ZE | BÖLÜM 6

487 42 17
                                    

*Bir prenses ağlamaz*

Ayakkabılarımı giydim. Bilerek yavaş giyiyordum. O sırada Jungkook'un bakışlarını yakaladım. Bana kötü kötü bakıyordu. Hemen hızlandım. Açıkçası korkmuştum.

Arabaya doğru yürüdüm. Kapımı açmasını bekledim ama yüzüme bakmadan yürüyüp gitti. İçimden "öküz işte nolacak odun kafalı" diye geçirdim.

Arabayı yavaş kullanıyordu.

Mi cha: Çok hızlı kullanıyorsun. Biraz yavaşlar mısın?
dedim ve ona alay eder şekilde bakdım.

Kafasını bana çevirdi. Bir bakış attı ve hızlı sürmeye başladı.

Mi cha: Ya tamam bişi demedim. Yalvarırım yavaş sür.  Öldürcen bizi yavaşlaa.

Jungkook: Geldik zaten,  sabret.

Mi cha: OFF!

Güldü ve bir anda durduk. Etrafı süzüyordum. Deniz kenarında güzel  bir yerdi.

Jungkook: Ne aval aval bakıyon insene!

Çıtımı çıkarmadım. Hemen indim. Yavaş adımlarla restauranta girdik. Ben yine mal gibi sandalyemi çekmesini bekledim. Ama gene çekmedi ondun kafalı.

Garsona bir hareket yaptı. Hemen yanımıza geldi.

Jungkook: Mi cha sen ne istiyorsun?
Dedi
O sırada garson beni yicekmiş gibi bakıyordu. Yerimde kıpırdandım.

Mi cha: Ee şey ben bir su istiyorum.

Jungkook: Sen bize herzamankinden getir.

Mi cha: Şey ben lavoboya gidebilir miyim? Diye sordum Jungkooka

Jungkook: Tamam git ama çabuk ol.

Kafamı salladım ve hemen hızlıca gittim.

Yüzüme bir su çarptım. Böyle bir olay önceden yaşamıştım. Böyle tepkiler vermem o kadar normal ki. Tam arkamı döndüm gidiyordum ki birden karşıma o sapık garson çıktı.

Garson: Nereye güzelim. Daha tadına bakmadım.

Mi cha: Napıyosun be pis sapık çık.

Garson: Tadına bakmadan bırakmam.

Mi cha: Jung-
Birden eliyle ağzımı kapatmıştı.

Garson: Oo noluyo 2 dakika ya, fazla değil. Bir dakika bekle.
Kapıyı kapatmaya gitti. Bende fırsattan yararlanıp bağırdım.

Mi cha: Jungkook yardım et koş!
Adam birden arkasını döndü ve ağzımı kapatmaya çalıştı.

Zaman geçmeden Jungkook geldi ve adama yumruk geçirdi. Yere yatırıp üste çıktı ve dövmeye başladı. O sırada ben ağlamaya başladım.

Tabi çoğu kişi geldi bizi izliyordu. Bir kadın geldi ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Benim yaşıtım gibi duruyordu.

Jungkook adamın üstünden kalktı. Geldi ve sertçe elimi tutup çekiştirmeye başladı. Elimi acıtıyordu. Bunu söylememe rağmen hala sertçe tutuyordu. Resmen sinirini elimden çıkarıyordu.

Arabaya doğru sürükledi. Kapıyı açtı ve sertçe beni içeri firlattı. Resmen fırlattı. Kendi yerine geçti. Gene arabayı hızlı sürdü.

Mi cha: Nereye gidiyoruz.

Jungkook: Sus, dedi sakin bişi şekilde.

Mi cha:Ama nereye gittiğimizi merak ediyorum.

Jungkook: SUS DEDİM SANA! Sus diyorum.

Bende hemen sustum. Yavaşça kafamı elime eydim. Morarmıştı. Artık nasıl sıktıya öküz.

Bu sefer ona baktım. Yandan görünüşü mükemmel denecek kadar güzeldi. Birden bana baktı. Ona bir süre baktım. Hemen kafasını çevirdi. Yola bakarak,

Jungkook: Elin acıyor mu?

Mi cha: Birazcık.

Jungkook: Eve gidince buz koyarız. Ama şimdi eve gitmiyoruz.

Mi cha: Nereye gidiyoruz.

Jungkook: Taehyung'un evine. Arkadaşım.

Mi cha: Peki ama orda koysak.

Jungkook: Tamam.

Evettt. Bugünlük bu kadardı. Bür süpriz yapam dedim. Umarım beğenirsiniz. Ama benim pek içime sinmedi. Diğer bölümde görüşürüz.
Sizi seviyorum. Bye bye ❤️👋
 
Sınır= 20 oy <3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zoraki Evlilik   |   JJK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin