-Polisler neden bu kadar geç kaldı?
-Biraz daha gelmezlerse sonumuz buradakiler gibi olacak...
-Hayır.Hayır...kötü düşünmemeliyiz..
-Ama bu saate kadar gelmeleri gerekirdi.
-Beklemekten başka çaremiz yok!
Uzun süre düşündüler.Başka çareleri de yoktu.Buraya 1 hafta önce gelmişlerdi.Ancak daha ne olduğunu anlayamadan koskoca bir kasaba b,r anda yok olmuştu.Dünyayla bağlantı kuramıyor,yardım çağıramıyorlardı.Ve buna sebep olanları bir tülü bulamadılar.Görevliler gelip gitmiyor,hayvanlar yok olmuş ve ormandan başka yerlerde bitki yok! Sanki terkedilmiş bir şehir gibi...Ama yüzyıllar öncesinden terkedilmiş gibi..Herşey olduğundan fazlasıyla soğuk ve karanlık...İnsan icatları parçalanmış ve önemsiz...Telefon çekmiyor...Yemek yok..Her şey olduğu gibi kalmış...Ama etrafta yosun parçları ve deniz suyu var...Evler yıkılmış,binalar çökmüş...Hatta insan ölüleri bile ortada yok...Neler oluyor..Aklını kaçırmamak elde bile değil..Kapana kısılmış gibi...Nefes alamıyorlar...Buraya fazla korunmasızlar...Ama belkide...bir yolu vardır...Geceleri...çıkan o seslerle baş edebilirlerse...Belki bir şansları olabilir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaletli Gecenin Ölüleri
Ciencia FicciónLucina,karanlıkta eline aldığı kitabın içini açınca donup kaldı.Kitabın dışı kanlarla kaplıydı.İçindeki el yazısı soluk kırmızı ve akıcıydı.Feneri korkuyla kitaba yaklaştırıp okudu: Çok korkuyorum...Her yer karardı.Bize doğru adım adım yakla...