir tahta parçasını elime aldım, ve köpeğe biraz yaklaştım bende korkuyordum. Çakıl taşlarından birini alıp köpeğe fırlattım. Köpek yön değiştirip bana doğru döndü, çocuk kaçtı, köpek bana ilerlemeye başladı

-"Hain çocuk! Yardım çağır lan."

İçses:'Ne kadar kibarsın sen öyle.'

Korkudan ayaklarım geriye doğru ilerliyordu. Arkamı dönüp koşmaya başladım. Evlerin oraya kadar gelmiştik.(with my hain köpek fhfyfjfh).

Köpek arkamda mı diye bakarken birinin beni kolumdan çekmesi ile yere 1.90 serildim demek isterdim ki maalesef boyum 1.66. yine de beni eken kişi yılmadı, beni aparmanın giriş katına çekti. Derin nefesler alarak yere çökerken beni çeken kişinin kim olduğuna anlamak istedim ve kafamı yukarı kaldırdım. Gözlerim aniden gözleri ile buluştu. Ben ela gözlerine düşmüş gibi bakarken gerçekten düşmüş olduğum aklıma geldi, çok yakınımda duruyordu biraz mesafe için ayağa kalkmaya çalıştım ama çabam hüsran ile sonuçlandı. Yeniden kalkıp geri çekildim ama ayağım çok acıyordu. O acıyla yüzümü buruşturduğumda ne olduğunu sordu.

-"Ne oldu? İyi misin?"

-"İyiyim ama ayağım biraz acıyor galiba burkuldu."

-"Otur şöyle"dedi ve merdivenleri gösterdi beraber merdivenlere oturduk.

-"Tanışmadık galiba ben Rüzgar."dedi elini uzatarak.

'Jelibon aşkına, I don't believe it!' ben de elini tutup,

-"Ben de Masal, memnun oldum" dedim ve elimi çektim.

-"Hadi buradan çıkalım."dedi ve ayaklandı,ben de peşinden ayaklanmaya çalıştım ve yine yere düştüm,bugün düşmelerim annemin terliğine bin bastı cidden. Rüzgar elimden tutarak beni kaldırdı ve yürümeye başladık daha doğrusu ben topallıyordum,girdiğimiz binadan çıktık.

-"Evin nerede?"

"Buraya yakın ama ben tek giderim"dedim ve iki adım atamadan düşüyürdum ki,tuttu,b-beni b-belimden

-"Baş belasımısın? Yürü seni evine bırakalım." kafa sallamakla yetindim.düşeceğimi biliyordum.

Birkaç dakika sonra evimin önüne geldik, o şaşkınca eve bakarken ben şaşkınca boş ellerime bakıyordum, neden mi? Annem gitmeden önce poşetleri vermişti ve şuan ellerim bomboştu, aklıma gelen fikir ile yavru kedi bakışlarımı Rüzgar'a doğrulttum.

-"Affedersin, ben poşetleri unutmuşum, hem ayağım da acıyor bir koşu gidip alsan nasıl olur." derin bir nefes aldı sonra geri verdi ve

-"Tamam"deyip az önceki binaya yol aldı giderken mırıldandığını duydum, son duyduğum şey "Baş belası"idi.

-------------------------------

İlk olarak merhaba jelibon aşkına inanamıyoruz,gün geçtikçe okunma sayımız ve oylarımız artıyor. Bir çoğunuz yeni bölüm bekliyorsunuz biliyorsunuz ki üç haftadır bölüm atmıyoruz ama canımız çıkana kadar yazı yazdık ve yazdığımız bölüm flaşın içindeydi filaşta vefat etti (ALLAH RAHMET EYLESİN dfsadfsdfasfda) ancak atabildik. Şimdilik hoşçakalın oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz

Görüşürüz (aşağıdaki küçük yıldız)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

JELİBON AŞKINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin