Portakal suyumu yudumlarken camdan dışarıyı seyrediyordum. Hoşnut değildim. Kuşkusuz en yi manzara bile Bay Cherry'den daha
iyi görünmüyordu. O bir Tanrı'mıydı? Dokunulmuş muydu? O kutsaldı öyle değil mi? Eğer o tanrısal bir mertebedeyse benim ölümcül auramı hissedebilir miydi? Veya hastalıklı aşkımı?Ding dong!
"Ne yapacağım? Kim zile basıyor? Sığınağa gitmeliyim! Hayır kapıya bakmalıyım. Ya beni öldürmek isteyen bir katilse? Ya da ailemden mektup getiren bir postacı... Çok korkunç. Çok korkunç. Kaçmalıyım. Telefon, kıyafet, para, arabamın anahtarları nerede? Ben araba kullanamam. Galiba sona ge-"
Etrafı karıştırırken düşürdüğüm vazonun parçaları etrafa dağılırken yüksek ses beni ürküttü. Öylece dikilmiş parkeyi izliyordum. Kımıldarsam ölecekmişim gibi... Nefes dahi almıyordum neredeyse.
" Bay Murphy! Orada her şey yolunda mı? "
Suratım tamamen yanmaya başlarken bir anda popomun üzerine bıraktım kendimi. Bir süre sonra zile tekrar basıldı. Yüzümde anlamsız bir tebessüm oluştu. İşte planım. Kapıyı açmayacaktım. Ve Bay Cherry kapıda sonsuza dek bekleyecek ve bir ağaca dönüşecekti. Sonra onu yeni aldığım elektrikli testeremle kesecektim.
"Ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha!"
Çok zekiyim!
Ring ring ring!
Çalan telefona temkinli bakışlar yolladım. Parmak uçlarımda ilerleyip telefona biraz daha baktım.
Ring ring ring!
Ahizeyi kaldırıp kulağıma dayadım ve karşı tarafın konuşmasını bekledim.
" Bay Murphy? "
Cherry numaramı biliyor mu? Yüce İsa!
"Numaranız kayıtlı değil! Siz de kimsiniz acaba asla tanıyamadığım insan?"
Yumuşak bir kıkırtı duyduğumda kaslarımın eridiğini hissettim.
" Ben Hiroshi Kamiya. Daha çok Bay Cherry dersiniz bana ancak. Kapıyı açabilir misiniz?"
Sağ ayağımla sol bacağımı kaşırken eğlenir bir tonda konuştum.
" Mümkün değil! Evde yokum. "
" Oh bu çok korkunç! Az önce evinizden bir takım sesler duydum. Galiba hırsız girdi! "
" Ne hırsız mı? Benim evimde mi? Bay Cherry ya beni öldürmek istiyorsa!"
"Sakin olun Bay Murphy. Evde değilseniz size zarar veremez." dediğinde tüylerim dikeldi.
Ben evdeyim!
Bir anda çığlık çığlığa kapıya koştum ve kulağında telefon yarım ağız sırıtan beyaz tenli ve kızıl saçlı adama sarıldım.
"Evdeyim Bay Cherry size yalan söyledim!"
Beni kendisinden uzaklaştırırken kahkaha attı.
"Biliyorum Bay Murphy. Başından beri ev telefonundan konuşuyoruz."
Yüzüm yanarken onu ittim.
"Beni oyuna getirdiniz!"
Gülmemek için dudaklarını kemiren görüntüsüne dayanamayıp evime doğru giderken kapım rüzgarda sertçe kapandı.
"Bay Cherry evimin anahtarının sizde olma olasılığı nedir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
murphy's birthday | bxb
Short Story[✔️] tamamlandı | bxb Beyaz teninde kirazları taşıyor, saçları bir meleğin kanından içmiş gibi. Gözleri her zaman gülümsüyor ve bakışları sanki ardımı görüyor. Küçük bir adam olduğumu düşünüyor ve beni gölgesinde tutuyor. Ben ise sayılı günlerde ona...